Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, “Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü ile TCDD ve TÜBİTAK arasında kurumsal bir iş birliği tesis edilerek, ülkemiz raylı ulaşım konusunda teknoloji ihraç eden öncü bir ülke haline gelecektir. Bu kapsamda enstitü öncelikle ülkemizin ihtiyaç duyduğu demir yolu teknolojilerini milli ve yerli imkanlarla tasarlayacak, teknoloji transfer anlaşmalarını yürütecektir. Ülkemizin mevcut teknolojik yetkinliği artırıldıktan sonra ise enstitü, geleceğin demir yolu teknolojilerini çalışan bir kurum haline gelecektir.” dedi.
Turhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katılımıyla gerçekleştirilen, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi (TCDD) arasında “Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü” kurulmasına ilişkin iş birliği protokolü imza töreninde yaptığı konuşmada, bu protokol vesilesiyle bir araya gelmekten dolayı mutluluk duyduğunu söyledi.
Sanayisi gelişmiş ülkelerin modern ulaşım altyapısına sahip olmalarının temel ortak özelliklerinden olduğunu ifade eden Turhan, şunları kaydetti: “Mesele sanayi olunca da demir yolu ulaşımı, bir adım öne çıkmaktadır. Çünkü kıyılardan iç kesimlere ulaşımın en verimli yolu demir yoludur. Hükümet olarak en başından beri, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ulaşım modları arasında dengeli bir dağılımın sağlanması amacıyla demir yollarımızı yeni bir anlayışla ele aldık. Sektörün serbestleştirilmesi uygulamalarının hayata geçirilmesi, Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren ağının yaygınlaştırılması, mevcut hatların yenilenme sürecinin tamamlanması, hatların tamamının elektrikli ve sinyalli hale getirilmesi, lojistik merkezlerin yaygınlaştırılması, yerli ve milli demir yolu sanayinin geliştirilmesi öncelik verdiğimiz politikalar arasında yer almaktadır. Bu kapsamda demir yollarına 133 milyar TL yatırım yaptık.”
Bakan Turhan, böylece 1950’den sonra yılda ortalama 18 kilometre demir yolu yapılırken, 2003 yılından itibaren yılda ortalama 135 kilometre demir yolu yaptıklarını aktararak, “Bu sayede, 2023 yılında TCDD Taşımacılık AŞ ve özel demir yolu tren işletmecilerinin toplam karasal taşımacılık içerisindeki payının yüzde 5’ten, yüzde 10’a çıkarılmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.
“BİR SONRAKİ HEDEFİMİZ, YÜKSEK HIZLI TREN SETLERİNİN ÜRETİMİ”
Turhan, Çin’i Avrupa’ya bağlayacak, demir yolu hattının en önemli iki birleşeni olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ve Marmaray ile geri bağlantılarını tamamladıklarını vurgulayarak, bu sayede de Türkiye’nin stratejik konumunu çok daha güçlü kıldıklarını dile getirdi.
Bu hafta içinde Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı Çerkezköy-Kapıkule Kesimi’nin de yapım çalışmalarını başlatacaklarını ifade eden Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bunların yanında, Yüksek Hızlı Tren Hatları’nın yanı sıra yük ve yolcu taşımacılığının birlikte yapılabileceği 200 km/saate uygun hızlı tren hatları inşa etmekteyiz. Bu kapsamda, Bursa-Bilecik, Sivas-Erzincan, Konya-Karaman-Ulukışla-Yenice-Mersin-Adana, Adana-Osmaniye-Gaziantep olmak üzere toplam bin 786 kilometre hızlı tren hattı ve 429 kilometre konvansiyonel demir yolu yapım çalışmalarımız devam ediyor. Demir yolu yapımının yanı sıra yük ve tren trafiğinin yoğun olduğu önemli aksların elektrikli ve sinyalli hale getirilmesi çalışmalarına da hız verdik. Bütün bunları yaparken, bir hususa çok büyük önem verdik, o da yerli ve milli demir yolu sanayisinin geliştirilmesidir. Bu hedef doğrultusunda devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp özel sektörün önünü açtık. Bu düzenlemeleri geliştirmeye ve sektörümüzün önünü açmaya da devam ediyoruz. Özel sektörümüzün de dünyayı dikkatle takip edip, ülkemizde yeni gelişmeleri tatbik etmesini istiyoruz.”
Turhan, son 16 yılda ciddi bir ulusal demir yolu endüstrisi oluşturduklarına işaret ederek, Tüvasaş’ta Sakarya’da hızlı tren ve metro araçları, Çankırı’da hızlı tren makasları, Sivas, Sakarya, Afyon, Konya ve Ankara’da hızlı tren traversleri, Erzincan’da ray bağlantı malzemeleri üreten tesisleri kurduklarını, Kardemir’e yüksek hızlı tren rayları ürettirmeye başladıklarını, Kırıkkale’de tekerlek üretimi için Makine Kimya ile iş birliğine gittiklerini, yerli üretim çalışmaları kapsamında sadece 2018 yılında 150 adet yeni nesil milli yük vagonu ürettiklerini anımsattı.
Tülomsaş ve Tüdemsaş tarafından 2018 yılında toplamda bin 33 adet konvansiyonel yük vagonu ürettiklerini de hatırlatan Turhan, “Dünyada 4. ülke olarak, dizel ve akülü olarak çalışabilen hibrit lokomotifi prototip olarak ürettik. Tüm bunlar için hamdediyoruz. İnşallah, Milli Elektrikli Tren Setlerinin tasarımı ve üretimi görevinde de başarıya ulaşacağız. Bir sonraki hedefimiz, Yüksek Hızlı Tren setlerinin üretimi. Millet olarak o büyük coşkuyu da yaşayacağımıza inancımız tamdır.” ifadelerini kullandı.
“TÜBİTAK VE TCDD’NİN İŞ BİRLİĞİ BÜYÜK BİR ENERJİ OLUŞTURACAKTIR”
Bakan Turhan, TCDD-TÜBİTAK iş birliği ile kurulacak Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nün, tüm bu çalışmalara büyük katkı sağlayacağını belirterek, “TÜBİTAK’ın teorik bilgi birikimi, TCDD’nin tarihi saha deneyimi, kuşkusuz büyük bir enerji oluşturacaktır. Bu güç birliğine demir yolu ulaşımının ihtiyacı vardır. Çünkü ülkemizde demir yolları yatırımlarının artması ile birlikte toplam yol uzunluğu ve raylı araç sayısı hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu artışla birlikte ihtiyacımız olan ürünlerin yerli ve milli kaynaklar ile geliştirilmesi giderek kritik ve stratejik bir hale gelmiştir.” diye konuştu.
2035 yılına kadar altyapı yatırımları ile birlikte 70 milyar avroluk bir yatırım yapılacağı dikkate alındığında, raylı taşımacılık sektöründe teknolojik bağımsızlığın öneminin çok daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Turhan, şunları kaydetti:
“Raylı ulaştırma teknolojilerine sonradan sahip olan ülkeler, bu teknolojilerin geliştirilmesi işini, uzmanlaşmış bir enstitü marifeti ile yapmıştır. Bu manada biz de imzalanacak olan protokolle ‘bugün için küçük, gelecek için çok büyük’ bir adım atıyoruz. İnşallah kurulacak olan enstitü ile TCDD ve TÜBİTAK arasında kurumsal bir iş birliği tesis edilerek, ülkemiz raylı ulaşım konusunda teknoloji ihraç eden öncü bir ülke haline gelecektir. Bu kapsamda enstitü öncelikle ülkemizin ihtiyaç duyduğu demir yolu teknolojilerinin milli ve yerli imkanlarla tasarlayacak, teknoloji transfer anlaşmalarını yürütecektir. Ülkemizin mevcut teknolojik yetkinliği artırıldıktan sonra ise enstitü, geleceğin demir yolu teknolojilerini çalışan bir kurum haline gelecektir.”
Bakan Turhan, Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nün ülkeye hayırlı olmasını diledi.