Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, yeni görev döneminin ilk bütçesini Meclis Genel Kurulu’na sunarken ekonomi politikasının yakın geleceğine dönük mesajlar verdi. Değişen şartlara göre politikalarını “gerçekçi reformcu anlayışla” güncellediklerini vurgulayan Elvan, “2002 yılından bugüne kadar popülist olmadık ve bundan sonraki süreçte de asla popülist olmayacağız. Pandemi sonrası yeniden şekillenecek dünya ekonomisinde hak ettiğimiz yeri alacağız, fırsatları değerlendirerek yeni atılımlar yapacağız” dedi.
HUKUK EKONOMİDEN AYRI DEĞİL
Türkiye’nin rekabete dayalı piyasa ekonomisi geleneğine sahip olduğunu belirten Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomi politikalarımızı bu anlayışı merkeze alarak oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşlarımızın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Şeffaf, öngörülebilir ve hesap verebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız. Yatırım ortamının daha fazla iyileştirilmesi noktasında yargı reformuna hükümet olarak büyük önem atfettiğimizi vurgulamak istiyorum. Nitekim, hukuku ekonomiden ayrı düşünmek mümkün değildir. İyi işleyen bir ekonomik yapının olmazsa olmazı güvendir. Bu güvenin en önemli teminatı hiç kuşkusuz hukuktur.”
ŞEFFAF ŞEKİLDE PAYLAŞIYORUM
Elvan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD’a yaptıkları ziyaretleri esnaf ve diğer taraflarla devam ettireceklerini belirtti. Bakan Elvan, borçlanma ve finans sektörüyle ilgili sorulara karşı, “Çok açık ve şeffaf şekilde sizlerle paylaşıyorum” diyerek şunları söyledi:
“Takipteki alacakların miktarı 151 milyar liradır. 151 milyar liraya karşılık bankalarımız 113 milyar lira karşılık ayırmıştır. Peki, bu oran nedir? Bu oran yüzde 75’e tekabül etmektedir. Avrupa genelindeki oran yüzde 45 seviyesindedir. Yani takipteki alacaklar hesabı için aşağı yukarı Avrupa’nın ayırmış olduğu karşılığın 2 katına yakın bir karşılık Türk bankaları tarafından ayrılmaktadır. Bankacılık sektörümüzün şu an itibarıyla döviz pozisyon açığı yoktur ve 3.3 milyar dolar artıdadır. Kamu bankalarımızın 2.7 milyar dolar. Evet, üç kamu bankamızın pozisyon açığı vardır ancak açığın öz kaynağa oranı yüzde 20’yi geçmemelidir. Bir kamu bankamızın oranı yüzde 12, diğer bankamızın oranı yüzde 10, üçüncü bankamızın oranı yüzde 9’dur. Yani yüzde 20’lik kriterin oldukça altındadır. Bankalarımız son derece güvenilirdir, güvendedir ve sağlıklıdır. Bunun takibini yakinen BDDK Başkanlığımız yapıyor.”
BORCUMUZ ORTALAMANIN ALTINDA
Uluslararası Finans Enstitüsü’nün analizlerine göre küresel borçluluğun küresel hasılanın 3.5 katına ulaştığını belirten Elvan, “Ülkelerin toplam borçları milli gelirlerine oranla hangi seviyelere ulaşmış? Japonya’da yüzde 632, İngiltere’de yüzde 500, ABD’de yüzde 383, Çin’de yüzde 337, Almanya’da yüzde 268, Türkiye’de ise bu oran yüzde 167’dir. Küresel düzeyde borçluluk oranı, dünyada yüzde 43 oranında artmıştır. Türkiye’de ise son bir yılda borçluluğumuzdaki artış oranı yüzde 30’dur. Dolayısıyla dünya ortalamasının oldukça altında bir borçluluk oranına sahibiz” dedi.
SORUNLARI İNKÂR ETMİYORUZ
“Tüm dünyanın yaşadığı sorunlar var. Biz bunları inkâr etmiyoruz, elbette bizim de sorunlarımız var” diyen Bakan Elvan şunları söyledi: “Ama gelişmeleri de her birimiz görmeliyiz. Yıllarca bu ülkenin milli geliri 2 bin dolarlar civarında seyretti, biz 12 bin dolara ulaştık. Evet son birkaç yılda yaşamış olduğumuz sıkıntıdan dolayı bir miktar düşüş söz konusu oldu. 8 bin dolarlar civarında, ama en azından geçmiş dönemlerin 3-4 katı kişi başı gelire sahibiz. Diğer taraftan satın alma paritesine göre Türkiye dünyanın 13’üncü güçlü ekonomisi konumuna geldi.”