Ekonomide kalkınmanın anahtarlarından olan yüksek katma kıymetli ve inovatif eser geliştirmek için birçok vakit yalnızca mühendislik bilgisi ya da tüketici taleplerine nazaran yapılan tasarım yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle sanayinin tüm alanlarında, son devirde çokça öne çıkan kavramlardan olan “ürün geliştirme uzmanı” takviyesine gereksinim duyulabiliyor.
Marmara Üniversitesi Eser Geliştirme Merkezi’nin (MÜRGEMER) firmalara verdiği eser geliştirme dayanağıyla sağlıktan dokumaya, otomotivden havacılığa, teknolojiden savunmaya kadar pek çok bölümde geliştirilen eserler, tasarım basamağında yapılan tahlilleri ve simülasyonları sayesinde kullanım sırasında sıfıra yakın risk taşıyor.
MÜRGEMER, gelişmiş altyapısı sayesinde firmalara eser geliştirme süreçlerinde dayanak verirken, firmaların; kullanım sırasında oluşabilecek riskleri hesaplanmış ve ortadan kaldırılmış, inovatif, işlevsel eserler geliştirmesi sağlanıyor.
MÜRGEMER Proje Yöneticisi Öğretim Üyesi Dr. Selim Hartomacıoğlu, yaptığı açıklamada, eser geliştirme basamağında dikkat edilmeyen küçük ayrıntıların hayati kıymet taşıdığına, hatta birden fazla vakit kazaların ya da üretim sırasındaki aksaklıkların neden kaynaklandığının tespit dahi edilemediğine dikkati çekti.
Hartomacıoğlu, yaptıkları çalışmalarda pek çok yaratıcı eser dizaynının gerçekleştirildiğini, var olan eserlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalarda ise kullanım sırasında aksaklık olmadan fark edilemeyen yapısal yanılgıların giderildiğini söyledi.
MÜRGEMER iş birliği ile geliştirilen eserlere ait örnekler veren Hartomacıoğlu, tasarım takviyesi verdikleri en dikkati alımlı eserlerden biri olan anne sütü filtresini belirtti.
Hartomacıoğlu, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tuğba Tunalı Akbay’ın Inodove Ar-Ge ve Danışmalık firmasıyla geliştirdiği filtrenin; süte 15 dakikalık teması ile anne sütünü arındırdığını, biberonlara ve saklama kaplarına monte edilebildiğini, sallama poşet halinde de kullanılabildiğini anlattı.
Anne sütüne geçen ve bebeğin sıhhatini tehdit eden her türlü ziyanlı kimyasallar, aflatoksinler, alkol, ilaçlar ve tarım ilaçları ile bunların yıkım eserlerini süzebilen filtrenin, aparatının dizaynının ve prototip üretiminin gerçekleştirildiğini bildiren Hartomacıoğlu, esere ait şunları söyledi:
“Pure Milk ismi verilen buluş; anne sütünü her türlü ilaç, antidepresanlar, ağrı kesiciler, antibiyotikler, kalp ilaçları, tiroit ilaçları, diyabet ilaçlarından arındırıyor. İlacın dışında ise saç boyası, makyaj materyali, günlük yiyeceklerden alınan besin katkı unsurları üzere bütün kimyasal unsurlarda de kullanılabiliyor. Her hususa spesifik olarak başka ayrı filtreler hazırlanıyor. Sigara içen bir annenin sütündeki nikotin yahut kotini uzaklaştıran filtre başka, antidepresan kullanan annenin sütündeki antidepresanın filtresi başka. Emziren anneleri büyük bir tasadan kurtaran, tedavi olmaları gereken durumlarda gönül rahatlığıyla ilaç kullanmalarına imkan veren filtre, birebir vakitte dünyada bir birinci olma özelliği taşıyor. Anne sütü fitresinin dünyada bir örneği bulunmuyor. Birinci sefer Türkiye’de üretilen filtre seri üretilmeye başlanacak.”
Bireye özel, enfeksiyon riski taşımayan implantlar
Dr. Selim Hartomacıoğlu, MÜRGEMER’in dayanağı ile geliştirilen bir öteki eserin ise Biotechnica Mühendislik Medikal Bilişim tarafından üretilen hastaya özel subperiostal titanyum implant olduğunu, epey kuvvetli bir tedavi süreci gerektiren implant uygulamasının bu eserle avantajlı hale geldiğini, bilhassa çene kemiğinde erime olan ya da çeşitli kazalar nedeniyle hasarlı çene yapısına sahip olan şahıslara uygulanan sistem ile tedavi müddeti kısalan hastaların tedavisinin de kolaylaştığını anlattı.
Hastaya özel olarak tasarlanan subperiostal implantların; çene bölgesinde kemiğe harika bir ahenkle sabitlendiğini, ağız içine olan uzantıları ile diş protezi için destek oluşturarak avantaj sağladığını aktaran Hartomacıoğlu, implant tedavisi yapılacak kişinin evvel baş tomografisi alındığını, implantların takılacağı bölgelerin çizimleri ve akabinde simülasyonlarının yapıldığını, 3 boyutlu baskı üzerinden ayrıntılara bakıldığını söyledi.
Hartomacıoğlu, bilhassa yük birikmesinin yaşandığı implantın boyun tasarımı ve vida yerlerinin, deneyimli mühendisler tarafından cerrah onayı alınarak özel olarak yapıldığını, zigomatik implantların uygulama zorlukları ve enfeksiyon risklerinin bu implantlarda bulunmadığını kaydetti.
Çalışmada, kullanım müddetince implantın üzerine gelebilecek yük ve gerilmeler ile yorulma tahlilleri yapılıp tasarımlara istikamet verildiğini söz eden Hartomacıoğlu, “Bilgisayar dayanaklı tasarım sürecinde, sonlu elemanlar yolu ile yapılan tahliller ile implantın insan bedeninde çalışma şartları simüle edildiğinden üzerine gelebilecek yük durumlarındaki reaksiyonları ve uzun müddetli çalışma performansı öngörülüp tasarımlara istikamet verilebilmektedir. Bireye özel implantlar anatomiye tam uyumlu üretildiklerinden ötürü ameliyat müddetleri kısa, eser ömürleri uzun oluyor. Alt ve üst çenede büyük kemik kayıpları olan hastalarda, hastaya özel tasarlanan subperiostal titanyum implantlar büyük avantaj sağlıyor.” diye konuştu.
Jet Cooling Sistemi
MÜRGEMER Proje Yöneticisi Öğretim Üyesi Dr. Hartomacıoğlu, HTE Endüstriyel Denetim tarafından yapılan Jet Cooling Sistemi’nin ise (Maça Soğutma Sistemi) Türkiye’de bir birinci olduğunu, döküm sanayisi için üretim sırasında tertipli olarak harika bir soğutma tahlili sunduğunu, Japonya ve Fransa’nın akabinde Türkiye’de geliştirildiğini, üretim sırasında yapısal yanlışları ortadan kaldırarak üretim firesini azaltan Jet Cooling Sistemi’nin bilhassa ileri teknoloji alüminyum ile üretilen eserlerin yüksek kalitede üretilmesinde son derece kıymetli olduğunu vurguladı.
İleri teknoloji alüminyumun özellikle otomotiv kesiminde çok kullanıldığını belirten Hartomacıoğlu, “Otomotiv bölümünde dinamik yük var ve eserin kalitesi çok kıymetli. Hatta vakit zaman hayati kıymet taşıyor. Örneğin, alüminyum bir jantta üretim sırasında gözden kaçan küçük bir yanılgı lakin jant kırıldığında fark edilebiliyor. Jet Cooling Sistemi, bu tıp yapısal yanılgıları büsbütün sıfırlıyor.” dedi.
Hartomacıoğlu, yeni eser dizaynının yanı sıra var olan eserlerin daha işlevsel kullanılabilmesi için kullanım sırasında oluşabilecek risklerin tespit edilmesi ve tahliller geliştirilmesi konusunda da çalıştıklarını tabir ederek, Özünlü Damper Karoser ve Çelik firması tarafından tasarımı yapılan araç üstü havuz tipi damper ve şasisinin yasal kapasitesi, teknik kapasite ve çok yükleme durumlarında oluşabilecek durumların simüle edilerek tasarım doğrulama süreci gerçekleştirdiğini kaydetti.