Bu süreçte emekli öğretmenlerin evlerinde çok daha fazla vakit geçirmek zorunda kaldığını ve sağlığıyla ilgili tedirginlikler yaşadığını dile getiren Selçuk, ömrünü mesleğine adamış, hayatını yüzlerce, belki de binlerce çocuğun gelişimine vermiş ve mütevazı sayılabilecek maddi olanaklarla işine odaklanmış kişiler olduğunu ifade etti. Selçuk, emekli öğretmenlerin neredeyse her şeyin hızla değiştiği ve dönüştüğü bir zamanda, yetiştirdiği öğrencilerini sık sık andığını ve mümkün olduğunca takip ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
BİR ONUR VESİLESİ
“Aslında birinin öğretmeni olmak, o kişi yaşadıkça onda bıraktığınız izle, hep var olmak demektir. Çünkü onlar sizden öğrendikleriyle bu hayat yolculuğunu yaşıyorlar. Sanatçılar gibi, düşünürler gibi siz öğretmenlerimiz de meşhur olmadan, binlerce kişinin zihninde, yüreğinde, bazen bir sözünüzle tutumunuzla, duruşunuzla elbette yaşıyorsunuz. Böyle güzel bir sorumluluğu yerine getirmiş olmak, nesillerin şekil almasına imza atmış olmak, bu kadar çok insanın içinde birlikte yaşıyor olmak aslında başlı başına bir onur vesilesi.
ÖĞRETMENLİK KİŞİLİĞİNİZİN BİR PARÇASI
Emeklilik belki de birçok emekli öğretmen için sakin bir limanda dinlenmek ve yılların yorgunluğunu atmak anlamına geliyor. Emekli olmak hiçbir zaman hayatın kıyısına çekilmek demek değildir. Bunu benden daha iyi biliyorsunuz. Öğretmenlik ‘Emekli oldum, kenara çekildim.’ denilecek bir meslek de değil. Öğretmenlik artık bir meslek olmaktan öte, sizin kişiliğinizin bir parçası.
ZAMAN BİRÇOK ŞEYİN İLACI
Gençleri bu hayat bilginizden mahrum etmemenizi özellikle istirham ediyorum. Onları anlamak, bazen de oldukları gibi kabul etmek ve yol göstermek için de gayret ediyorsunuz, eminim. Belki de anlaşılmamak sizleri üzüyordur. Ancak birçok şeyi kavramak için asıl lazım olan sadece zaman, biliyorsunuz. Zaman birçok şeyin ilacı. Onları bu zamana henüz sahip olmadıkları için hoş görmeniz, sabırlı olmanız en iyi yol gibi görünüyor. Yine sizin şefkatinizin, sabrınızın, merhametinizin devreye girmesi her zamanki gibi lazım. Elbette sizler, yılların öğretmenleri bunu bizlerden çok iyi biliyorsunuz, bu konuda uzmansınız. Malumunuz öğretmenlik en az öğretmek kadar öğreniyor olmak da aynı zamanda. Lütfen yeni insanlar tanıma, yeni şeyler görme coşkusunu asla kaybetmeyin ve her zaman yeni şeyler öğrenmenin peşinde olmaya devam edin. Tecrübenizle hayata sunacağınız katkı şimdi daha da kıymetli. İmkanlar elverdiğince üretmeye, öğretmeye ve öğrenmeye devam etmenizi gönülden diliyorum. Salgının son bulduğu bayramlarda sevdiklerimizle beraber geçireceğimiz nice bayramlar temenni ediyorum. Bayramınız kutlu olsun, bu mesafelerin son bulduğu mutlu bayramlar diliyorum.”
Programda, duygu ve düşüncelerini paylaşan emekli öğretmenler, şiir ve türkü okudu.