◊ Ali Atay’ın yeni filmi “Cinayet Süsü”nde Başkomiser Emin olarak seyirci karşısına çıkıyorsunuz. Fragmanlardan anladığımız kadarıyla seyirciyi ters köşeye yatıracak bir film…
– Umarım seyirci filmden gülen yüzle çıkar. Filmdeki her karakterin iç dünyası karmakarışık. Bence filmin çekiciliği de karakterlerin gerçekliğinden geliyor.
◊ Başkomiser Emin rolü için “Daha önce hiçbir işte bu kadar gülmemiştim” dediniz, nedir bu işi sizin için bu kadar farklı kılan?
– Galiba uzun zamandır komik durumların içinde bulunmadım. Sinirlerim bozuktu. Ama rol arkadaşlarımın da en az benim kadar bozuktu… Herkes asabi bir histeri içindeydi. Bir de hepimiz gündelik hayatta görüşen, birbirini beğenen insanlarız. Sonra birden birlikte kol kola bu işe girdik. Kuru fasulye yiyip hayattan konuşurken kendimizi kamera karşısında buluyorduk. Absürttü.
◊ Başkomiser Emin ve ekibi tarihin en gizemli seri katil vakasını olabilecek en yanlış yöntemlerle çözmeye çalışıyor…
– Yanlış yöntem demeyelim. Kendi kafaları kayık, bence kopuklar. Böylesine organize seri bir katille karşılaşınca da ruhsal sistemleri çöküyor.
◊ Sette nasıl bir çalışma ortamınız vardı?
– İlk günler bir sahnenin genelini çekiyoruz. Binnur (Kaya) ile Feyyaz (Yiğit) doğaçlıyorlar. Lan sahne bitmiyor. Ali’ye bakıyorum eli bıyığında monitöre bakıp kıs kıs gülüyor. “Ya beyler ne oluyor” dedim. Sonra baktım Ali doğaçlamaya çok müsaade ediyor. Sonrasında çabuk alıştım.
BİNNUR BENZERSİZ BİRİ
◊ “Aramızda Kalsın” dizisindeki partneriniz Binnur Kaya ile 5 yıl sonra yeniden bir araya geldiniz…
– Binnur’u çok severim, çok da sayarım. Set disiplini, işe tutkusu mükemmeldir. Sette yere düşeni ilk o kaldırır. Sahne ruhu, zamanlaması metronom gibidir. İç enerjisi herkes için uyarıcıdır. Benzersiz biri.
◊ Ali Atay nasıl bir yönetmen?
– Ali’nin daha önce “Ölümlü Dünya” filmini izledim. Ali, cesur ve özgür bir adam. İyi de bir yönetmen. Çok donanımlı. Hızlı ve eğlenceli bir kafa.
◊ Sette en çok kiminle yakındınız?
– Ali ve Cinayet Masası ekibi ile… Neredeyse bir odada yaşıyor gibiydik. Sinir bozucu olan buydu zaten herkes birbirinin gözünün seyirmesini görüyordu. Çocuk gibiydik, çok güzel günlerdi.
◊ Duyduğuma göre sahne aralarında bol bol müzik konuşulmuş, dinlenilmiş…
– Evet, çok müzik dinlendi ve konuşuldu.
Herkesin altyapı zehir gibiydi. En büyük sürpriz Feyyaz’dan geldi.
Emerson, Lake & Palmer’in “From The Beginning” şarkısı benim başucu müziklerimdendir. O şarkıyı ezberlediğimde ergendim neredeyse, Feyyaz doğmamıştı bile.
Parça çalıyor, kendimi tutamayıp atladım soloya. Aa baktım Feyyaz da biliyor. Birlikte düet yaptık.
Ayvalık’ta derviş gibi yaşıyorum
◊ Hazırlıklarını sürdürdüğünüz “Neyzen Tevfik” ve “Zorba” adlı tiyatro oyunları ne zaman izleyici ile buluşacak?
– “Neyzen Tevfik”in provaları bir iki aya başlayacak. Yazın sahnede olur. “Azınlıkta Kaldık”ın turnelerinden boşluk buldukça ona çalışacağım. “Zorba” işi ise çok uzadı. Diziler ve filmler araya girdi.
◊ Netflix’in “Başkomiser Nevzat” projesinde adınız geçti, doğruluk payı var mı?
– Adım hep bir yerlerde geçiyor. Çoğundan haberim olmuyor.
◊ Ayvalık’ta “suyun üstünde yaşıyorum” dediğiniz hayatınız nasıl geçiyor?
– Sakin ve huzurlu. Derviş gibi yaşıyoruz işte. Uğur Yücel olarak yaşamıyorum.
Sahne ve sinema ilk tercihim
◊ Tek kişilik oyununuz “Azınlıkta Kaldık”ı 20 yıl sonra yeniden sahneliyorsunuz. Tiyatro izleyicisi değişmiş mi, nasıl gidiyor gösteriler?
– İlk gösteriler biraz gitarcının parmak açması gibi geçti. İstanbul’daki gösteride anladım ki sahneye devam etmeliyim. Ama birkaç düzeltme yapacağım. İzleyicide değişen en önemli şey ise umutsuz vaka gözüyle bakılan genç nesiller tiyatroları dolduruyor. Bu şahane. Bir de tepkiler daha yüksek sesli.
◊ Röportajlarınızdan birinde “Neden sahneyi bıraktığımı bilmiyorum, dizilere kapıldık gittik” demiştiniz. Oyun bir anlamda artık “daha az dizide olacağım” demek mi?
– Hiç büyük konuşup TV dizilerini bitirdiğimi söylemeyeyim. Platform işlerinde çalışırım. Ama o haftalık dizi tımarhanesine bir daha yatmak istemiyorum. Sağlığım bozuldu, kurudum. Sahne ve sinema ilk tercihim.
◊ Yeni nesil tek kişilik gösterilerinden beğendikleriniz var mı?
– Hiç izleyemedim, şimdi boş vaktim olacak. Ne varsa izleyeceğim.