Başkent’in saklı güzelliklerinden olan Nallıhan’daki Sarıyar Hasan Polatkan Baraj gölü, güneşli havalarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri oluyor. Gölde yapılan tekne gezisine eşlik eden rengarenk sedimanter kayaçları ve Bizans dönemine ait kalıntılar, tarihe ve doğaya merakı olan herkesin ilgisini çekiyor.
Baraj gölü farklı balık türlerine de ev sahipliği yapıyor. Bölge halkı tarafından İsrail sazanı olarak isimlendiren balık çevre halkı için önemli bir gelir kaynağı. Yurt dışına da ihraç edilen bu özel lezzeti tatmak isteyen vatandaşlar ise Çayırhan Mahallesi’nin yolunu tutuyor.
Henüz bilinirliği çok olmayan bu saklı gölü keşfeden bir daha vazgeçemiyor. Balıkçıların yıl içinde tonlarca balık tuttuğu göl, hem ilçede yaşayanlar için önemli bir gelir kapısı hem göl üzerinde yaşayan kuşlar için ekosistemin devamını sağlıyor.
“BURADA 80’E YAKIN AİLE BALIK TUTUP GEÇİMİNİ BALIKLA SAĞLAMAKTADIR”
Sarıyar Hasan Polatkan Barajı’nın Türkiye’nin ilk hidroelektrik santrali olduğunu belirten Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Erşan İlhan, “Bizim Çayırhan Mahallemizin biz kısmı balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. İlk yıllarda burada sazan, yayın, tatlı su kereviti, şafak ve diğer balık çeşitleri varken teknolojik sebepler veya doğa olaylarından gölümüzde şu anda asıl adı gümüş balığı olan fakat biraz zalim olduklarından dolayı İsrail sazanı olarak geçen bir balığımız var.
Burada 80’e yakın aile balık tutup geçimini balıkla sağlamaktadır. Burası göçmen kuşlarının uğrak yeri. Nallıhan Kuş Cenneti diye geçer. Burada gölden geçerken karınlarını doyururlar. Çayırhanımıza her yıl 184 çeşit kuş geliyor. Fakat burada en fazla olanı karabatak. Çok güzel kuş resimleri çekiliyor. Haziran ayında Foto Safari Yarışması düzenleniyor. Kuşları silahla değil fotoğraflarla yakalamalarını istiyoruz. Foto safari seven dostlarımızı bekliyoruz. Burada tarihi mağaralarımız var. Burada gördüğünüz yerlerde eskiden Sakarya Nehri ile Bolu Aladağ’dan gelen Aladağ Çayı’nın birleştiği yer. Karşı tepelerde suyun altında kalan yerlerde okçu odaları varmış.
Burada Gülşehri’ni korumak için Osmanlı‘ya ait askerlerimiz varmış. Köyde ekmek pişirilen fırınlar gibi mağaralar var. Burada 15-20 tane varmış, atalarımız hem yaşamak hem düşmandan korunmak için buralara sığınmış. Biz bunları belediye ve vatandaş olarak tanıtmak istiyoruz. Bu mağaraların bir kısmı sular altında. İçine girildiğinde sedirler ve aslan başlı resimleri vardır. İncelendiğinde arkeologlar ve doğa severlerin büyük ilgisini çekecektir” dedi.
“TANINIRLIĞINI DÜNYA ÇAPINDA BİR NOKTAYA GETİREBİLİRİZ”
Çayırhan’ı ziyaret edenlerin tarihi ve doğal güzellikleri bir arada bulabileceğini belirten İlhan ,”Biz Çayırhan’da balıkçılık, çiftçilik ve madencilikle geçiniyoruz. Bugünkü ekonomik şartlar altında daha gelişmek istiyoruz. Gençlerimize istihdam sağlamak istiyoruz. Bunun için turizme belediye başkanımızın öncülüğünde geliştirmek için çalışıyoruz.
Öncelikle doğayı sevenleri buraya bekliyoruz. Gölümüzün sörf ve yelken sporlarına çok uygun. Tanınırlığını dünya çapında bir noktaya getirebiliriz. Gölün altında kalan yerleşim yerlerimiz var. Baraj gölünün altında kalan köylerimiz oldu Bunun altında evlerimiz kaldığı gibi o zamanki şartlarda bazı tarihi eserlerimiz sular altında kalmış.
Bizans zamanından kalma şehirlerimiz var. Gülşehri diye biliyoruz halk arasında. Ankara’da şehir altından çıkarılan eserlerimiz müzelerimizde vatandaşlarımıza gösteriliyor. Göl üzerinde yapılan gezilerde bu tarihi yapıları görme imkanı da bulurlar” diye konuştu.
Sörf ve yelken sporlarına uygun olan baraj gölünün güzelliği drone ile çekilen görüntülerle gözler önüne serildi.