“Bursa Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi”nin kuruluşuna ilişkin karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’nin 1 Aralık tarihli nüshasında yayımlandı.
Mimar Sinan Yerleşkesi’nde faaliyet gösterecek teknoparkta, ofis hizmetleriyle eğitim ve toplantı salonları, laboratuvar ve ortak yaşam alanları ile Ar-Ge odaklı firma ve girişimcilere hizmet verilecek. Bölgede, Ar-Ge çalışmalarının katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi, inovasyon düzeyinin yükseltilerek Bursa ekonomisine katkılar sunulması amaçlanıyor.
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, AA muhabirine, üniversitenin 10 yıl önce tematik bir okul olarak kurulduğunu, teknoloji ağırlıklı çalıştıklarını söyledi.
Daha önce açtıkları BTÜ Teknoloji Transfer Ofisinin, çok az sayıda üniversite şirketi bulunan bir merkez olduğunu aktaran Karademir, şöyle devam etti:
“Teknokentte amacımız, üniversitedeki akademik hocalarımız, öğrencilerimiz ve şehrimizdeki girişimcilerin fikirlerini ekonomiye kazandıracak ve sürdürülebilir olarak ülke bazında, uluslararası bazda marka firmalar oluşturacak bir platform kurmak. 86’ncı teknokent olarak, önceki teknokentlerin tecrübelerinden faydalanmamız gerekiyor. Güzel çalışmalar yapanlar var ama tam amacına ulaşmayan çalışmalar da var. Buralar sadece bir ofis merkezi olmaktan öte yurt dışında hepimizin bildiği gibi ıslak laboratuvarlar olan ve prototip aşamasında üretim yapan yerler de olması lazım. Bunun için iki alternatif var; biri üniversitenin geniş mekanlarında bunu yapabilirsiniz, ikinci olarak da daha ideali ilgili organize sanayi bölgelerinin içinde olması lazım. Böyle olursa hem fiziki hem psikolojik hem de teknik olarak sanayi ve üniversite, kamu arasındaki görünmeyen engelleri ortadan kaldırmış olursunuz.”
“Ar-Ge’ye en fazla bütçe ayıran ikinci üniversiteyiz”
Prof. Dr. Karademir, kurulacak teknoparkın gerçek işlevini yerine getirecek bir yer olması için de çaba gösterdiklerini anlattı.
Üniversitelerde uygulama ağırlıklı eğitim verilmesi gerektiğini savunduklarını vurgulayan Karademir, “Bizde sektörel eğitim programı var, öğrencilerimiz bir dönem sektörde çalışıyorlar. Sektörel eğitim programı sağlıklı çalışırsa o zaman 2244 Sanayi Doktora Programı’na insan kaynağı transfer etme ihtimali oluyor. Sektörde çalışan insanlardan doktora ve yüksek lisans yaptırılması ne kadar önemliyse yeni taze kanların da katılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Karademir, BTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin güzel çalışmalara imza attığını vurguladı.
“Ar-Ge’ye en fazla bütçe ayıran ikinci üniversiteyiz.” diyen Karademir, Bursa’da öncelikle sanayicilerin, iş ve istihdam oluşturan yatırımcıların güvenini kazanmak gerektiğini ifade etti.
İnsanların uzun soluklu sürdürülebilir yolculuk, yol arkadaşlığı yapabileceklerine inanmalarının önemine değinen Karademir, şöyle konuştu:
“Teknokentle beraber bu çalışmalarımız çok daha yüksek bir seviyede gidecektir. Yerlileşme ve millileşme konusunda Türkiye’de başlatılan güzel çalışmalar var. YÖK’ün de başlatmış olduğu öncelikli alan çalışmalar var. Bursa, Ar-Ge merkezi sayısı, ihracat değerleri sayısı, ilk 500’e giren uluslararası standartlara sahip firma sayısı olarak Türkiye’de ilk 2’de, 3’te olan bir şehir. Bu şehre daha fazla teknokent sayısı, daha fazla üniversite kazandırmak lazım. Bursa ekosistemi içinde sanayi ile entegre olan akademik insan sayısını çoğaltmak lazım. Ancak bunu yapabilirseniz yurt dışından gelen projelere göre imalat yapan fabrikadan, kendi fikrini ve markasını üreten, kendi patentiyle satan bir ekosisteme dönüşebilirsiniz.”
Prof. Dr. Karademir, gerekli çalışmaların yapılması halinde teknoparkın şehre ekonomik olarak büyük faydalar sağlayacağını sözlerine ekledi.