Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, sanayi sektörünün yaşanan zorluklara ve COVID-19 salgınının sarsıcı etkilerine rağmen Türkiye ekonomisinin yüz akı olduğunu belirterek, “2020’de ortalama 1,6 büyüme sağlayan sanayi üretimi, yılın iki ayında ortalama yüzde 10’un üzerinde artarak, geride bıraktığımız son 3 yıl içinde en yüksek yıllık büyümeyi kaydetmiştir.” ifadesini kullandı.
Odadan yapılan açıklamaya göre, ASO Nisan Ayı Meclis Toplantısı video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Başkan Özdebir, buradaki konuşmasında, Ankaralı sanayiciler olarak ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan’da 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelemesini kınadıklarını bildirdi.
COVID-19 salgını ve küresel ekonomik gelişmelerin birçok makroekonomik değişken üzerinde olumsuz etkiye yol açtığına dikkati çeken Özdebir, enflasyon, işsizlik, döviz kurlarında oynaklık ve yüksek faiz algısının Türkiye ekonomisinde yapısal bir soruna dönüştüğünü kaydetti.
Özdebir, ülkedeki makroekonomik gelişmelere değinerek, “Enflasyonun düşüşü için, para politikasında gerektiği kadar sıkılaştırmanın devam etmesi gerekiyor. Kısa dönemde acı reçete de olsa, faizin korunması mevcut durumda yapılabilecek en iyi iş gibi gözüküyor. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının finansal istikrara odaklanması ve ekonomide para politikasının maliye politikasını destekleyici olduğu bir sistemin kurgulanması daha sağlıklı sonuçlar verecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Arz tarafında faaliyetler artarak devam ediyor”
Salgın döneminde en hızlı toparlanmanın sanayi üretiminde görüldüğünü ve yılın ilk iki ayında beklentilerin üzerinde artış gerçekleştiğini vurgulayan Özdebir, şu ifadeleri kullandı: “Bu da ekonominin arz tarafında faaliyetlerin artarak devam ettiğini gösteriyor. İmalat tarafında ekonomik aktivitelerin yıla güçlü başlaması oldukça önemli. Sanayi sektörü, yaşanan bütün zorluklara ve pandeminin sarsıcı ekonomik etkilerine karşın ekonomimizin yüz akı olmuştur. 2020’de ortalama 1,6 büyüme sağlayan sanayi üretimi, yılın iki ayında ortalama yüzde 10’un üzerinde artarak, geride bıraktığımız son 3 yıl içinde en yüksek yıllık büyümeyi kaydetmiştir.”
Özdebir, perakende satışlarda ocak ayında kayıp yaşanan ivmenin şubatta yukarı yönlü olmasının talep tarafında da güçlenmeye işaret ettiğini bildirdi.
Mevcut durumda sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümeye ulaşabilmek için enflasyon ve cari açıkla öncelikli olarak mücadele edilmesi gerektiğini savunan Özdebir, “Bu mücadele büyümenin yavaşlamasına neden olur ancak gelecek dönemde sağlıklı bir büyüme için gereklidir. Türkiye ekonomisi ancak üretim odaklı, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeliyle sağlıklı bir büyümeye kavuşacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
“Tam kapanmada sanayicilerin üretime devam edebilmesi önemli”
Özdebir, ekonomik politika tasarımlarının, yurt içi üretimi ve istihdamı odağına alması, yatırım iklimini iyileştirmenin yanı sıra yurt içi tasarrufları artırma, dolarizasyonu düşürme ve GSYH büyümesini kredi büyümesine ve dış borçlanmaya daha az bağımlı hale getirme hedeflerini gözetmesi gerektiğini belirtti.
Salgının getirdiği şartlar nedeniyle 17 günlük “tam kapanma” kararının alındığına işaret eden Özdebir, bu kararda sanayicilerin üretime devam edebilmesinin önemli bir nokta olduğunu ancak kararda eksik kaldığını düşündükleri ve üretim ekosisteminin bütünlüğünü bozabilecek bazı unsurlara ilişkin yetkililerle temas içinde oldukları bilgisini verdi.