◊ Merhaba, nereden bağlanıyorsunuz?
– Kuzey Santa Barbara, Santa Ynez’den… Çiftliğimdeyim.
◊ Ne kadar doğalsınız. Belgeselinizde de hayran kalmıştım doğallığınıza…
– 63 yaşındayım. Böyle görünmem gerekiyor.
◊ Siz hiçbir zaman estetiğe başvurmadınız…
– Tanrı’nın verdiği kemik yapısıyla kutsanmış bir kadınım. Görüntüm, hayatımı bu kadar büyülü yapmanın bir parçasıydı. Kapıları açtığı bir gerçek… Ama şimdi her zaman çalışmıyorum. Uzun dönemler geçtiğinde kendime ait bir fotoğrafı görünce şoke oluyorum. Sonra kendime gelip “Kabul etmelisin” diyorum. Dediğim gibi 63 yaşındayım, böyle görünmeliyim…
◊ Formunuzu korumak adına neler yapıyorsunuz?
– Çoğu insan gibi egzersiz yapmaktan nefret ediyorum ama dışarıda olmayı seviyorum. Hayatımda iki spor var, at binmek ve yüzmek. Yüzüyorum, çünkü boyun, sırt ve tüm vücut için etkili. At binmenin karşıtı bir spor. Ayrıca dakikada en fazla kaloriyi yaktıran spor yüzmek. Benim için en ideali, çünkü yemek yemeyi seviyorum. (Gülüyor)
◊ Ne sıklıkla yüzüyorsunuz?
– Oldukça düzenli. Bir kız arkadaşımla senede bir kez uzun mesafe de yüzüyoruz. Antrenmanları yapıyoruz ve yılda bir kez güzel bir yere yüzme seyahati yapıyoruz. Onunla birlikte Türkiye’ye de geldik. Bir kara parçasının üzerinde dikilip, karşı adaya bakıp 5-6 kilometre yüzebileceğini düşünmek çok güzel…
BELGESELDE DEĞİŞİKLİK YAPTIRACAKTIM ERKEK ARKADAŞIM “BIRAK KALSIN” DEDİ
◊ “In My Own Words” belgeseli, hayatınızı olabildiğince dürüst ve filtresiz anlatıyor. Neden şimdi yapılması gerektiğini düşündünüz bu belgeselin?
– Açıkçası uzun süre belgeselimin yapılmasını istemedim. Yapımcı Bill Katz ile telefonda birkaç kere konuşmuştum. Uzun konuşmalardı. Bill, belgesel bitmeden görüş bildirebileceğimin sözünü verdi. Şansımı denemek istedim ve yaptım. Belgeselin ilk taslağını, ilk düzenlemesini gördüğümde pek çok yerde rahatsız oldum. Notlarımı aldım. Değişiklikler yapmasını isteyecektim. Zorlama bir talep değil, sadece soracaktım değişiklikler için. Erkek arkadaşım (John Corbett) “Yapma” dedi; “Bırak kalsın. Dürüst ve gerçek. Böyle olması önemli.” Ben de öyle yaptım.
◊ Bugünkü hayatınızdan bahsedelim biraz. Nasıl geçiyor günleriniz?
– Çok şanslı bir hayata sahip oldum ve beni mutlu eden bencilce seçimler yaptım. Kaliforniya’da hayvanlarla dolu bir çiftlikte yaşamak çocukluk hayalimdi. Şimdi buna sahip olduğum için şanslıyım. Ocak ayından beri evdeyim. Pandemi öncesinde de bir yere gitmemiştim. Bu kadar uzun süre seyahat etmeden, bir iş ya da amaç için uğraşmadan evde kaldığımı hatırlamıyorum.
Evdeyim ve mutluyum. Tüm işlerimi kendim yapmayı seviyorum. Uyanıyorum, kahvemi içiyorum, köpekleri gezdiriyorum, atları besliyorum, kahvaltı yapıyorum. Tüm gün böyle devam ediyor. Akşam, yemeğimizi yiyoruz ve gece film izliyoruz.
JOHN HAYAT DOLU BİR ADAM BENİ ÇOK GÜLDÜRÜYOR
◊ “Sex and the City”nin Aidan’ı John Corbett ile birliktesiniz…
– Evet, John ile 18 yıldır birlikteyiz.
◊ Nasıl bir ilişkiniz var?
– İlişkimiz, birbirimizin varlığından zevk almaya dayalı. Gün geçtikçe sağlamlaşarak inşa edilen bir ilişki. Bu yaşta yeni bir aile kurmuyorsun. O yüzden her şey biraz daha farklı. Günden güne inşa edelim derken 18 yıl sonra hâlâ birlikteyiz. John eğlenceli bir adam. Hayat dolu, neşe dolu. Beni çok güldürüyor. Bir arkadaşım “John ile gençlik romantizmi yaşıyorsun, çünkü buna sahip değildin” dedi. Bu görüşün içinde doğruluk payı var sanırım.
◊ Eski eşiniz John Derek’le ilişkiniz başladığında 16-17 yaşlarındaydınız…
– Evet, 17 yaşında John Derek’e çok âşıktım. O yaştayken kocam için çalışmaya başladım. İlişkimiz doğru ya da yanlıştı. Ben o ilişkinin bir parçasıydım.
John ile ilişkim, sektöre karşı koruma sağlıyordu. John’un sektörde bir itibarı vardı, ondan korkarlardı. İyi bir adam olduğu için şanslı olduğumu kabul etmeliyim. “Me Too” hareketindekiler gibi tacizci bir adam olsaydı her şey çok farklı olabilirdi.
◊ 17 yaşında sizden 30 yaş büyük John Derek’e âşık olup Avrupa’da yaşadınız, çünkü Amerika’da John ağır cezalarla karşı karşıya kalabilirdi…
– Bu yeni bir haber değil… Ülkemde çok fazla yargı, çok fazla kural, çok fazla kısıtlama ve ahlaki otorite vardı. Gençtim, 17 yaşındaydım ama dünyayı ele geçirecek kadar her şeyi bildiğimi düşünüyordum. John harikaydı. Farklı eşleri vardı ama seninleyken yüzde 100 seninleydi. Harika zamanlardı. Amerika’da insanlar yargılayıcıydı. Yüzlerce yıllık yasalar var, özellikle Kaliforniya’da… Kaliforniya diğer eyaletlere göre daha karmaşık. Eğer burada olsaydık 18 yaşına kadar beklemediğim ve kendi kararlarımı verdiğim için yargılanabilirdim.
LINDA’YA BUNU YAPTIĞIM İÇİN KENDİMİ ASLA AFFETMEYECEĞİM
◊ John Derek sizinle ilişkiye başladığında, Linda Evans ile evliydi. Belgeselde Linda da var. Hikayeyi onun tarafından dinlemek sizi nasıl etkiledi?
– Birçok üzücü anıyı geri getirdi. O zamanlar kocası olan John Derek ile ben bir ilişkiye başlıyordum. İşin içinde olan herkes için acı bir dönemdi. Ona bakıyorum da çok güzel bir insan. Ona bunu yaptığıma inanmıyorum. Böyle bir şeyin parçası olduğuma inanamıyorum. Kendimi asla affetmeyeceğim ve bir daha böyle bir hata asla yapmayacağım. Onun (Linda) için hayatımın sonuna kadar üzgün kalacağım.
◊ Linda çok zarif bir kadın. Yuvasını yıktığınız için size karşı bir düşmalığı yok. Acı çekmiş ama durumu çok güzel yönetmiş…
– Linda mahremiyete çok önem veren bir kadın. Hayatına karşı çok korumacıdır. Belgeselde konuşması beni şoke etti. O dönemler ne hissettiğini içinden çıkarıp atmak istedi sanırım. Benim için izlemek çok zordu. Çok duygusaldı. Bana karşı her zaman nazik bir kadındı. Nedenini bilmiyorum ama son derece nazikti…
◊ Belgeselde hayatınızdaki en önemli şeyin aşk olduğunu söylüyorsunuz. Neler öğretti yaşadığınız aşklar size?
– Bence bu şekilde bağlanıyoruz birbirimize. Aşk en önemli şey ama bu konuda takıntılı değilim. Bazı insanlar çok sever, bazıları çok sevilir, karşı taraftan çok şey bekler. Ben sevilmeyi, birinin beni sevmesini mucize olarak görüyorum.
ANTHONY QUINN VE ROBERT MITCHUM TARİH YAZAN EFSANELER
◊ Eşinizin yönettiği filmlerde efsane isimlerle karşılıklı oynadınız. Anthony Quinn de onlardan biri. Quinn ile çalışmanızdan neler hatırlıyorsunuz?
– Tony, yaşadığımız hayattan çok daha büyük bir aktördü. Tony ile tanışana kadar zor bir erkek kimdir bildiğimi sanıyordum. Çok zordu ama ondaki zorluğa neden olan küçük savaşları ve testleri aştığında seni kucaklayan bir adamdı.
◊ Peki diğer efsane, Robert Mitchum?
– Mitchum’a hayrandım. Ondan çok hoşlanıyorum. O filmlerdeki adamdı benim için. İkisi de; Quinn de, Mitchum da sadece muazzam aktörler değil, film yıldızları, efsaneler ve işlerinde tarih yazan kişilerdi. Onların etrafında asla hayal kırıklığı yaşayamazsın…
VİRÜSÜN YOL AÇTIĞI ZARARLARI BİRKAÇ YIL SONRA GÖRECEĞİZ
◊ Çiftliğinizde doğa ve hayvanlarla harika bir hayatınız var. Maalesef dünyamız kötü bir dönemden geçiyor. Kaliforniya’daki yangınlar, devam eden pandemi…
Neler düşünüyorsunuz gelecek için?
– Gezegenimiz hakkında çok şey bilmiyorum. Kontrolü kaybettik mi, bilmiyorum. Her şeye rağmen iyimserim. Gençlere bakıyorum, çevreye, doğaya, diğer insanlara karşı daha duyarlılar. Ülkeme bakıyorum, ırkçılığa karşı yapılanlar umut verici. Çevresel konularda 18 yıldır aktif olarak çalışıyorum.
WildAid’in bir parçasıyım. Yangınlar korkunç. Hayvanlar kurtulabilecek mi bilmiyoruz…
Virüse gelirsem… Birkaç yıl sonra geriye dönüp baktığımızda virüsün yol açtığı zararları gerçekten göreceğiz. Henüz etkilerini görmeye başladığımızı sanmıyorum. Yaşananlar, tüm dünyanın bu şekilde duracağı asla aklıma gelmezdi.
BAHÇEMDE KENDİ MEYVE SEBZEMİ YETİŞTİRİYORUM
◊ Çiftliğinizde kendi meyve sebzenizi yetiştiriyor musunuz?
– Evet. Her zaman kendi sebze bahçem oldu. Bazı yıllar daha verimli, bazı yıllar hayal kırıklığı oldu ama yine de ekmeye devam ediyorum. Bütün yıl yetecek kadar domates yetiştiriyorum mesela. Buzluğa atıyorum. Yemeklerimi kendi mahsullerimle pişiriyorum.