Altınordu Futbol Kulübü’nün başarı hikayesi sadece Türkiye’de değil artık Avrupa’da da konuşulur oldu. Genç yetenekleri daha çocuk yaşta bulup özel bir eğitime alan kulübün modelini görmek için kulübün sponsoru Petrol Ofisi bir grup gazeteciyi İzmir’deki tesislere davet etti. Hikayeyi ve iki kurumun ortaklığını Altınordu’da bu modeli yaratan iş insanı Seyit Mehmet Özkan ve Petrol Ofisi’nin CEO’su Selim Şiper’den dinledik. 1923 yılında kurulan Altınordu’nun başarı hikayesinin ilk adımları 2012 yılında atılıyor. Yıllarca demir-çelik sektöründe çalıştıktan sonra emekliliğe ayrılan iş insanı Seyit Mehmet Özkan, “Bu yaştan sonra parayı ne yapayım” diyor ve 20 milyon Euro’yu ülkenin gençlerine yatırıyor. Torbalı’da tesisler kuruluyor ve futbolcu olacak futbola eğilimli çocuklar seçilerek işe başlanıyor. Eğitim yatılı. Çocuklara sadece futbol dersleri değil yabancı dil dersleri, futbol tarihi derslerini veriliyor. Organik tarım ve hayvancılık öğretiliyor. Altınordu’nun sloganı da bu: “Sadece iyi futbolcu değil, iyi birey iyi vatandaş da yetiştiriyoruz.”
AİLELER ÇALIŞIYOR
Mehmet Özkan, çocukları seçerken ilk kriterlerini “kıpır kıpır, yaramaz olmaları” diye açıklıyor. Şöyle devam ediyor: “Bizim miskin çocukla işimiz yok. Zengin çocukları da olmaz. Çünkü ona her şey hazır sunuluyor. Burada çalışanların bir kısmı aileler. Biz de yemek seçmek diye bir şey yok. Yemeyen çocuk sahada zayıf kalır. 9 yaştan 19 yaşa kadar 160 çocuk var burada.” Tesis içinde bir de okul hazırlıkları olduğunu anlatan Özkan, şöyle devam ediyor: “12 yılda 35 milyon Euro harcadık. 15’i geri geldi. Bu bir insan hayatına sığmayacak kadar uzun vadeli bir iş. Amacım ben gitmeden burayı kendi ekonomisini çeviren bir hale getirmek.” Türkiye’nin kaç tane daha Altınordu’ya ihtiyacı olduğu sorusuna ise “Almanya’da 150 tane bu ayarda var. Bir 150 de bunun bir alt ayarında var. İngiltere’de bu kalitede 92 akademi var. Ama Ajax’ta bile bizim gibi bir sistem yok” diye yanıt veriyor.