Diyarbakır’ın Çınar ilçesine 13 kilometre uzaklıktaki Demirölçek Mahallesi yakınlarında, Roma İmparatorluğu döneminde “askeri yerleşim” olarak kullanılan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi’nde arkeolojik kazıların bu yılki bölümüne başlandı. Dicle Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Aytaç Coşkun, 2014 yılından bu yana yürütülen kazı çalışmalarında üstü kadar altı da tarihe ışık tutan kalenin, Roma’nın sınır garnizonu olduğunu söyledi.
Zerzevan Kalesi’nin bölgenin tarihini aydınlatma açısından büyük önem taşıdığına işaret eden Coşkun, “Bu yıldan itibaren kazılar 12 ay boyunca devam edecek” dedi. Coşkun, geçen yıl 352 bin kişinin ziyaret ettiği kaleye ilginin her geçen gün arttığına dikkat çekerek, bu yıl 1 milyon ziyaretçi ağırlamayı hedeflediklerini aktardı. Bu büyük ilgide 2018 yılında ortaya çıkarılan Mithras Tapınağı’nın büyük etkisi olduğunu vurgulayan Coşkun, genelde üst düzey askerler, aristokratlar ve bazı Roma imparatorlarının bu dini benimsediğinin belirtildiğini aktardı.
“Roma’nın gizem dini”
Dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda kişinin kaleyi ziyarete geldiğini belirten Coşkun, şöyle konuştu: “Geçen yıl ortaya çıkardığımız dünyada en son bulunan Mithras Tapınağı, bir anda dünyanın gözünü buraya çevirdi. Tapınak Roma’nın gizem dini. Bütün ayinler gizli şekilde yapılıyor ve bütün tapınaklar yer altında. Dünyada çok fazla bu tapınaktan yok. Bu ilgi çekiyor. Mithras, bütün evreni kontrol ettiğine inanılan güneş tanrısı. Ayinlerinin gizli şekilde yapılması büyük gizem katıyor. Buradaki tapınak, Roma’nın doğu sınırındaki tek tapınağı. “Bunun yanı sıra kazılarda, gizli geçit, askerlerin kaldığı yerler, sivillerin konakladığı mekanlar ve yer altı kiliseleri tespit ettiklerini anlatan Coşkun, kaledeki kazıların yaklaşık 50 yıl süreceğini söyledi.
Coşkun, daha önce Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyince (ICOMOS) hazırlanan “ICORP On The Road Projesi” kapsamında kültür miras alanları, yapılar ve somut olmayan değerlerin, bulundukları çevrenin sürdürülebilir kalkınmasına sağladıkları katkıdan dolayı belgesel serisi için seçilen tarihi 4 mekandan birinin Zerzevan Kalesi olduğunu belirtti.
Tanrının Hikayesi belgeselinde yer alacak
Kalenin National Geographic kanalının da dikkatini çekmeyi başardığını belirten Coşkun, şunları söyledi: “National Geographic ‘Tanrının Hikayesi’ belgeselinde kaledeki Mithras Tapınağı ile ilgili çalışma yapacak. 2020 yılında National Geographic tarafından burada bir çekim yapılması planlanıyor. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Tanrının Hikayesi belgeselinde Mithras ilgili bir çalışma yapılacak. Daha önce ICOMOS ekibi geldi. Dünyadaki dört yerden biri ve ilham verici olarak Zerzevan’ı seçtiler. Onlar da çalışmalarını tamamladı. Belgesel ve televizyon ekiplerinden büyük talep var. Mümkün olduğu kadar Bakanlığımızın ve Valiliğimizin izinleriyle bunları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. “Kaleyi ziyaret eden Yunanistan’ın Patras Üniversitesinden arkeolog Eleni Simoni, “Bin 800 yıl önce buraya gelen Yunanların tarihi mekanlarda imzalarını görmek benim için çok ilginç oldu. Buraya gelen ilk Yunan olmamak beni şaşırttı. Bir arkeolog olarak burada bulunmak çok güzel bir deneyim” dedi.
Portekiz Azor Üniversitesinden Maria Joao Barros da, Diyarbakır’ın tarihi bir kent olduğunu gezince anladığını belirterek, şunları söyledi:
Burada çok güzel izlenimler edindim. Mezopotamya’yı daha önce duymuştum ama bu kadar tarihi bir yer olduğunu bilmiyordum. Bu tarihi mekanda bulunabildiğim için çok mutluyum.”
Zerzevan Kalesi
Askeri yerleşim antik yol güzergahında, 124 metre yükseklikteki kayalık bir tepede bulunan Zerzevan Kalesi, Amida ile Dara arasında stratejik bir noktada yer alıyor. Yerleşim konumu itibarıyla bütün vadiye hakim, antik ticaret yolu üzerinde, geniş bir alanı kontrol altında tutan, stratejik bir Roma sınır garnizonu olan kale aynı zamanda Roma-Sasani arasındaki büyük mücadelelere de sahne oldu.
Roma’daki ismi “Samachi” olan yerleşimin ilk inşa edildiği dönem hakkında devam eden kazılar ile kesin bilgilere ulaşılacak. Yerleşimin surları ve yapıları Anastasios I (M.S. 491-518) ve Justinianos I (M.S. 527-565) dönemlerinde onarılarak, bazıları ise yeniden inşa edilerek mevcut haline getirildi.
60 dönümlük alanda 12-15 metre yüksekliğinde ve 1200 metre uzunluğunda sur kalıntısı, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, konutlar, tahıl ve silah depoları, yer altı ibadethanesi, sığınaklar, kaya mezarları, su kanalları ile 54 su sarnıcı bulunan kalenin üstü kadar altı ile de tarihe ışık tutuyor.