Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Kanal İstanbul Projesi’nin, İstanbul Boğazı’nın geleceği için artık zaruret halini aldığını vurgulayarak, “Kanal İstanbul, sadece bugünün değil yarının da projesidir. Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı’nı kazalardan kurtaracak projedir.” dedi.
Bakan Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümet olarak Türkiye’nin “refah devleti” olması için büyük çaba sarf ettiklerine dikkati çekerek, bu doğrultuda birbirinden büyük projeleri hayata geçirdiklerinin altını çizdi. Kanal İstanbul’un dünyanın en büyük projelerinden biri olacağını dile getiren Turhan, “Kanal İstanbul Projesi de ülkemiz ve İstanbullu vatandaşlarımız için büyük öneme sahiptir. İstanbul için hayata geçirilen birçok projeyle, İstanbul’u muhtemel tehlikelerden korumanın yanı sıra daha temiz İstanbul’a ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu zamana kadar yaptığımız her proje, İstanbul’da daha az egzoz gazı salınmasını sağladı. Yaptığımız her projeyle İstanbul’a yeni yeşil alanlar kazandırdık. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere biz İstanbul’a büyük önem veriyoruz.” diye konuştu.
Turhan, şu anda 25 bin gemi kapasitesi bulunan İstanbul Boğazı’nda her yıl ortalama 40-42 bin gemi trafiği olduğuna işaret ederek, Boğaz’ı kullanacak gemilerin neredeyse bir hafta beklemek durumunda kaldıklarını, güvenliği sağlamak amacıyla da gemileri kılavuz ve römorklarla geçirdiklerini bildirdi.
Geçmişte boğazlarda yaşanan kazaların büyük zararlara neden olduğunu anımsatan Turhan, şunları kaydetti:
“94 bin 600 ton ham petrol taşıyan ve 27 gün boyunca söndürülemeyen Independenta tanker gemisi faciası hala akıllarımızda. Nassia ve Shipbroker tankerlerinin çarpışması nedeniyle boğazların petrolle kaplanması hala akıllarımızda. Sadece 4 yıl önce Ethem Pertev Yalısı’na çarpılması ve tarihimize verilen büyük hasar hala akıllarımızda. Şu anda oluşan yüksek deniz trafiği de bizi bu nedenle endişelendirmekte. Bu yüksek deniz trafiği sonucunda oluşacak herhangi bir kazanın, sonuçları artık katlanılamayacak düzeyde olabilir. Hatta boğazlarda 2 tanker arasında yaşanacak olası kazanın Karadeniz ve Marmara Denizi’nde onlarca balık türünü bir anda yok edebileceği ifade ediliyor. Bu nedenle Kanal İstanbul Projesi’nin yapılması, İstanbul Boğazı’nın geleceği için artık zaruret halini almıştır. Kanal İstanbul Projesi’nin yapılması, İstanbul Boğazı’nın geleceği için artık zaruret halini almıştır. Kanal İstanbul, sadece bugünün değil yarının da projesidir. Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı’nı kazalardan kurtaracak projedir.”
“MEDENİYET PROJESİ OLACAK”
Turhan, İstanbul Boğazı’ndan petrol başta olmak üzere geçen tehlikeli yük miktarının 150 milyon tonu aştığı, küresel petrol ticaretinin önemli bölümüne Karadeniz ve Marmara Denizi’nin ev sahipliği yaptığı bilgisini verdi.
İstanbul Boğazı’nın, dünyanın en tehlikeli su yollarından biri olarak gösterildiğini belirten Turhan, “Kanal İstanbul’la İstanbul Boğazı’nın gemi trafik yükünü azaltmakla kalmayacağız. İstanbul Boğazı’nda tehlikeli madde taşıyan gemilerden dolayı oluşabilecek riskleri de minimize edeceğiz. Ayrıca İstanbul Boğazı’ndan beklemeden geçmek isteyen gemi ve tankerler için de alternatif oluşturacağız. Uluslararası yük taşıyan gemiler, ücreti karşılığında Kanal İstanbul’u kullanabilecek. Bir haftayı bulan bekleme nedeniyle oluşabilecek maddi yüklerden de kurtulmuş olacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.
Turhan, özellikle dünya ticaretinin doğuya kayması nedeniyle boğazları kullanan gemi sayısının her geçen yıl arttığına dikkat çekerek, 20 yıl içinde İstanbul Boğazı’nı kullanacak gemi sayısının 70 bini bulmasının beklendiğini vurguladı. Söz konusu projenin Türkiye’ye yeni bir boğaz geçişi kazandırmasının yanı sıra İstanbul’da yeni yaşam alanı oluşturacağını belirten Turhan, proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile planlamaları yaptıklarını söyledi.
Kurulacak yeni alanın marinasıyla, serbest bölgesiyle, su yoluyla, havaalanıyla başlı başına kendi kendine yeterli, mavi ve yeşilin birleştiği çevreci bir proje olacağını vurgulayan Turhan, “Kentsel dönüşümle de özellikle deprem kuşağında olan İstanbul’daki olumsuz yapılaşmayı da en hızlı şekilde modernize edeceğiz. Aynı zamanda İstanbul’un her tarafıyla entegrasyonu sağlanmış başlı başına kendine yeten bir medeniyet projesi olacak.” diye konuştu.
“MARMARA DENİZİ’Nİ SADECE OLUMLU ETKİLEYECEK”
Bakan Turhan, Kanal İstanbul Projesi’nin çok ayaklı olduğunu belirterek, bu nedenle proje alanını belirlerken özellikle tüm çevresel ve iklimsel faktörleri gözden geçirdiklerini kaydetti.
Projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmasının ardından Kanal İstanbul’un geçebileceği 5 koridor üzerinde yıllarca süren çalışmalar yapıldığını bildiren Turhan, en uygun olan Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridorunda karar kılındığını anımsattı. Turhan, güzergah üzerinde Karadeniz ve Marmara Denizi girişlerindeki rüzgar ve derin deniz dalgalarını incelediklerini anlatarak, tsunamiyle ilgili parametrelerin belirlendiğini, Marmara ve Karadeniz’de oluşabilecek tsunami etkilerinin kayıtlı tüm verileri çerçevesinde detaylı çalışmalar yapıldığını ifade etti.
Proje alanında yaklaşık 25 yıllık rüzgar verileri kullanılarak modelleme çalışmaları yapıldığını da açıklayan Turhan, “Kanal içerisinde gemi geçişlerinden oluşacak dalgaların kanal yan yüzeylerine etkisi en olumsuz senaryolara göre değerlendirildi. Hatta Kanal İstanbul Projesi’nin su modelleri ve simülasyon/navigasyonla ilgili teknik çalışmaları da bu noktada dünyanın en iyi firmalarından biri aracılığıyla gerçekleştirildi. Kanal güzergahı belirlenirken yerleşim yerleri dışarıda bırakılarak insanlarımızın da olumsuz etkilenmesi önlendi.” ifadelerini kullandı.
Turhan, Kanal İstanbul Projesi kapsamında Boğaziçi ve ODTÜ gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden alanında uzman öğretim üyeleri ve yine alanında uzman uluslararası firmalarla çalışıldığını vurgulayarak, projeyle, Marmara Denizi’nin sadece olumlu olarak etkilenmesi ve özellikle yük taşımacılığından kaynaklı kazaların önüne geçilmesinin amaçlandığının altını çizdi.
“KUSURSUZ BİR PROJE OLMASI İÇİN ÇALIŞILIYOR”
Kanal İstanbul çalışmaları sırasında sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin yanı sıra ÇED için de ilgili kurum ve kuruluşlardan görüşlerinin alındığını dile getiren Turhan, bununla birlikte ÇED hazırlıklarında halk katılım toplantıları yapılarak vatandaşların görüşlerinin de alındığını bildirdi.
Söz konusu projenin bazı kesimler tarafından siyasi amaçla eleştirildiğini iddia eden Turhan, “Ancak biz bu projeye siyasi gözle bakamayız. Biz İstanbul’un geleceğini düşünmek zorundayız. Bu nedenle de bu projede çok dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Projeye başladığımız ilk günden bu yana da her bir eleştiri konusunu enine boyuna tartışıyoruz ve endişeye sevk edecek herhangi bir durum kalmayacak hale getirildikten sonra yola devam ediyoruz. Zaten 2011’den bu yana yaptığımız bu titiz çalışmaların sonucunda üniversiteler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyeleri ve kamu kurumları da olmak üzere toplamda 52 kurumun olumlu görüşünü aldık.” dedi.
Turhan, Kanal İstanbul’un birçok farklı disiplinin yürütülmesi gereken mega proje olduğu bilgisini vererek, dolayısıyla projenin sorunsuz hayata geçirilebilmesi için 9 yıldır her türlü mühendislik tedbirlerinin yanı sıra şehirleşme ve çevresel etkilerin de masaya yatırıldığını, projenin kusursuz olması için çabaladıklarını söyledi.
“İLGİLİ BAKANLIKLAR VE İBB İLE İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI”
Turhan, projeyi İstanbul’a “sıfır hata” ile kazandırmak için yıllardır büyük bir özveriyle çalışıldığına işaret ederek, bu süreçte Kanal koridorunda ilave 7 bin metre sondaj tamamladıklarını anlattı. Trafik etüt çalışmaları kapsamında Kanal’dan geçecek gemi boyutlarının belirlendiğini ve bugünkü toplam Boğaz trafiğinin yüzde 99’unun Kanal İstanbul’u kullanabileceğini dile getiren Turhan, bu çalışmaların yanı sıra çevre etkileri ile flora, fauna ve sualtı canlılarına etkileri çalışmasının da yapıldığını kaydetti.
Turhan, güzergahtaki kurum kuruluşlara ait altyapı tesisleri ile projenin mütemmimi olan liman, yat limanı, kıyı tesisleri, işletme tesisleri gibi yapıların kavramsal çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Seçilen koridor üzerinde deprem, tsunami riski değerlendirme, hidrodinamik, su kalitesi, yer altı suyu model çalışmalarının da yapıldığına işaret eden Turhan, hiçbir şeyin şansa bırakılmadığının altını çizdi.
Kanal İstanbul Projesi ile ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini belirten Bakan Turhan, güzergahta, mevcut ve planlanan diğer kurumlara ait projelerle ilgili görevlerin belirlenmesi ve yerine getirilmesi için Bakanlıklar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) arasında da iş birliği protokolü imzalandığını sözlerine ekledi.