Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Bangladeş’in başkenti Dakka’da, Bangladeş Dışişleri Bakanı Abul Kalam Abdul Momen’le görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Bangladeş’in, Güney Asya’nın yükselen yıldızı ve tüm dünya için sürdürülebilir kalkınma modeli haline geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, Bangladeş’in, Türkiye’nin Asya girişiminin en önemli ortaklarından biri olacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, Bangladeş’le sağlıktan savunma sanayine kadar çok çeşitli alanlarda yatırım ve ticaret fırsatları olduğuna değinerek, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina ve mevkidaşı Momen’le yaptığı görüşmelerde bu konuların gündeme geldiğini belirtti.
“2 MILYAR DOLARLIK TICARET HACMI HEDEFINE EN YAKIN GELECEKTE ULAŞABILECEĞIMIZE INANIYORUZ”
İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl yaklaşık 1 milyar dolar olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, mevkidaşı Momen’in Türkiye’ye yaptığı ziyarette, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2 milyar dolara çıkartılması hedefinin gündeme geldiğini hatırlattı.
Bakan Çavuşoğlu, “(Kovid-19) Salgına rağmen ticaret hacmimizin azalmamasına seviniyorum. Dolayısıyla, 2 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine en yakın gelecekte ulaşabileceğimize inanıyoruz.” dedi.
Bangladeş’in, şirketler için pek çok fırsat sunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Büyük Türk şirketlerinin, sadece tekstilde değil, farklı sektörlerdeki en büyük şirketlerin, Bangladeş’teki yatırımlarını artırdığını söylemekten mutluluk duyuyorum.” diye konuştu.
Türk şirketlerini Bangladeş’te yatırım yapmaya teşvik ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, çok sayıda Türk şirketinin Bangladeş’te dev projeler gerçekleştirdiğini ifade etti.
Çavuşoğlu, Türk inşaat firmalarının, dünyanın en iyilerinden biri olduğunu ve inşaat sektöründe Çin’den sonra ikinci sırada yer aldığını belirterek, bu nedenle, şirketlerin, gelecekte tüm bu olası projeleri üstlenmekle de ilgilendiklerini bildirdi.
Konuşmasında, Türk savunma sanayisinin başarılarına da değinen Çavuşoğlu, “En kalitelilerden ve oldukça rekabetçi fiyatlardan biri. Ön koşul veya siyasi koşul yok. Eminim ki Bangladeş de bundan yararlanacaktır.” ifadesini kullandı.
“BANGLADEŞ’TE TÜRK HASTANESININ KURULMASINA ILIŞKIN FARKLI MODELLER ÜZERINDE ÇALIŞIYORUZ”
Çavuşoğlu, Bangladeş’in Kovid-19 salgınına karşı verdiği mücadeleden ötürü Başbakan Şeyh Hasina ve hükümetini tebrik ederek, bu süreçte Türkiye’nin de Bangladeş halkıyla dayanışma sergilediğini ve Bangladeş’in ihtiyacı olması durumunda daha fazla destek sağlayacaklarını da dile getirdi.
Bangladeş’le sağlık alanındaki iş birliğine de değinen Çavuşoğlu, “Ayrıca Bangladeş’te Türk hastanesinin nasıl kurulacağını da tartışıyoruz ve farklı modeller üzerinde çalışıyoruz. Umarım gelecekte burada, Bangladeş’te hastaneler inşa edebiliriz.” diye konuştu.
“ARAKANLILARIN, GÜVENLI, GÖNÜLLÜ VE ONURLU DÖNÜŞÜ IÇIN MYANMAR’LA ÇALIŞMAYA DEVAM ETMEMIZ GEREKIR”
Bakan Çavuşoğlu, Arakanlı Müslümanlar konusuna ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Arakan halkına verdiği destekten dolayı Bangladeş’e bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bunun çok büyük bir yük olduğunu biliyoruz ve bu yük uluslararası toplum tarafından paylaşılmalıdır. Türkiye olarak bu savunmasız insanları ve Bangladeş’i başından beri destekliyoruz ve gelecekte de desteklemeye devam edeceğiz. Bu insanlar evlerine geri dönebilmeli ve bu her düzeyde çaba harcamaya devam edeceğimiz alanlardan biridir. Güvenli, gönüllü ve onurlu bir dönüş için Myanmar’la çalışmaya da devam etmemiz gerekir.”
Türkiye’nin, Arakanlıların durumunu ve Bangladeş’in omzuna yüklenen yükü diğer tüm ülkelerden daha iyi anladığını dile getiren Çavuşoğlu, “Çünkü dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke biziz. 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz ve bunların 3,6 milyonunu Suriyeli mülteciler oluşturuyor.” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon okul çağında sığınmacı olduğunu ve bunların yaklaşık yüzde 80’inin okula gidebildiğini söyleyerek, Türkiye’nin bu kişilere eğitim sağlanması için yatırım yaptığını kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ayrıca, Bangladeş’te mülteciler için uygun bir kamp kurmayı önerdik. Bu da az önce tekrar ele aldığımız konulardan biri. Eğer herhangi bir arazi sağlanırsa, bu savunmasız insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için okullar, hastaneler, cami veya mescit dahil olmak üzere ihtiyaç duyulan her şeyin olduğu uygun bir kamp kurabiliriz.”