Geçtiğimiz ay 25 Kasım günü, “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”ydü. Yapılan araştırmalar sonucunda çıkan rakamlar, kadınların maruz kaldığı şiddet, eşitsizlik ve hakimiyet tablosunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayınladığı rapora göre; son 10 ayda 363 kadın şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti. Mart 2018 rakamlarına göre ise son 10 yılda şiddet görerek öldürülen kadın sayısı kanları donduracak seviyede. Son 10 yılda 2 bin 337 kadın şiddet görerek hayatını kaybetti.(*) Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre sadece 2017 yılında tam 409 kadın öldürüldü. Yıllara oranla baktığımızda ise İstanbul, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde kadın cinayetleri daha fazla olduğu görülüyor. Bu illeri Bursa, Adana, Şanlıurfa gibi şehirler takip ediyor.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Başkanı Doç. Dr. Berna Güloğlu’na göre; “Erkekliğe atfedilen güç, kuvvet, kahramanlık ve cesaret gibi değerler, toplum içinde her geçen gün güçleniyor.”
Kadına yönelik şiddetin, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın tüm ülkelerde görülen sosyal bir sorun olduğunu söyleyen Doç. Dr. Berna Güloğlu, “Kadına yönelik şiddet; kadının yaşamına korku ve güvensizliği sokarak fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kendini tehdit altında hisseden kadın toplumsal yaşama katılmakta zorlanmaktadır. Her ne kadar şiddet kültür, inanç, ırk, ve ekonomik düzey farkı olmaksızın tüm toplumlarda görülen bir durum olmasına rağmen, şiddetin görülme sıklığı toplumdan topluma değişiklik göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Kadınlar gördükleri şiddetten bahsetmiyor ve kurtulmak için çaba sarf etmiyor
Ülkemizde kadına yönelik şiddetin büyüyerek toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıktığını söyleyen Doç. Dr. Berna Güloğlu, “Şiddetin aile bireyleri arasında kalması gereken bir durum olarak görülmesi kadınların erkeğin kadına şiddet uygulamasını meşrulaştırmaktadır. Bu da hem şiddet gören kadının “O, benim kocamdır, döver de sever de” gibi ifadelerle yardım arama sürecini hem de müdahale edilmemesi gereken bir durum olduğu inancındaki çevrenin yardım verme sürecini etkilemektedir.
“Kadın şiddet görmüşse bunu hak etmiştir” şeklindeki toplumsal algılarda, kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesini engellediği gibi şiddet gören kadının yardım arama sürecini engelleyerek şiddete maruz kalmasına rağmen o ilişkinin içinde var olmaya devam etmesine yol açmaktadır. Kadın şiddete direnirse, toplum tarafından ayıplanacağı, dışlanacağı korkusu ile şiddeti kabullenememektedir.” şeklinde konuştu.
Kadının eğitim düzeyi azaldıkça erkeğin şiddeti de artıyor!
Şiddetin ortaya çıkmasının bir diğer nedeninin eğitim düzeyi olduğunu vurgulayan Güloğlu, “Kadının eğitim düzeyi düştükçe daha fazla şiddete maruz kalmaktadır. İlkokul ve altı eğitim düzeyine sahip kadınların şiddete maruz kalma oranı üniversite mezunu kadınlara göre 2,5 kat fazladır. Ayrıca çalışan kadınlar ve çocuk sahibi kadınlar aile içi şiddete daha fazla maruz kalmaktadır.” dedi.
Hakimiyet kurmak isteyen erkeklerin şiddet gösterdiğini belirten Doç. Dr. Berna Güloğlu, “Toplum tarafında boyun eğme, özveri gibi erdemler kadına atfedilirken; gerilim, çekişme, rekabet gibi erdemler ise erkeklere atfedilmektedir. Bu durum, gücü temsil eden değerlerde zayıflık gösteren erkekler, erkekler dünyasından dışlanma korkusu yaşamaktadır. Üstünlüğünü koruması gerektiğini hisseden erkek için fiziksel olarak kendisinden güçsüz olarak gördüğü kadına uyguladığı şiddet gücünü gösterme yoludur.” dedi.
Aile içi şiddet nedir?
Eşe, çocuklara, anne, babaya, kardeşlere, yakın akrabaya, eski eşe, sevgiliye, nişanlıya yönelik olarak gerçekleştirilen; vurma, aşağılama, küfür etme, korkutma, tehdit etme, cinsel açıdan zorlama, özgürlüğünü kısıtlama gibi saldırgan davranışlardır.
Sadece acil durumlarda değil;
• Şiddetle ilgili, herhangi bir bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda,
• Ne yapacağınıza karar veremediğinizde,
• Kendinizi çaresiz hissettiğinizde,
• Çıkış yollarını öğrenmek istediğinizde,
• Şiddet gören birine yardım etmeye karar verdiğinizde de Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı gece gündüz, istediğiniz saatte arayabilirsiniz.
Aile İçi Şiddet Yardım Hattı
- 0212 656 96 96
- 0549 656 96 96
Unutmayın, hattı aradığınızda vereceğiniz bilgiler gizli tutulacak ancak hayatınızla ilgili bir tehlike söz konusu olduğunda bu bilgiler yalnızca polise iletilecektir.
Şiddetten kurtulmak mümkün!
0212/0549 656 96 96 numaralı telefonu arayın. Aradığınızda, ihtiyacınız olan bilgiyi, psikolojik ya da hukuki desteği alacağınızdan emin olabilirsiniz.
Eğer acil ve hayati tehlike arz eden bir durumdaysanız, yani o an şiddet görüyor ya da az sonra görecek olmaktan korkuyorsanız polis ya da jandarmayı harekete geçirecek olan numara budur. Böyle bir durumda hat görevlileri, karakoldaki işlemlerinizin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinden güvenli bir yere yerleşmenize kadar tüm süreci takip edecektir.
Aile içi şiddetle mücadelede yalnız değilsiniz! Evinizde şiddet görüyorsanız ya da şiddet gören birilerini tanıyorsanız, lütfen arayın!
Avon “aile içi şiddetle mücadelede” sesini yükseliyor
Avon, 2004 yılından beri dünya genelinde sürdürdüğü “Aile içi Şiddetle Mücadele”de sesini yükseltiyor! Bu yıl, herkesi şiddetin ilk sinyallerini görüp, fark etmek üzere #döngüyükırdeğişimibaşlat etiketini takip edip, tüm sosyal medya hesaplarında paylaşmaya davet ediyor.
Şiddete seyirci kalmamak için sen de tüm şiddet sinyallerini sosyal medyada #döngüyükırdeğişimibaşlat etiketiyle paylaşın, aile içi şiddete sessiz kalmayın!