Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Güntülü Ak ve Prof. Dr. Muzaffer Metintaş ile Uzm. Dr. Muhittin Akarsu’nun da yer aldığı ekip, akraba olan veya olmayan mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) hastalarıyla ilgili 5 yıl önce gen açılımı çalışması başlattı. Türk bilim insanları, araştırmada Hawai Kanser Merkezi, ABD Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) ve Japonya Hyogo Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Bölümünden bilim insanları ile çalıştı. Uzmanlar, insanlarda asbest temasıyla ortaya çıkan akciğer zarı kanserine hangi genetik yatkınlığın yol açtığını araştırdı.
Çalışmayı tamamlayan ekip, bu kanser türüne yakalananlarda “BLM+/-” adlı gende mutasyon, anormallik olmasının hastalığa genetik yatkınlık sağladığı sonucuna ulaştı. Akciğer zarı kanseri tanı ve tedavisinde kolaylık sağlayacağı belirtilen keşif, ABD Ulusal Bilimler Akademisinin resmi bilim dergisi PNAS’de yayımlandı.
“Türkiye’de bazı bölgelerde hastalık beklenenden sık görülüyor”
ESOGÜ Akciğer ve Plevra Kanserleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, AA muhabirine, akciğer zarı kanseri ve araştırmayla ilgili bilgi verdi. Metintaş, mezotelyomanın, asbest teması nedeniyle ortaya çıkan bir kanser türü olduğunu söyledi. Asbestin, endüstride yaygın kullanıldığı ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde meslek hastalıklarına yol açtığını belirten Metintaş, hastaların iş yerlerinden 300 bin ila 500 bin avro tazminat aldığını dile getirdi. Prof. Dr. Metintaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de ise bazı bölgelerde, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Sivas, Yozgat, Tokat, Diyarbakır, Elazığ, kısmen Konya, Antalya, Hatay, Denizli ve diğer bazı illerin kırsal alanında hastalık beklenenden sık görülüyor. Türkiye’den 41 araştırmacının katıldığı, ‘Int. J. Environ. Res. Public Health (2017,14,1293)’ isimli dergide yayınlanan ‘Turkey National Mesothelioma Surveillance and Environmental Asbestos Exposure Control Program’ başlıklı araştırmada, 379 köyde asbest temasının devam ettiğini Türkiye için yılda 1100 civarında yeni mezotelyoma olgusu çıktığı tespit edildi. Söz konusu köylerde asbest karışımlı toprak, köy evlerinde sıva ve badana için kullanılmış. Bu toprağın kullanıldığı köy evlerinde yaşayanlar mezotelyoma hastalığı yönünden daha fazla risk taşıyor.”
“Yüksek riskli kişilerde hastalığın gelişmesi engellenebilir”
Japon ve ABD’li bilim insanlarıyla yaptıkları 5 yıllık araştırmada önemli sonuçlara ulaştıklarını anlatan Metintaş, genetik yatkınlığın kimlerde olduğunun bulunmasının önemine dikkati çekti. Bu amaçla kişilerin taşıdığı özel gen mutasyonunu araştırdıklarını bildiren Metintaş, şunları kaydetti:
“Çalışmada, mezotelyoma olan kişilerde BLM+/- geninde mutasyon yani anormallik olmasının hastalığa genetik yatkınlık yarattığı bulundu. Yani mezotelyoma hastalığından sorumlu olacak genetik anomali tespit edildi. BLM+/- adlı genin mutasyonunun asbest temaslılarda mezotelyoma hastalığına yatkınlığı artırdığını, hastalığa yakalanmayı kolaylaştırdığını sonucuna varıldı. Yapılan keşif sonucu öğrenilen mutasyonun önceden tayin edilmesi ve bu mutasyonun yol açtığı biyolojik olaylara müdahale edecek moleküller yapılmasının, hastalığın erken tanı ve tedavisinde çok yararlı olması bekleniyor. Bu keşfin, hastaların tanı ve özellikle tedavisinde ilaç çalışmalarına ve etkili ilaç keşiflerini sağlaması da bekleniyor. Aynı zamanda, tespit edilecek yüksek riskli kişilerde hastalığın gelişmesini engelleyecek koruma tedbirleri alınabilir.”