Antalya’da Akdeniz Üniversitesi Bağlantı Fakültesi Gazetecilik Kısmı 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz’da meskenden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu’na ulaşılamaması üzerine Adana’dan gelen baba Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp müracaatında bulundu. Polis, Azra’yı bulmak için arama çalışması başlattı. Toplumsal medyadan da Azra’nın bulunması için davetler yapıldı. Antalya Emniyeti’nin de titizlikle yürüttüğü arama çalışmaları kapsamında Haytaoğlu’nun son görüldüğü bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelendi.
BİRİNCİ BAŞTA SUÇLAMALARI REDDETTİ
Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Ofis Amirliği takımları, Azra’nın cep telefonundan en son inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan’la görüştüğünü tespit etti. Cinayet masası grupları, Ayhan’ı çapraz sorguya aldı. Ayhan, birinci sözünde, “Önceden tanışmıştık. Geldi, birlikte yemek yedik, gitti. Bilgim yok” dedi. Polis, bunun üzerine Ayhan’ı hür bıraktı.
ÇAPRAZ SORGUDA İTİRAF ETTTİ
Cinayet masası grupları, daha sonra MOBESE ve etraf iş yeri güvenlik kamerası imgelerini incelemeye aldı. Manzaralarda, Mustafa Murat Ayhan’ın, Konyaaltı ilçesindeki konutundan birebir valizle birkaç sefer çıkıp gittiği belirlendi. Bunun üzerine Ayhan, yine gözaltına alındı. Tekrar çapraz sorguya alınan Ayhan, cinayeti işlediğini itiraf etti.
CANSIZ VÜCUDU AĞAÇ TESTERESİYLE PARÇALADI
Antalya’da, gazetecilik öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nuacımasızca öldüren emlakçı Mustafa Murat Ayhan’ın sözüne Sözcü ulaştı. Ayhan, konuta götürdüğü Azra’nın üzerini örtmek isterken elini vücuduna değdiğini, “Ne yapıyorsun!” diyen genç kızı paniğe kapılıp boğduğunu tez etti. Ağaç testeresi ve bıçakla Azra’nın vücudunu parçaladığını itiraf eden Ayhan, cansız vücut modüllerini üç farklı seferde meskenden çıkardığını söyledi. Kızın başını uçurumdan attığını, kolları ve bacakları ile gövdesini ormanda çalıların ortasına bıraktığını söyledi.
AZRA’YA İŞ TEKLİFİNDE BULUNDU
İnşaat mühendisi Ayhan (48), emlak şirketi sahibi olduğunu, 2013’te boşandığını, bir oğlunun bulunduğunu anlattı. Ayhan, 16 Temmuz’da Konyaaltı’nda kafeye gittiğini, kafede servis elemanı olan Azra ile tanıştığını söyledi. Kıza iş teklif ettiğini belirten Ayhan, karşılıklı telefonlarını aldıklarını söyledi.
KORONAYA YAKALANDIĞINI ÖĞRENİNCE İLETİ YAZDI
“Azra, arkadaşına telefon açtı. Arkadaşı karşılık vermedi. ‘Uyumuş, telefonu duymuyor’ dedi. ‘Evine bırakayım mı?’ diye sordum. ‘Ablam ile kalmak istemiyorum’ demesi üzerine ‘Bende kalabilirsin’ dedim. Azra, ablası aradığında ‘Eve dönmeyeceğim, sana bahsettiğim arkadaşımda kalacağım, beni merak etme’ dedi.”
”AZRA UYURKEN, ALKOL KULLANIP UYUŞTURUCU ALDIM”
Saat 01.30’da konuta geldiklerini kaydeden Ayhan, Azra salonda uyurken, kendisinin ise odaya geçtiğini söz etti. Saatlerce alkol kullanıp uyuşturucu hapı aldığını anlatan Ayhan, saat 13’te odadan çıktığında Azra’nın üzeri açık formda uyuyor olduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:
”ELİM KALÇASINA DEĞİNCE BAĞIRDI”
“Üzerini örttüğüm sırada elim kalçasına değdi. Panikle uyanıp ‘Ne yapıyorsun’ diyerek, bağırıp yüzümün sol tarafını tırmaladı. Panikledim ve ‘Sus ne bağırıyorsun’ diyerek, iki elimle Azra’nın boğazını hareketsiz kaldığı ana kadar sıktım. Nefes almadığını, nabzının atmadığını fark edince öldüğünü anladım.”
MARKETTEN AĞAÇ TESTERESİ ALDI
Azra’nın telefonu ve terliğini el valizine doldurup konuttan çıktığını anlatan Ayhan, cep telefonunu Boğaçay’ına, terliği çöpe attığını söyledi. Sitede kamera olduğu için Azra’nın cesedini parçalayarak çıkarmaya karar verdiğini belirten Ayhan, dönüşte marketten ağaç testeresi aldığını söyledi.
BAŞINI UÇURUMDAN AŞAĞI ATTI
Ayhan, cesedi banyoya taşıdığını, et bıçağı ile kızın başını gövdesinden ayırdığını, kafayı poşete, poşeti spor çantasına koyarak konuttan çıktığını anlattı. Seyir Terası mevkisindeki ormana girdiğini kaydeden Ayhan, Azra’nın başını uçurumdan attığını söyledi.
ÇALILARIN ORTASINA BIRAKTI
Konuta döndüğünü, gece alkol alıp ne yapacağını düşündüğünü anlatan Ayhan, sızdığını ve sonraki gün hava aydınlanırken uyandığını söz etti. Küvetteki cesedin kol ve bacaklarını modüllere ayırıp çöp poşetlerine koyduğunu, poşetleri spor çantaya koyup boynuna asarak otomobile taşıdığını söz eden Ayhan, Kirişçiler Köyü’ne yakın ormanlık alana giderek, her parçayı bir çalının içine attığını söyledi.
Meskene dönünce Azra’nın gövdesini iki modüle ayırdığını, bu kesimleri da Kirişçiler’deki ormanda çalılara koyduğunu söyledi.
BANYODAKİ KANI ÇAMAŞIR SUYUYLA TEMİZLEDİ
Ayhan, kanı temizlemek için banyoda kova içerisinde çamaşır suyuna bastığı Azra’nın eşyaları ile bıçak ve testereyi spor çantaya doldurduğunu söyledi. Bıçak ve testereyi Boğaçay’a attığını anlatan Ayhan, eşyaları çöpe bıraktığını anlattı.
CİNSEL İSTİSMAR TEZLERİNİ REDDETTİ
Cinsel istismar tezlerini yalanlayan Ayhan, “Bağırıp yüzümü tırmalaması üzerine paniğe kapıldım. Polise şikayet eder korkusu ile boğazını sıktım ve öldürdüm” dedi. Ayhan, savcılıkta, Azra’nın başını attığı noktayı hatırlayamadığını anlatarak, şunları söyledi:
Başını attığım yer uçurumdur. Yabani hayvanların bulunduğu yerdir. Rastgele bir hayvanın götürme ihtimali vardır. Azra’nın baş kısmını saklamadım.
Ayhan, Antalya 6. Sulh Ceza Hakimliği’nde ise “Çok pişmanım. Bu türlü bir şeyin yaşanmasını istemezdim. Olayı planlamadım” dedi.
YIRTICI CİNAYETİN İŞLENDİĞİ DAİRE GÖRÜNTÜLENDİ
Öye yandan Türkiye Azra Gülendam Haytaoğlu’nun öldürülmesini konuşurken yabanî cinayetin işlendiği Konyaaltı ilçesindeki daire görüntülendi ve katil zanlısı Mustafa Murat Ayhan’ın komşuları konuştu. Komşuları, 12 katlı apartmanın 5’inci katındaki dairede yaşayan Mustafa Murat Ayhan’ın konuta daima alkollü geldiğini söyledi. Arabasını park ederken de etrafına zahmet yaşatan bir profile sahip olduğunu belirten komşuları, Ayhan’ın konuta daima farklı bayanlar getirdiğini kaydetti.
“3 GÜN MAKUS KOKU VARDI”
Ayhan’ın alt katında oturan Funda- Lütfü Eroğlan çifti, geçen hafta perşembe, cuma ve cumartesi günleri kokudan rahatsız olduklarını, banyoya çamaşır suyu döktüklerini belirterek, şunları söyledi: “Hiçbir vakit bu türlü bir koku olmadı. Çamurumsukahverengi su ve makûs bir koku vardı. Fakat kimseye konduramadık. Bu türlü bir şey olduğunu düşünemedik. Cumartesi günü biz paklık yaptık. Eğilip süzgeci kokladığımızda kokunun üstten geldiğini fark ettik. Fare ölüsü mü, diye düşündük. Daha sonra poşetin içine karton koyarak masrafları kapattık. Koku kesildi. Pazar günü ise polisler geldi. Keşke olayı duyup müdahale edebilseydik. Hiç kimse bu biçimde olsun istemezdi. Bu türlü insanları apartmanda barındırmamak gerekiyor. Söyleye söyleye usandık. Bayan cinayetlerine bir tahlil bulunmuyor. Umarım bu son olur ve lütfen size yalvarıyorum. Bu adamı 6 ay, 1 yıl sonra bırakmasınlar. Ben bu adamın geçmişinin de güzel olmadığına inanıyorum. Bunu yapan bir insan diğerlerinin da canını yakmıştır.”
“BAĞRIŞMA SESİNİ DUYDUM”
İsminin açıklanmasını istemeyen bir komşusu ise Mustafa Murat Ayhan’ın 29 Temmuz akşamı saat 01.30’da yanında bir kızla geldiğini, bunu da kameralardan tespit ettiklerini belirterek, “Ben içeriden gelen bağrışma sesini duydum. Hatta birkaç sefer kapının önünden geçerken konutta garip bir durum olduğunu hissettim. Fakat bu adam meskene daima farklı bayanlarla geldiği için ‘özel hayatıdır’ diyerek kapıyı çalmadım. Sonradan öğrendim ki, meğer o an zavallı kızı boğuyormuş. Aracını daima ana yola bırakırdı. O gün art tarafa bırakmıştı lakin şüphelenmedik. Kamera kayıtlarını polisle birlikte izlediğimizde, Mustafa Murat Ayhan’ın her seferinde farklı kıyafetle, lakin tıpkı valizle meskenden çıkıp geriye park ettiği aracına gittiğini gördük. Yeniden oysa cesedi taşıyormuş” diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Bülent Tatoğulları