Detayları belli olan yeni sistemde, lise türleri arasında farklılıkların kaldırılıp kaldırılmayacağı da merak konusu. Şu anda olan fen, sosyal bilimler, Anadolu ve meslek lisesi türlerinde bu değişikliklerin nasıl uygulanacağının netleşmesi gerekiyor. Tabii bütün bu değişiklikler, yeni bir üniversite giriş sistemi için atılan bir adım olup olmadığı konusu eğitimcilerin kafasını karıştırdı. Şimdi gelin, yeni lise sistemiyle ilgili şu ana kadar kamuoyuna sızan 10 maddede neler olduğunu ve eğitimcilerin kafasındaki soru işaretlerini paylaşalım.
1- Ders sayısı azalıyor: Ders sayısının azaltılması öğrenciler için sevindirici. Eğitimcilerin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve savunduğu bir çalışma. Çünkü çok fazla ders olmasına rağmen içeriğin yeterince hakkı verilmiyordu. Ders sayısı azaltılırken müfredatın, yani içeriğin de hafifletilmesi şart. Şu anda Anadolu liselerinde haftalık ders saati 40, sanırım şimdi 35 düşünülüyor, ama bunun da altına inilip kredi doldurmak için ‘Ders Geçme Kredi Sistemi’ getirilirse, liselerde çok büyük sıkıntı yaşanabilir. Normal liselerde yaklaşık 12 ders var, yeni sistemde bu sayının altına inilmesi planlanıyor.
2- Liselere kariyer ofisleri açılıyor: Birçok lisede rehberlik servisi var, öğrencilerin kariyer yönlendirmeleri buralarda yapılıyor. Ancak her okulda çok da etkin kullanılmıyor, kariyer eğilim testi ya da yönlendirmede zayıf kalınabiliyor. Çünkü rehber öğretmen sıkıntısı yaşanıyor. Bir öğretmen çok sayıda öğrenciyle ilgileniyor. Rehber öğretmen, öğrencilerin sorunlarıyla mı kariyer planlamalarıyla mı ilgilenecek endişesi var.
3- 12’nci sınıflarda destek çalışmaları yapılacak: Üniversite hazırlık çalışması, olumlu. Ama öğretmen kadrolarının öğrenciyi tutabilmesi için gerçekten üniversite hazırlık çalışması yapması gerekiyor. Öğrenci buradaki eğitimden tatmin olmazsa yine dışarıya, dershaneye ya da özel derse yönelecek. Şu anda olduğu gibi çok sayıda öğrenci rapor alıp okula devamsızlık yapabilir, lise son sınıflar boş kalabilir.
4- Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebilecek: Öğrencilere ilgi duydukları dersleri seçme fırsatı verilirse akademik ve sosyal açıdan daha verimli olabilirler. Seçmeli dersler diye bir alan zaten var, ancak müfredatın yoğunluğu nedeniyle genellikle okullar, var olan öğretmenlerine göre öğrencileri tercihe zorluyor.
Aslında öğrencilerin ders seçmesi, zaten 1991-1992 öğretim yılında uygulanmaya başlanmış, ‘Ders Geçme ve Kredi Sistemi’ pek de başarılı olmamıştı. Bu nedenle yaklaşık üç yıl sonra vazgeçilmişti. O zamanlar genel liselerde 20 ortak ders yanında öğrencilerin tercihlerine göre belirlenecek 57 çeşit seçmeli ders yer almıştı. Mezuniyet için en az 144 krediyi tamamlama şartı vardı. Ancak çok büyük sıkıntı yaşanmış, öğrenciler okul dışına çıkmıştı. Şimdi benzer bir sisteme geçilirse okullar bu dersleri nasıl verecek? Öğretmenleri nasıl ayarlayacak?
5- Yeni lise sistemi ilk olarak 2020-2021 yılında 9’uncu sınıflarda başlayacak, kademeli geçiş olacak: Olumlu bir adım. Bir yıl hazırlık yaptıktan sonra kademeli geçiş çok doğru. Okulların altyapılarını hazırlamaları, öğretmen kadrosunun buna göre yapılandırılması için iyi bir zaman. Ancak şu anda sistemin içinde olan öğrencilerin bundan etkilenip etkilenmeyeceği netleşmeli.
6- Bilgi kuramı zorunlu ders haline geliyor: Öğrencilerin yaşayarak, her konuyu sorgulayarak, araştırarak öğrenmesini sağlayan bir ders. Ağırlıklı felsefe grubu ve matematik öğretmenlerinin bu dersi vermesi düşünülüyor. Olumlu bir adım.
7- Yaparak, uygulayarak öğrenme ağırlık kazanacak: MakerLab, Makerspace, Maker Atölyesi, STEM laboratuvarı gibi alanlarda ders öngörülüyor. Öğrenciler, bu gibi atölyelerde yaşayarak öğrenme imkânı bulacak. Özel okullarda bu alanlar çoğunlukta olmasına rağmen her devlet okuluna bu imkânı vermek zor olacak. Altyapı verilse de eğitmen kadrosunun oluşması zaman alacak.
8* 12’nci sınıfa yenilikçi dersler geliyor: Eğitimcilerin merakla beklediği en önemli konu bu. Son sınıfa yenilikçi dersler gelirse buna uyumlu sınav sistemi nasıl olacak diye soruluyor.
9- Öğrencinin her alandan ders alabileceği dengeli bir ders çizelgesi oluşacak:Her alanda öğrencinin ders alması biraz çelişkili. Çünkü bu öğrencilerin hem fen, hem Türkçe, hem de yabancı dil okuması anlamına gelebilir. Her alanda ders alan öğrenci, bir alanda nasıl uzmanlaşacak? Bir yandan kariyer planlaması yaparken bir yandan da çok sayıda alana yönlendirmesi kafa karışıklığı yaratabilir.
10- Haziranda derslerin yerini proje sunumları, portfolyo hazırlıkları gibi yaşam becerileri etkinlikleri alacak: Okulların tatile gireceği yaz aylarında zaten sınava hazırlanan öğrencilerin büyük kısmı okula devam etmiyordu, ara sınıflarda olanlar ise rapor alıyordu. Haziranda okula öğrencileri getirmekte bu yöntem de pek etkili olmayacak gibi. Sınavların bittiği noktada okula gelmek istemeyen, adım atmayan öğrencileri proje ya da portfolyo ile getirmek de zor olacak.
‘GELECEĞİ KURGULAMA MESELESİ’
MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ortaöğretimde yapılacak değişikliklerle ilgili Instagram hesabından bir fotoğraf paylaşarak, altına, “Bu sadece bir ortaöğretim programı değişimi değil; ülkemiz için, çocuklarımız için bir gelecek kurgulama meselesi” yazdı. Bakan Selçuk, yazıda şu ifadelere yer verdi: “Koca bir salon dolusu genç… Daha geniş bir perdeden bakınca bir ülkenin geleceği… Bu gençlere karşı sorumluluğumuz çok büyük. Evet okula geliyorlar ama nereye gidiyorlar? Biz onları neye hazırlıyoruz? Yollarını nasıl çiziyoruz? Bu sorular meslek hayatımın sorularıydı. Şimdi cevabını verme zamanı. Hani siz hep soruyorsunuz ya ‘Çalışıyoruz diyorsunuz ama çok merak ediyoruz, ne yapıyorsunuz?’ diye. ‘Lisede ne yaptık?’ diyor, yarın (bugün) ortaöğretim tasarımını açıklıyoruz. Eğitimle ilgilenen, meselesi eğitim olan, geleceğe yürüyen herkesin bizimle olmasını dilerim. Zira bu sadece bir ortaöğretim programı değişimi değil; ülkemiz için, çocuklarımız için bir gelecek kurgulama meselesi.”