Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “(Kovid-19) Aşı programıyla toplumsal bağışıklığı elde etmeden eski günlerimize dönmek kolay olmayacak” ifadesini kullandı. Bakan Koca, “Türkiye, Sputnik V aşısından 6 ay içinde 50 milyon doz almak için anlaşma imzaladı. İlk sevkiyat mayıs ayı içinde gerçekleşecek” dedi. “BioNtech aşısının iki dozu arasındaki sürenin 6-8 hafta olarak uygulanmasına karar verilmiştir.” diyen Bakan Koca, “Aşı tedariki önümüzdeki iki ay için güçleşiyor ancak sonrasında aşı bolluğu yaşanması bekleniyor” şeklinde konuştu. Koca, İstanbul’da 5 vatandaşımızda Hindistan varyantı gözlendi. Bu varyant ilk kez görüldü ve vakalar izolasyon altında takip ediliyor” ifadesini kullandı.
Bakan Koca’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“AŞI PROGRAMI İLE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞI ELDE ETMEDEN…”
“Tüm Dünya ile birlikte salgın boyunca ağır bedeller ödedik. Yeni bir Dünya düzenine sert ve hazırlıksız bir geçiş dönemi yaşadık. İş yapma usullerinden sevdiklerimize temas etme halimize kadar her alanda yeni bir düzene geçiş sancısı yaşadık. Sevdiklerimizi kaybettik. Sevdiklerimizi korumak için onları görmemeyi göze aldık. Bu çok yıpratıcı süreç beklenenden uzun sürdü. Ülkemizde vaka sayılarının ve kayıpların artmasını durdurmak için bir kez daha kısıtlamaları sıkılaştırdık. Umarım ödediğimiz bu bedel bu salgından tamamen kurtulmamıza fayda sağlar. Kısıtlamaların işe yaraması da tamamen hayatımızdan çıkması da onlara ne kadar uyacağımızla ilgili. Eğer bir defada bu kısıtlardan ve hastalıktan kurtulmak istiyorsak hep birlikte tedbir ve kısıtlamalara uymalıyız. Bunun ne kadar zor bir talep olduğunun farkındayım. Aşı programı ile toplumsal bağışıklığı elde etmeden eski günlerimize dönmek kolay olmayacak.
“AŞI TEDARİKİ ÖNÜMÜZDEKİ 2 AY İÇİNDE GÜÇLEŞİYOR AMA”
Bu süreci kısaltmak için yapmamız gereken kısıtlama ve tedbirlere uymaktır. Aşı tedariki önümüzdeki 2 ay için güçleşiyor ancak sonrasında aşı bolluğu yaşanması bekleniyor. Aşı üreticisi sayısı her geçen gün artmaktadır. Üretilen aşıların üretim kapasiteleri de artıyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde iki aşı kullanıma girdi. Üçüncü olarak ise Sputnik V aşısının acil kullanım onayı için son aşamaya gelindi ve aşı tedariki için bir anlaşma da yapıldı. Türkiye, Sputnik V aşısından 6 ay içinde 50 milyon doz almak üzere anlaşmayı imzaladı. İlk sevkiyat mayıs ayı içinde gerçekleşecektir. Ayrıca bu aşının ülkemizde üretilmesi için de teknoloji transferi yapılacaktır.
“BİONTECH AŞISI SÜRESİ 6 İLA 8 HAFTA OLARAK UYGULANACAK”
Haziran ayı ile birlikte Biontech aşısının da teslim alınan miktarı 30 milyon dozu geçmiş olacak. Bugün yaptığımız Bilim Kurulu toplantısında aşıyı geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin hocamızın da görüşünü alarak Biontech aşısının iki dozunun uygulanması arasındaki sürenin 6-8 hafta olarak uygulanmasına karar verilmiştir.
YERLİ AŞI ÇALIŞMALARINDA SON DURUM
Sinovac için ise zaman zaman sevkiyatta yavaşlamalar yaşansa da artan kapasite ile birlikte elimize ulaşan doz miktarı da artacak. Ayrıca diğer aşı üreticileri ile de anlaşma zemini ve erken teslimat konularında görüşmeler devam etmektedir. Yerli gücümüz yerli aşılarımız sahaya çıkmaya hazırlanıyor. Yerli inaktif aşımız Faz II denemelerini tamamladı. Sonuçların değerlendirilmesini takip eden önümüzdeki birkaç gün içinde Faz III denemelerinin hazırlıkları başlayacaktır. Bu yaygın kullanım öncesi son aşamadır. İkinci inaktif aşımız ise Ankara Şehir Hastanesi Klinik Araştırma Merkezinde Faz I aşamasına başlamış ve ilk gönüllülerinin aşılanmasını tamamlamıştır. Faz I çalışması devam eden bir diğer aşı adayımız olan virüs benzeri parçacık aşısı ise ilk gönüllülerinin tamamını aşılamış durumdadır. Mayıs ayı sonunda Faz II çalışmasına geçilmesi hedeflenmektedir. Intranazal uygulanacak aşı adayımız için ise Faz I çalışması için araştırma ürünü üretilmiştir. Gerekli testler tamamlandıktan sonra Faz I çalışmasına başlanacak.Adenövirüs temelli Vektör aşı adayımız ise üretilmiş ve Faz I aşamasına ulaşmıştır.
“5 VATANDAŞIMIZDA HİNDİSTAN VARYANTI GÖRÜLDÜ”
Aşı çalışmalarının etkinliğini de salgının seyrini de yakından ilgilendiren bir konu daha var: Mutasyonlar.Mutasyonlar rNA virüsleri için beklenen bir durumdu. Virüsle mücadeleyi güç hale getiren de budur. Bugün Dünya genelinde karşılaşılan onlarca mutasyon/varyant türü bulunmaktadır. Bunlardan bazıları baskın hale gelerek hızla yayılırken bazıları sınırlı yayılım göstermektedir. Virüsün kendisini değiştirerek yeni formlara girmesi ömrünü uzatsa da bunun bir sonu var. Bu mutasyonlar virüsün de hasta etme kabiliyetini sınırlayacak. Şu an ülkemizde en çok görülen mutasyon türü İngiltere varyantıdır. Bunun yanında Brezilya ve Güney Afrika varyantları da görülmüştü. Son olarak İstanbul’da 5 vatandaşımızda Hindistan varyantı da gözlendi. Ülkemizde bu varyant ilk kez görüldü ve vakalar izolasyon altında takip edilmektedir.
“SÖZÜN GÜCÜ BİTTİ AMA SİZİN GÜCÜNÜZDEN ENDİŞEM YOK”
Aziz Vatandaşlarım,
İçinde bulunduğumuz dönemin salgının kontrol altına alınması ve yaygın aşılanmadan önceki son kısıtlama olmasını temenni ediyorum. Bu temennimin gerçekleşmesi için bu dönemi iyi değerlendirmeli ve sorumlu davranarak kısıtlama ve tedbirlere uyumlu hareket etmeliyiz.
Sözün gücünün azaldığının farkındayım ama sizin gücünüzden hiç endişem yok. Çok direndiniz, çok mücadele ettiniz ve yoruldunuz. Sizlerden ricam bir seferberlik hali ile mücadeleye katılmanızdır. Bu mücadelenin galibi bizler olacağız. Ramazan Bayramını huzurla karşılamak için birlikte mücadele edelim.
Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.”
HİNDİSTAN VARYANTI NEDİR?
Bu varyantın tıptaki ismi: B.1.617
Varyant ilk olarak Hindistan hükümeti tarafından Mart ayı sonlarında bildirildi. Ancak ilk vakaların Ekim 2020’ye kadar uzandığı görülüyor.
İngiltere Halk Sağlığı yetkilileri, bu varyantın, 19 Nisan itibarıyla 21 ülkede tespit edildiğini söylüyor. Resmi rakamlara göre Britanya’da 132 kez tespit edildi.
HANGİ MUTASYONLARI VAR?
Hindistan varyantı, kendisini Çin’de ortaya çıkan orijinal Kovid-19 virüsünden ayıran 13 mutasyona sahip, ancak ana iki mutasyon E484Q ve L452R olarak adlandırılıyor.
Bilim insanları, bu iki değişikliğin daha hızlı iletilmesine ve eski varyantlara yanıt olarak yapılan bağışıklık hücrelerini geçmesine yardımcı olabileceğinden şüpheleniyorlar.
Daha bulaşıcı mı ve aşılardan kurtulabilir mi? L452R mutasyonu, bağımsız olarak evrimleşmiş olsa da, Kaliforniya varyantında da (B.1.429) bulunur. Amerikan varyantınıı yüzde 20 daha bulaşıcı hale getirdiği düşünülüyor.
E484Q mutasyonu, virüsün antikorlardan kaçmasına yardımcı olabilecek, E484K olarak bilinen Güney Afrika ve Brezilya varyantlarında bulunana çok benzer.
Güney Afrika varyantının, aşıları enfeksiyonları durdurmada yaklaşık yüzde 30 daha az etkili hale getirdiği düşünülüyor, ancak ağır hastalıklar üzerindeki etkisi net değil.
PHE’den Profesör Sharon Peacock, E484Q’nun bağışıklık ve aşılar üzerindeki etkisine dair ‘sınırlı’ kanıt olduğunu iddia etti. Laboratuar çalışmaları, bazı antikorlardan kaçabileceğini, ancak ne dereceye kadar kaçabileceğinin belirsiz kaldığını ileri sürdü.
NE KADAR ÖLÜMCÜL?
Bilim insanları hala kesin olarak bilmiyorlar. Ancak bunun Britanya’da tedavüldeki mevcut varyantlardan daha ölümcül olmayacağından oldukça eminler.
Bunun nedeni, Kovid-19’un daha ölümcül olmasının evrimsel bir yararı olmamasıdır. Virüsün tek amacı olabildiğince yayılmaktır, bu nedenle bunu başarmak için insanların hayatta kalması ve mümkün olduğu kadar uzun süre başkalarıyla karışması gerekir.
Hâlâ İngiltere ve Güney Afrika varyantları gibi baskın versiyonların -daha hızlı yayılıyor olsalar bile- orijinal Kovid varyantından daha ölümcül olduğunu gösteren kesin bir kanıt yok.
Hindistan’daki doktorlar, geleneksel olarak hastalığa karşı daha az savunmasız olan 45 yaşın altındaki insanlar arasında Kovid-19 kabullerinde ani bir artış olduğunu iddia ediyorlar.
Sağlık görevlilerinin Delhi’deki yeni hastaların üçte ikisini gençlerin oluşturduğuna dair anekdot raporları var.
GENÇLER YENİ VARYANTTAN DAHA MI ÇOK ETKİLENİYOR?
Gençlerin yeni türden daha kötü etkilendiğine dair hâlâ bir kanıt yok.
ENDİŞELENMELİ MİYİZ?
Bilim insanları, Hint varyantının tam olarak ne kadar bulaşıcı veya aşıya dirençli olduğundan emin değiller, çünkü kapsamlı bir şekilde çalışılmamış.
Sürekli olarak virüsün gelişimini izleyen bilim insanları, Hindistan’ın üçüncü dalgasının varyanttan mı yoksa aynı zamanda tesadüfen mi ortaya çıktığının hala net olmadığını söylüyorlar.