İSO tarafından açıklanan PMI endeksi, geçen yılın Nisan ve Mayıs aylarında covid-19 nedeniyle verinin hesaplanmaya başladığı tarihten bu yana gördüğü en düşük seviyeye inmişti. Haziran’dan itibaren güçlü bir toparlanma başladı ve bu güçlü seyir bugüne dek sürdü. Nisan ayında endeks 50,4 seviyesinde gerçekleşti. Bu değer iki açıdan önemli. Birincisi 50’nin üzerindeki büyüme döngüsü 11. ayına ulaştı. İkincisi, bugünkü değer son 11 ayın en düşük değeri.
Önceki ay 52,6 olan endeksin 50,4’e inmesi çok sert olmasa da güçlü bir yavaşlamaya işaret ediyor. Bu yavaşlamanın nedenlerini ve hangisinin ne kadar etkili olduğunu net olarak bilmemiz mümkün olmasa da; Nisan ayında para politikasındaki belirsizliklerin artması, döviz kurlarının yükselmesi, hammadde fiyatlarının artması, içeride covid-19 vakalarının zirveye çıkması gibi faktörleri muhtemel nedenler arasında sayabiliriz. İhracat ise endekse büyüme yönünde katkı sağladı. Yeni ihracat siparişleri dört aydır artıyor. Önümüzdeki aylarda PMI’da göreceğimiz gelişmeler bu faktörlerin seyrine bağlı olacak.
Enflasyon tarafında ise aylık yüzde 1,7; yıllıkta ise yüzde 17,4 düzeyine ulaştık. Haberleşme, alkol ve tütün ürünleri ile eğitim enflasyonu aşağı çekerken; ulaştırma, sağlık ve ev eşyası sektörleri enflasyonu yukarı çekti. Ulaştırma fiyatlarında yüzde 29,3 artış olması dikkat çekiyor.
Bu rakamlarda geçen ay kurlarda yaşanan artışın etkilerinin olduğunu söylemek zor. Yani son kur artışının etkilerini sonraki aylarda göreceğiz. Bu yüzden TCMB Başkanı’nın geçen haftaki açıklamasında ifade ettiği “Nisan’da enflasyonun zirve yapması” beklentisinin gerçekleşme olasılığı son derece düşük.
Üretici enflasyonu çok daha hızlı yükselmeye devam ediyor. ÜFE, ilk 4 ayda yüzde 12,9’a çıkarken, yıllık bazda yüzde 35,2’ye sıçradı. Üretici enflasyonun bu kadar sert yükselmesi de Nisan’daki zirve olasılığını düşürüyor.
Gelişmeler bu yönde iken, enflasyonu kışkırtacak ifadeler yerine tedaviye yönelik adımların hızla atılması gerekiyor.