Bu yıl caz festivalinin ana teması, ‘Kendine Has’ ekibinin önderliğinde belirlenen ‘saygı’ydı. Doğaya, hayvanlara, farklılıklara saygı… Bu konsept çıkışlı harika işler tüm adaya yayılmıştı. Örneğin, cam ve plastikler atıldığında hayvan maması veren kumbaralar yerleştirilmişti. Üstelik festival sonrasında da bu ‘mamamatik’ler adada kaldı. Yani festival bitmiş olsa da uygulama devam edecek. Ayrıca depozitolu plastik bardaklar, cinsiyet ayrımı yapmayan tuvaletler ve engelli rampaları vardı. Engellilere sahne önünden özel yer de ayrılmıştı. Doğayla uyumlu yaşam atölyelerine katılan çoktu.
Bitmiş festivali fazla ballandırmayayım, tren kaçtı artık ama üzülmeyin, adada eğlence hız kesmeden devam edecek. 30 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde ilk defa Bozcaada Klasik Müzik Festivali gerçekleşecek. Ayrıca ada bu yıl 20’nci Kültür, Sanat ve Bağbozumu Festivali’ne ev sahipliği yapacak. Onun tarihi de 6-8 Eylül. Şimdiden hazırlıklarınızı yapın.
Cam plastikler atıldığında hayvan maması veren kumbaralar…
Gelelim Bozcaada’ya… Yapılacak klasik şeyler belli: Rum Mahallesi’nin sokaklarında kaybolmak, kalede fotoğraf çekmek, bağ yollarında bisiklete binmek, Ayazma Plajı ya da Akvaryum Koyu’nda denize girmek, Polente’de güneşi batırmak… Ben bu sefer klasikler yerine yeni açılan kafelerden ve sezonun popüler restoranlarından bahsetmek istiyorum.
Amaranda Cafe: Ada merkezindeki eski şarap fabrikalarının bahçesine kurulan Kasaba, adanın en keyifli ortamlarından biri. Aynı bahçeyi paylaşan farklı kafe ve restoranlardan oluşuyor. Bunlardan biri de Amaranda Kafe. Detoks içecekleri, milkshake ve kahve çeşitleri servis ediyorlar. Lavanta kokulu limonataları güzel. Dondurma için de adresiniz olabilir.
Bozcaada Tea Bar: Kasaba’nın içindeki diğer bir mekân… 14 çeşit sıcak, 9 çeşit de soğuk çay hazırlıyorlar. Soğuk çaylar bir gece öncesinden demlenmeye bırakılıyor, sonuç ise damak çatlatan cinsten. Ayrıca ‘beni kokla’ şişelerinden çay içmek ayrı bir keyif. Popüler olanlar, lavantalı rooibos ve sütle yapılan matcha latte.
Petit Cafe: Çınaraltı Meydanı’nın yeni adresi. Küçük ama şirin bir yer. Mönüyü her gün değiştiriyorlar. O güne özel bir ya da iki tatlı yapıyorlar. Benim şansıma beyaz çikolatalı kek vardı. Kahve çeşitlerini de deneyebilirsiniz. Fiyatlar kahve+tatlı ortalama 18-25 TL.
LimAda: Çınaraltı Meydanı’nın tam ortasında. Sıcak-soğuk kahveler, taze mevsim meyveleriyle yapılan smoothie ve buzlu içecek çeşitleri bulunuyor. Brownie ve cheesecake’leri mutlaka tadılmalı.
Ananas Cafe: Türk Mahallesi Kurtuluş Caddesi üzerinde, heybetli çınar ağacının gölgesinde yeşille iç içe güzel bir mekân. Kahvaltı veya hafif öğle yemeği için gidin.
Türkay Dondurma: Bozcaada’da dondurma denince Çiçek Pastanesi ve Ada Dondurma akla gelir. Bu ikiliye Türkay Dondurma da katılmış. Ürünlerinde Jersey ineği sütü, yerli çekirdek sahlep, doğal şeker ve taze meyve kullanıyorlar. Renklendirici, tatlandırıcı, kıvam artırıcı veya kimyasal katkı maddesi yok. Waffle’ları şahane.
Vasil Bakery: Cumhuriyet Mahallesi’nde… Serpme kahvaltıları çok güzel. Özellikle reçellerin tadı harika. Kavala sakızı kurabiyesi ve bademli çatlak kurabiyeyi de mutlaka tatmalısınız.
Vasilaki: Gündüz kafe, gece yeni nesil meyhane… Genç şef Doruk Emektar’ın bu yıl işletmeye başladığı mekân, baba mesleğini başka boyutlara taşıyor. Kahvaltı, sulu yemekler, hamburger ve balık ekmek gün boyunca yiyebileceğiniz lezzetler. Güneş çekilip akşam çökünce, balıkçı kayıklarına ve limana bakan deniz kenarında meyhane keyfinin tadını çıkarabilirsiniz.
Trofi: Çınarçarşı Sokak’ta, oturması keyifli, güzel bir köşeye kurulu. Pizzaları İtalyan usulü, ince kıtır hamurla yapılıyor. En çok tercih edilen, dört peynirli ve ada pizzası.
VE KLASİKLER…
Madam Niça: Burayı bir ada evi gibi düşünün, her gün taze ne pişiyorsa o servis ediliyor. Misafirmiş gibi geliyorsunuz, mönüden bir şey seçemiyorsunuz. Taze ürünlerden oluşan güzel bir kahvaltı ile güne başlıyorlar. Klasik ada tarifiyle tandır iki-üç günde bir mutlaka oluyor. Ya da yemek için değil de akşam bir şeyler içmek için de gidebilirsiniz.
Ada’m: Rum Mahallesi’nde mönüsü, tarzı ve terasıyla sokağa ayrı hava katan bir mekân. Deniz mahsullü tapas’ın tadına mutlaka bakın. Cevizli erişte, kuskuslu paella, sardalya mücveri çok güzel. Ben en çok midye şişlerine bayıldım.
Bakkal: Bozcaada Müzesi’nin karşısında. Kokteylleri ve zengin içki mönüsüyle ünlü. Geç saatlere kadar açık oluşu da avantaj. Ada şaraplarını burada tadabilirsiniz.
Vahit’in Yeri: Ayazma Plajı’na yakın ve denize girenlerin uğrak yeri. Adanın en iyi mezelerini yapıyorlar. Özellikle Girit ezmesi ve karpatya en çok tercih edilenler.
Sandal Restaurant: Rum Mahallesi’nin ilk restoranlarından… Zeytinyağlılarda iddialı. Deniz böreği, kalamar ızgara dolma ve karides çeşitleri öne çıkan diğer lezzetler.