Sanat, iş ve medya dünyasından birçok ismin yoğun ilgi gösterdiği Ahmet Güneştekin’in “Hafıza Odası” adlı sergisinin açılışına, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katıldı. Güneştekin’le sergiyi gezip eserleri inceleyen Bakan Ersoy, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ahmet Güneştekin’in sadece Türkiye’de değil, dünyada da çok başarılı sergiler açtığını söyledi. Ersoy, sergiyi başarılı bulduğunu ifade ederek, sanatçının Türkiye’yi yurt dışında temsil etmesinin çok gurur verici olduğunu belirtti.
Türk sanat camiası adına Güneştekin’i tebrik eden Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’da bu tarz kültür faaliyetleri, her geçen gün artmaya başladı. Bundan sonra da artmaya devam edecek gibi gözüküyor. Kültür ve sanat bir şehir için olmazsa olmaz. Hele siz turizmin başkenti iddiasında bir şehirseniz en büyük ihtiyaçlarınızdan biri, bu tarz kültür ve sanat faaliyetlerinin artmasıdır. Çünkü kültür, sanat ve turizm beraber büyüyorlar. Siz ne kadar kuvvetli olursanız, rakiplerinizden o denli ayrışıp öne geçiyorsunuz. Hem Türk insanı açısından hem de Türkiye açısından bu çok çok önemli.”
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, sergiye destek veren sponsorlara da teşekkür ederek, “Sanat sponsorlarla daha hızlı gelişiyor. O açıdan çok çok önemli. Biz de bakanlık olarak kültür ve sanatın ekonomik değerinin tespitiyle ilgili bir çalışma başlatıyoruz. Eğer bütün kültürel ve sanatsal faaliyetlerin ekonomik değerlemesi düzenli olarak yapılırsa, ileride sanatın ve kültürün gelişmesi açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
“Sanatçılar yaşadığı dönemin sorumlularıdır”
Ahmet Güneştekin ise sanatseverlerin yıllardır kendisinden böylesine geniş bir kapsamlı sergi beklediğini anlatarak, bu serginin 2 ay boyunca görülebileceğini söyledi. Serginin 2 ayın sonunda Tiflis Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde, ardından da Moskova Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde sergileneceğine işaret eden Güneştekin, Bakü’deki Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nde de devam eden bir sergisi olduğunu dile getirdi.
Güneştekin, “Hafıza Odası”nın Türkiye’nin 100 yıllık belleğini sorgulayan bir sergi olduğuna dikkati çekerek, “Sergideki video ve enstalasyonlar bunun ipuçlarını verecektir. ‘Çürüme ve Yoktunuz’ eserlerinin incelenmesini tavsiye ediyorum. Bir de ‘Hafıza Tepesi.’ Sergideki seramikler de hepsi tamamen birbiriyle bağlantılı ve hafızayı sorgulayan işler.” dedi.
Sergide “Tanrının Arka Bahçesi” serisi kapsamında hazırladığı eserlere de yer verdiğini aktaran Güneştekin, şöyle devam etti: “Bu serginin en önemli parçası ‘Cennet Kimin’ adlı eser. Hayalimde düşündüğüm, cenneti sorguladığım bir iş. Serginin bütünü ise hafızayı sorgulayan, sonraki zamana bir belge olarak kalan işlerdir. Burada rengarenk işler görüyorsunuz ama alt katta ciddi bir trajedi var. Ciddi bir şekilde sorgulayan işler var. Sanatçılar yaşadığı dönemin sorumlularıdır aslında, hafızayı taşıyan insanlardır. Sanatçının o dönem yaşadığı duruşu da gösteren bir sergi ve bu açıdan önemli.”
Eserlerinde genellikle mitleri ele aldığını hatırlatan Güneştekin, “Binlerce yıllık, on binlerce yıllık hikayeleri işliyorum. ‘Ölümsüzlük Odası’, Gılgamış’ı, Göbeklitepe’yi ele alan bir eserdi. Ben zaten geçmişi, belleği sorgulayan biri olduğum için, her zaman geçmişi, bugünkü zamanla buluşturan bir sanatçıyım.” ifadelerini kullandı.
Güneştekin, yoğunlukla eserlerinde kullandığı kuru kafa figürüne ilişkin de “Ölümsüzlüğün karşılığını kuru kafa gibi görüyorum. Hayvanlar için boynuz, insanlar için kuru kafa kullanıyorum. Bir anlamda ölümü de sorguluyorum aslında ve korkuyu sorguluyorum. Seramik eserlerine de baktığınız zaman topraktan çıkan şeyler ama ölüm kavramını da işliyor. Küplerle hem anne karnını hem doğumu hem de mezarı, ölümü bir arada sorguluyorum. Aslında ölüm ve doğumu bir arada işliyorum.” dedi. Daax Corporation sponsorluğunda düzenlenen sergi, 26 Ocak 2020’ye kadar görülebilecek.