Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) düzenlediği “Koronavirüs Çağında ABD’nin Uluslararası Güvenlikteki Rolü” başlıklı online panele eski ABD Savunma Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Mary Beth Long ve Heritage Vakfı Araştırmacısı Luke Coffey konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise SETA DC Koordinatörü Kadir Üstün yaptı.
Coffey ise uzun vadede koronavirüsün ABD’nin rolüne etkilerini konuşmak için erken olduğunu ancak kısa ve orta vade için elde birçok tahminin olduğunu kaydetti.
ABD’nin, Rusya, İran ve Çin konusunda sorun yaşadığı, sorunların Kovid-19’dan sonraki dönemde de olacağını kaydeden Coffey, “Ancak bu sorunlarla mücadele etme yöntemimiz muhtemelen değişecek. Çünkü elimizde en azından kısa vadede bu sorunlarla başa çıkmak için daha az kaynak olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE VE ABD ARASINDA SAĞLIKLI BİR EKONOMİK İLİŞKİ VAR”
ABD’nin gayrisafi milli hasılasının salgın nedeniyle azalacağını kaydeden Coffey, bu ülkenin savunmaya aynı şekilde harcama yapmayı sürdürmesi için müttefikleriyle bir yük paylaşımı içerisine girmesi gerektiğini belirtti.
Coffey, salgın döneminde bazı gelişmekte olan ekonomiler için büyük bir fırsat olduğunu kaydederek, “Türkiye ve ABD arasında sağlıklı bir ekonomik ilişki var. Her iki ülkenin liderleri de birçok kez, bu ekonomik ilişkiyi artırmak istediğini dile getirdi. Türkiye, yeni ticari ilişkiler için gerçek bir olasılık. Bu tarz ülkeler, uluslararası yatırımcıların dikkatini çekmeli.” görüşünü paylaştı.
“ABD’NİN EN AZINDAN ORTA DOĞU’DAKİ ROLÜ KARMAŞIK”
Long, ABD’de virüs konusundaki birçok kararın eyaletlere bırakıldığına, bu nedenle de farklı uygulamalar olduğuna işaret ederek, “Öte yandan, güvenlik açısından bakıldığında ABD’nin en azından Orta Doğu’daki rolü karmaşık.” değerlendirmesinde bulundu.
Virüs salgınında İngiltere başta olmak üzere ABD’nin birçok müttefikinin Çin ile ilişkilerini yeniden düşünmeye başladığını vurgulayan Long, Rusya’nın ketumluğundan dolayı henüz koronavirüs konusunda çok fazla bir etki görülmediğini sözlerine ekledi.
Long, Avrupalı ve NATO aktörlerine El-Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin salgını kendi leyhlerine kullandıkları uyarısı yaparak, “Burada özellikle Afrika’ya dikkati çekmek isterim. El-Şebab gibi yerel terör örgütlerinin adam toplaması, hapishanelerden kaçması ve diğer faaliyetleri büyük oranda arttı. Ülkelerin halihazırda terörle mücadele için sınırlı kaynakları var. Virüs nedeniyle de hem dikkatleri dağıldı hem de bu kısıtlı kaynaklarını virüsle mücadeleye harcamak zorunda kaldılar.” dedi.
Long, virüs salgını ile ABD’nin savunma sektörünün yanı sıra sağlık ve altyapı alanlarına da ne kadar çok yatırım yapması gerektiğinin ortaya çıktığını vurguladı.