İran ile Suudi Arabistan arasında yürütülen müzakereleri desteklediğini belirten Ahmedinejad, “İran, Türkiye ve Suudi Arabistan yan yana durursa ve birlik içinde hareket ederse bölgenin çehresi tamamen değişir. Bu çok kolay gerçekleşebilir. 3 ülke arasındaki ortak paydalar ihtilaflı oldukları konulardan onlarca kat daha fazladır. Bu ortak paydaları güçlendirirsek her şey kolaydır” dedi. Ahmedinejad, Türkiye, İran ve Rusya’nın Suriye kriziyle ilgili yürüttüğü Astana sürecinin de bu kapsamda önemli olduğunu dile getirerek, “İran, Türkiye ve Rusya, Suriye’de barışın tesisine yardımcı olabilirler. Bu şekilde Suriye halkının iradesi hâkim olabilir. Bölge halkları ve ülkeleri dost olabilirse büyük bir güç ortaya çıkar. Hegemonik değil, dünya barışına hizmet edecek bir güç” diye konuştu.
ABD İLE İLİŞKİLER
Tahran ve Washington’ın geçmişte işbirliği yaptığını ve muhtelif konularda anlaştığını hatırlatan Ahmedinejad, bunun şimdi de olabileceğini belirterek, “İran ile ABD yeni anlaşmalar yapabilir. Asıl olan adalet ve saygıya dayalı bir işbirliğidir. Dostluk ve barış olursa neden olmasın. Bu, İran ile ABD’nin bölgedeki halkların çıkarının aleyhine işbirliği yapacağı anlamında değildir. İşbirliği hiçbir ülke ve halkın aleyhine olmamalıdır. Mesela Türkiye’nin ABD ile olan dostluğu İran’ın aleyhine değildi. Biz Türkiye ile dosttuk şimdi de dostuz” değerlendirmesinde bulundu.
18 HAZİRAN SEÇİMLERİ
Ahmedinejad, 18 Haziran’daki seçimlerde cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağıyla ilgili olarak da “Henüz görüş belirtmedim. Bekleyelim. Halkın haklarını daima savundum. Milli çıkarlara ve insani değerlere aykırı bir durum gördüğümde sesimi yükselttim. Seçim atmosferi çok durağan, hiçbir zaman böyle olmamıştı” dedi.