Tahir Büyükhelvacıgil Konya’nın köklü ailelerinden Helvacızade ailesinin temsilcilerinden. Konya’da sanayi denildiğinde akla ilk gelen isimlerden. Soyadlarından da anlaşıldığı gibi helva üretimine dayanan ailenin üretici kimliği zaman içinde Türkiye’nin en büyük bitkisel yağ sanayicileri olmaya uzandı. Konya Sanayi Odası Başkanı da olan, yıllık yaklaşık 9 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip bitkisel yağ sektörünü temsil eden Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Helvacızade AŞ Yönetim Kurulu Başkanı. Konya’nın bereketli topraklarında yıllardır tarımla da uğraşan bir kökten gelen Tahir Büyükhelvacıgil’le koronavirüs döneminde yaşananlar ve sonrasında Türkiye’de tarım ve sanayi işbirliğiyle neler yapılması gerektiğini dijital ortamda konuştuk.
Bundan sonrasında nasıl bir değişim, dönüşüm bekliyorsunuz?
Tarım ve gıdada yeni bir dönemin temelleri atılıyor. Artık her ülke kendi kendine yetmek, önce kendi ihtiyaçlarının güvenliğini sağlamak ve üretimi ön plana almak zorunda. Birleşmiş Milletler, pandemi nedeniyle küresel ekonominin yüzde 3.2 küçüleceğini, maliyetinin ise 2020 ve 2021’de 8.5 trilyon doları bulmasını beklediğini açıkladı. Ancak şu anda gözüken tablo özellikle ülkelerin gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği tedbirleri açısından kendine döndüğünü gösteriyor. ‘Bu pandemi süreci aslında tarım sektörünün ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.
TEK ÇÖZÜM ÜRETİM
Malum Türkiye’de tarımda büyük sorunlar var. Bugünden sonra ne yapmalıyız?
Tarımda yıldız ülke olabiliriz. Avrupa’nın gıda üretim merkezi olma fırsatımız var. Potansiyelimiz yüksek, sadece uzun vadeli, sürdürülebilir politikalara ihtiyacımız var. Tarımsal üretim seferberliği başlatmalıyız. Ürün planlaması yapmalı, ekilmedik bir karış toprak bırakmamalıyız. Temel gıda maddelerinden olan yağlı tohumlarda yüzde 75 oranında dışa bağımlıyız. Ülkemiz bitkisel yağda yurt dışı bağımlılıkta kritik eşiği aşmış durumda. Ülkemizin yağlı tohum ve türevlerinde dış ticaret açığı 2 milyar 392 bin dolar civarında. Tek çözüm üretim. Yağlı tohumları ‘stratejik ürün’ ilan etmeliyiz. Ekilebilir arazi sayımızı artırmalı, çiftçimizin üretim yapmasını sağlayacak politikalarla, üretim seferberliği başlatmalıyız. Sadece ayçiçeğinde yapacağımız doğru bir üretim planlaması ile ekonomimize çok büyük katkı sağlayabiliriz.
Son 15-20 yılda çiftçi sayısında büyük düşüş oldu. Tarım ülkesiyiz sözü lafta kalmadı mı?
Tarımdaki zenginliğimizi maalesef yeterince değerlendiremiyoruz. 57 milyar dolarlık üretim kapasitemizi artırarak, tarım ve gıda ihracatımızı yükseltecek bir potansiyelimiz var. Lojistik anlamda kritik bir noktadayız. Uzun vadeli, üretim odaklı, sürdürülebilir politikalar bizi gıda tedarik zincirinin en büyük halkası ve ‘yıldız ülke’ yapar.
800 BİN DEKAR KIRAÇ ARAZİYE ASPİR BİTKİSİ
Üretim seferberliği derken neyi kastediyorsunuz?
Pandemi döneminde hazineye ait atıl tarım alanları üretime açıldı. Yağlı tohumlu bitkileri üretimimiz biraz daha artacak ancak kanola, soya ve aspir türlerinde de istenilen ekim potansiyeline bir türlü ulaşamıyoruz. Özellikle kıraç arazilerde aspir yetiştirenlere yüksek destekler verilebilirse, üretim yapmaktan vazgeçmiş üreticiyi toprağına yönlendirebilir ve bu alanları tekrar tarıma kazandırılabiliriz.
AYÇİÇEĞİ STRATEJİK OLURSA KAZANIR
Bundan sonrası için hızla üretim nasıl mümkün olabilir?
Yağlı tohumda üretim açığımızın kapatılmasında Türkiye florasına uyumu ve çiftçimizin en iyi tanıdığı ürün olması açısından ayçiçeği çok önemli bir ürün. Dünya ayçiçeği ithalatında yüzde 39 ile şu anda dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Avrupa Birliği (AB) yüzde 24.4 ile ikinci, yüzde 10.2 ile Çin üçüncü sırada. Yıllara göre de ithalatımız artıyor. Ayçiçeği tohumu üretimimizi mutlaka iki katına çıkarmalıyız. Bitkisel yağ açığımızın kapatılmasında ekim alanımızın 650-700 bin hektardan en az 1 milyon hektarın üzerine, ortalama verimin ise kültürel tedbirlerle 250 kg’dan 300 kilogramın üzerine çıkarılması gerekiyor. Böylece yıllık üretimimiz 2.5-3 milyon tonun üzerine çıkabilecek.
GENÇ ÇİFTÇİLERE İHTİYACIMIZ VAR
Tarımdaki potansiyelin ortaya çıkarılması için çiftçilerin üretim isteğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Büyükhelvacıgil, “Hem çiftçilerimizin sayısını hem de ekilebilir tarım arazisini artırmalıyız. En önemlisi tarımsal üretimdeki nüfusumuzu gençleştirmeliyiz. Teknolojiyi iyi kullanan, dünyadaki trendleri iyi takip eden genç çiftçilere ihtiyacımız var” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE DİKKAT
Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda neler bekliyor?
İklim değişikliğinin de etkisi ile gıda arz ve güvenliği çok konuşulacak. En büyük sorun su kaynaklarımızın kaybolması. Çölleşme güneyden kuzeye doğru ilerliyor. Yeraltı su kaynaklarımızı tüketen vahşi sulama sistemlerinden vazgeçmeliyiz.
KARİYER ÖYKÜSÜ
Helvacızade Grubu’nun 3’üncü kuşak temsilcilerinden olan Tahir Büyükhelvacıgil 1958 yılında Konya’da doğdu. 1888 yılından bu yana gıda üretimi yapan aile, 1997 yılından bu yana da Türkiye’nin ilk 500 sanayi şirketi arasında. Büyükhelvacıgil, Selçuk Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun, kısa süreliğine yurtdışında bulunduktan sonra kardeşi Mevlüt Büyükhelvacıgil ile birlikte 1991 yılında Zade Bitkisel Yağ Rafinasyon Tesisleri’ni kurdu. Büyükhelvacıgil kardeşler Konya’nın en tanınmış sanayicileri. Büyükhelvacıgil, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu Başkanlığı, Dünya Standartlar Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyeliği ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’nün ilk kurucu başkanlığı, Müstakil Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve Konya Sanayi Odası Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. Büyükhelvacıgil, 2015’ten beri Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanlığı görevini yürütüyor.