DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin Başakşehir ilçe kongresindeki konuşarak gündeme ait açıklamalarda bulundu. Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Vicdansızlık yapmayın. Aç kalan falan yok” kelamlarını gaye aldı.
Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“İnsanlar bizim devrimizde kredi çeker otomobil alırdı. Düşük taksitlerle de öderdi. Bizim devrimizde beşerler kredi çeker mesken alırdı. Makul taksitlerle öderdi. Artık beşerler günlük gereksinimlerini karşılamak için. Krediyle ekmek alıyor. Beşerler yaşamak için borçlanıyor. Beşerler neredeyse içtiği çayın parasını bile kredi kartıyla ödemeye kalkıyor bu ülkede. Buradan, Başakşehir’den Sayın Erdoğan’a soruyorum: Şu milleti aldatmayı bırakın. İnsanların karnını palavralarınızla doyuramazsınız. Neymiş, yüksek faizle uğraş ediyormuş. Ekonomiyi borç batağına, faiz sarmalına siz soktunuz ya.
“BUNDAN SONRA FAİZLE GAYRET ETTİĞİNİZİ FALAN SÖYLEMEYİN”
“BİR KARPUZU BÜTÜN ALMAK LÜKS OLAMAZ”
Konut almak isteyenlere teşvik kredi diye bir şey çıkarttılar. Anında hem konut fiyatları hem kiralar arttı bütün ülkede. Ucuz kredi veriyor, konutun kendisinin fiyatı patlıyor. İstanbul’da bir dairenin ortalama kirası, Türkiye’deki ortalama bir maaşı geçti. Beştepe’den bakınca, yanlışlarının sonuçlarını da görmüyorlar. Bu memlekette insanca yaşamak lüks haline geldi. İnsanca yaşamak lüks değildir. Üç kuruş para biriktirip bir hafta tatil yapmak lüks olamaz. Bir karpuzu bütün almak, dilim yerine bütün almak lüks olamaz. İnsanların buzluğa et değil de ekmek koyması yazgı değil.
“BUGÜN SEÇİM OLSA TEKRAR SEÇİLEMEYECEK”
Bugünkü hükümetin yasal meşruiyeti seçime kadar devam edecektir. Lakin bu hükümet her geçen gün siyasi meşruiyetinin azaldığı bir periyoda girmiştir. Bugün seçim olsa artık seçilemeyeceği az çok belirli olan bir Cumhurbaşkanı’nın, bugün seçim olsa tekrar iş başına gelemeyecek bir hükümetin bundan sonraki periyotta ülkeyi nasıl yöneteceğinin de çok dikkatli bir formda masaya yatırılması lazım. Yasal meşruiyet başkadır, siyasi meşruiyet başkadır. Siyasi meşruiyet bu milleti temsil etmek demektir. Bu milletin kahir ekseriyetini temsil eden güç de bir hükümet olabilmektir. Şu anda bu hükümetin milletin çoğunluğunu, kahir ekseriyetini temsil etme özelliği yoktur. Tam da bunun içindir ki bilhassa dış güvenlik sıkıntılarında, bu ülkenin yarınlarıyla ilgili alınacak kararlarda; kritik, stratejik, kıymetli kararlarda kesinlikle başka siyasi partilerle istişare içinde olmak zorundalar artık. ‘Kardeşim yetki ve mühür bende, başıma geleni, aklıma geleni yaparım. Kimse bana karışamaz’ yok o denli yağma. Siz ne yapacağınızı artık bu seçime kadar daha çok anlatmak zorundasınız. Hele hudut ötesi operasyon üzere çok kıymetli, stratejik bahislerde siyasi partileri bilgilendirmek, bunun münasebetini, meşruiyetini anlatmak zorundasınız…Yok şayet yalnızca ‘Ülkede krizler çoğaldı. Ekonomik kriz de berbat, dolar 16 lirayı geçmiş, daha da artabilir. Bu milletin dikkatini öteki bir yere çekeyim. Ekonomik krizin üstünü daha büyük bir krizle örteyim’ diyorsanız, bunun vebalinden kurtulamazsınız. Anlatmak zorundasınız.”
