ERÜ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Sağlık Bakanlığına bağlı TÜSEB tarafından Kovid-19’a karşı aşı geliştirilmesiyle ilgili stratejik Ar-Ge Projesi hazırlama daveti alan ERÜ’den Özdarendeli ve ekibi, Kovid-19 pozitif bir hastadan alınan örnekten Biyogüvenlik Seviye 3 (BSL-3) şartlarında hastalığa yol açan SARS-CoV-2 virüsünü hücre kültür sisteminde üretmeyi başardı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Özdarendeli, virüsün izole edildiğini ve 21 Mart’ta RT-PZR (Reverse Trankripsiyon Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testi ile de izolasyonu doğrulayarak aynı gün Sağlık Bakanlığını bilgilendirdiklerini ve akabinde virüs izolatının yeni nesil dizileme çalışmalarına başlandığını belirtti.
Özdarendeli, bu salgınla acilen mücadele etmek çok önemli olsa da yapılacak temel araştırmalarla bu virüse karşı kapsamlı çözümler üretilmesi gerektiğini kaydetti.
2013 yılında kurulan merkezin aşı geliştirme çalışmaları konusunda önemli bilgi birikime ve altyapıya sahip olduğunu ifade eden Özdarendeli, şunları kaydetti:
“Merkezimizde, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığına (KKKAH) karşı aşı çalışmalarımız da halen devam etmekte olup, bu hastalığa karşı hücre kültür temelli inaktif aşı geliştirilmiş ve 2018 yılında sağlıklı gönüllüler üzerinde Faz 1 çalışmaları başarıyla tamamlamıştır. Çalışmalarımız kapsamında, KKKAH’ye karşı geliştirilen ve patent başvurusu yapılan rekombinant aşının deney hayvanları üzerinde yüzde 100 koruyucu etkiye sahip olduğu da gösterilmiştir. Aşı geliştirme konusunda sahip olduğumuz bilgi birikimi ve uluslararası standartlardaki altyapılarımız sayesinde Kovid-19 hastalığına karşı aşı geliştirme çalışmalarına hemen başladık ve bu kapsamdaki çalışmalarımızı da hızla ilerleteceğimize inanıyorum.”
Merkez bünyesinde bulunan Biyogüvenlik Seviye 3 laboratuvarında SARS-CoV-2 virüsünün laboratuvar şartlarında izole edildiğini ve hücre kültür sistemine adaptasyonunun sağlandığını aktaran Özdarendeli, virüsün izole edilmesinin, Kovid-19’un biyolojisinin ve patogenezinin ortaya konulmasına yönelik çalışmalar için büyük önem taşıdığını kaydetti.
Özdarendeli, aynı zamanda bu gelişmenin Kovid-19’a karşı aşı geliştirme çalışmaları ile tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi çalışmalarına ivme kazandıracağını vurguladı.
Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, Sağlık Bakanlığı tarafından Kovid-19’a karşı aşı geliştirilmesiyle ilgili davetin akabinde çalışmalara başlayıp kısa bir sürede virüsü izole etmeyi başardıklarını ve Sağlık Bakanlığının sağladığı desteklerle çalışmalarını hızlı bir şekilde yürüttüklerini ifade ederek bu süreçte çalışmalarına her türlü desteği sağlayan ERÜ Rektörlüğü ve çalışma ekibine de teşekkür etti.
ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış da yıkıcı etkileri olan bu yeni virüsle ilgili dünyanın birçok ülkesinde ilaç ve aşı geliştirilmesine yönelik çalışmaların yoğun şekilde sürdürüldüğünü anımsattı.
Çalış, etkili tedavi yöntemlerinin, ilaçların ve aşıların geliştirilmesinin zaman gerektirdiğini, ülkelerin haklı olarak öncelikle kendi ülkelerindeki salgınla baş etmenin mücadelesini verdiğini ifade etti. Ülkede aşı geliştirilmesinin 1721’li yıllara kadar uzandığını aktaran Çalış, 1953’e gelindiğinde 18 farklı aşı üretildiğini ve diğer ülkelere de verildiğini ancak 1998’de bu alandaki faaliyetlerin sonlandırıldığını anlattı.
Bu yeni salgının, ülkenin bu tür teknolojilere sahip olması ve milli aşıların üretilmesinin ülke için kritik öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Çalış, şunları kaydetti:
“ERAGEM, bu alanda ülkemizin önde gelen merkezlerinden biridir. ERAGEM, Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin yönetiminde Kırım Kongo Kanamalı Ateş Hastalığı aşısının Faz 1 çalışmalarını başarıyla tamamlamış olup, merkezin Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarının da yapılabileceği kapasiteye ulaşması için gerekli çalışmalar Strateji Başkanlığının sağladığı destekle halen devam etmektedir. Bu merkez aynı zamanda Kovid-19 aşısına yönelik çalışmalara da öncülük edecektir. Kıymetli öğretim üyemiz Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibini Kovid-19 hastalığı virüsünü kısa bir sürede izole ederek hücre ortamında üretmeyi başarmaları nedeniyle tebrik ediyorum. Yapılacak daha çok iş olsa da bu önemli bir başarıdır ve bundan sonraki çalışmalar için de ümit vericidir. Bu başarının diğer araştırmacıların çalışmalarına da önemli katkılar sağlayacağına ve araştırmacılarımızın çalışmalarını ileriye taşıyarak Kovid-19 hastalığı virüsüne karşı ilk milli aşıyı geliştireceğine inancım tamdır. Kendilerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği en üst düzeyde sağlayacağız. Bu sonuç, Erciyes Üniversitesinin araştırma potansiyelini ve kapasitesini yansıtması bakımından da memnuniyet vericidir. Bu vesile ile Kovid-19’a karşı sürdürülen mücadeleyi başarılı bir şekilde yürüten ve üniversitemizde bu virüse karşı yürütülen aşı çalışmalarına da her türlü desteği sağlayan Sağlık Bakanlığımıza da şükranlarımı sunuyorum.”