Nikol Paşinyan liderliğindeki Erivan yönetiminde milliyetçi retoriğin ve saldırganlığın arttığı bir dönemde Azerbaycan-Ermenistan cephesinde en ciddi krizlerden biri patlak verdi. İşte Dağlık Karabağ meselesi nedir, nasıl başladı, niye yıllardır çözülemedi ve şimdi niye yeniden alevlendi sorularının yanıtı:
KARABAĞ FİŞEĞİNİ STALİN ATEŞLEDİ
Karabağ sorunu 1921 yılında dönemin Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin tarafından ateşlendi. Gaddarlığının yanı sıra insan psikolojisinin sarrafı olarak da anılan Stalin, yapısı ve gelenekleri itibarıyla merkez Moskova yönetimine itaatkar olmayan Kafkaslardaki Azerbaycan ile Ermenistan’ı ‘böl ve yönet’ taktiğiyle dizginleme yolunu seçti. Sovyet Politbüro kararıyla Azerbaycan toprakları içinde Ermeni ağırlıklı Karabağ Otonom Bölgesi oluşturuldu. Ermenistan içinde ise Azerbaycan Türkü ağırlıklı, Türkiye sınırındaki Nahçivan Otonom Bölgesi ilan edildi. Stalin’in planına göre komünizm ideolojisini hayata geçirme konusunda istekli olmayan iki Kafkas halkı, milliyetçilik üzerinden hareket edilerek dize getirilecekti. Plan bu şekilde Sovyetler Birliği dikişlerinin çatırdamaya başladığı 1988 yılına kadar sürdü.
SOVYETLER BİRLİĞİ DAĞILINCA…
Karabağ Ermenileri, Sovyetler Birliği içinde ilk milliyetçi isyanı çıkartan etnik grup sayılıyor. 20 Şubat 1988 tarihinde ise hiçbir yasal dayanağı olmayan Karabağ Ermenileri Ulusal Kongresi Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a bağlanma kararı aldı. Buna karşılık Azerbaycan, özerk Karabağ idaresini lağvederek otonom bölgeyi doğrudan Bakü’ye bağlama kararı aldı. Karabağ bölgesinin başlattığı aşırı milliyetçilik aynı yıl Ermenistan ile Azerbaycan’a da yayıldı. İki ülkede etnik azınlıklara yönelik karşılıklı saldırılar yaşandı.
1992’DE SAVAŞ PATLAK VERDİ
Ermenistan ile Azerbaycan 1991’de SSCB’den ayrıldıklarını ilan etti. Hemen sonra da 1992 yılında ilk Karabağ savaşı patlak verdi. 1 Ocak 1992 tarihinde yeni Azerbaycan yönetimi Karabağ’da yasal düzenin sağlanması için bölgeye askeri birlikler gönderdi. 5 gün süren ilk çatışmaların ardından Karabağ Ermenileri 6 Ocak 1992 tarihinde bağımsızlık ilan ettiklerini duyurdu. Bu bağımsızlık ilanı hiçbir ülke tarafından tanınmadığı gibi günümüzde Ermenistan’ın kendisi tarafından bile kabul edilmiş değil. 1992 yılı mart ayında ise büyük savaş başladı.
ERMENİSTAN BÖLGEYİ İŞGAL ETTİ
Ermenistan ve Rusya’nın Karabağ Ermenilerine yaptığı silah ve asker desteğiyle Azerbaycan kaybeden taraf oldu. Bu ilk büyük savaşın sonunda sadece Karabağ değil, Şuşa ile Laçin kasabaları da Ermenilerin eline geçti. İlk savaşı sona erdiren ve ateşkes anlaşmasının yapıldığı 5 Mayıs 1994 tarihinde Azerbaycan, Karabağ’ın yanı sıra etrafındaki 5 çevre ili de kaybetmiş oldu. Günümüzde Karabağ çevresinde ilk 1992 savaşı öncesinde 1.5 milyon Azerbaycan Türkü’nün yaşadığı 7 reyon da Ermeni işgali altında bulunuyor. Bunlar Laçin, Kubatlı, Kelbecer, Ağdam, Fuzuli, Cebrail ve Zengilen.
30 YIL SONRA NE OLDU?
Karabağ ihtilafı için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT çatısı altında Rusya, ABD ve Fransa eş başkanlığında Minsk Grubu kuruldu. Geride bıraktığımız 28 yılda ihtilafın barışçıl yoldan çözümü için Minsk Grubu hiçbir ilerleme kaydedebilmiş değil. Peki 30 yıl sonra ne oldu da bölge yine alevlendi? Bunda sokak gösterilerinin ardından Ermenistan’da iktidara gelen Nikol Paşinyan’ın milliyetçi ideolojilerinin etkisi büyük. Ermenistan Başbakanı’nın geçen şubat ayında “Karabağ ezelden Ermeni toprağı. Azerbaycan’a teslim edilmesi söz konusu olamaz” demesi siyasi diyalogu tıkayan son damla oldu. 12 Temmuz’da Ermeni kuvvetleri Azerbaycan sınırındaki petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçtiği Tovuz bölgesini bombaladı. ABD, Rusya, Türkiye ve diğer batılı ülkelerin araya girmesiyle Ermenistan’ın yeni dönemdeki provokasyonu ateşkes ilan edilmesiyle durduruldu. Ancak pazar sabahı ekonomik kriz, yoksulluk ve korona salgınıyla mücadele eden Paşinyan yönetimi, Azerbaycan’a yeniden ateş açarak bir kez daha sıcak çatışmayı tetikledi. Ve yeni sıcak kriz, ülkenin bir numaralı gündem konusu oldu.
TEPKİLER
KREMLİN SÖZCÜSÜ: ATEŞKES İLAN EDİN
Rusya üst yönetiminden ihtilafla ilgili ilk resmi açıklama yapıldı. Gidişatı son derece tehlikeli bulan Kremlin’den, “Askeri faaliyetlere zaman geçirmeden, derhal son verilerek taraflar masaya oturmalı” açıklaması geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “İhtilaf bölgesinde tüm askeri faaliyetlere zaman geçirmeden, derhal son verilerek taraflar masaya oturmalı” dedi.
‘ANKARA İLE MOSKOVA TEMASTA’
Peskov, “Silahların konuşmaya başladığı ilk dakikalardan itibaren biz taraflarla sürekli temas halindeyiz. Dışişleri Bakanı Lavrov, Bakü ve Erivan ile görüşmeler yaptı. Ayrıca Ermeni tarafının inisiyatifiyle Paşinyan ile Putin arasında telefon görüşmesi gerçekleşti. İlk hedef silahların susması olmalı” ifadesini tekrarladı. Peskov ayrıca Moskova ile Ankara arasında iki ülke dışişleri bakanları kanalıyla Karabağ konusunda sürekli görüş alışverişinde bulunulduğunu da ekledi. (Nerdun HACIOĞLU)
PEKİN’DEN İTİDAL ÇAĞRISI
Çin, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine çıkan sınır gerilimiyle ilgili taraflara itidal çağrısı yaptı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, başkent Pekin’de düzenlediği olağan basın toplantısında, bölgede barış ve istikrarı sürdürmenin tüm tarafların çıkarına olduğunu belirtti. Vang, “Umarız tüm ilgili taraflar itidal ve ihtiyatı muhafaza eder, farklılık ve çelişkilerini siyasi diyalog yoluyla çözmek için gerilimi azaltmaya yönelik önlemleri alır” ifadesini kullandı.
TAHRAN’DAN AÇIKLAMA
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, bölgenin daha fazla şiddeti kaldıramayacağını belirterek, Azerbaycan ile Ermenistan’a “ateşkes” çağrısı yaptı.
BM GÜVENLİK KONSEYİ TOPLANIYOR
Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının bugünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında Avrupalı üyelerin talebiyle gündeme alınması bekleniyor. Konunun görüşülmesi talebi Almanya ve Fransa’dan gelirken, Belçika, İngiltere ve Estonya da buna destek verdi. (Razi CANİKLİGİL / WASHINGTON)
TÜRKİYE DIŞINDA UÇUŞLAR DURDURULDU
Bölgede gerilimin tırmanmaya devam etmesi üzerine Azerbaycan başkenti Bakü’deki havalimanının ikinci bir emre kadar geçici olarak kapatıldığı duyuruldu. Bakü’den Türkiye dışındaki yurt dışına tüm sivil uçak seferleri askıya alınmış oldu.