Her sezon birçok yer isim değiştiriyor, bir o kadar da yenileri açılıyor… O nedenle 10 yılı geçebilen yerleri ben artık Bodrum klasikleri arasında sayıyorum. Onlarla başlayalım…
Kısmet: 1999’dan bu yana hizmet veren Kısmet Lokantası, yaz-kış Bodrum’un olmazsa olmazı. Sahibi Orhan Dumanlı, yerel lezzetleri korumak için çalışan bir Bodrum sevdalısı. Kısmet’in tertemiz tezgâhında her zaman mevsimin en taze yerel lezzetleri var. Yerel Ege yemeklerini güveçlerde taş fırında pişiriyorlar. Keşkek, lokum pilavı gibi özel yemekler de çıkıyor. Zeytinyağıyla yaptıkları kalburabastı favorilerimden.
Orfoz: Çağrı ve Çağlar Bozçağa kardeşler, 1986’da Saroz Körfezi’nde, daha sonra Bozburun’da babalarının açtığı Orfoz’u yıllardır Bodrum’da devam ettiriyorlar. Zira Orfoz o yıllarda yemekleriyle bir efsaneydi. Burada menü yok, o gün denizden ne çıktıysa o servis ediliyor. Balığı ve kabukluları pişirmeyi çok iyi biliyorlar. Hatta Çağlar kabuklular için özel dalışlar yapıyor. Sülünez, deniztarağı, mavi yengeç, o gün ne varsa…
Gümüşlük Mimoza: Deniz kenarındaki masaları, begonvilleri ve çok iyi malzeme kullanarak hazırladıkları yemekleriyle yıllardır bizlere damardan Bodrum akşamı yaşatan Mimoza’da gecenin ilerleyen saatlerinde sahibi Fikret Alphan müzik yapıyor. Fiyatlar ortalamanın üzerinde ama orada geçirdiğiniz vaktin her dakikasına değer.
Musto Bistro: Çoğumuz belki Bodrum merkezi görmeden tatili bitirsek de Musto gibi eski dostların orada yerli yerinde durduğunu bilmek insanı mutlu ediyor. Çökertme kebabı, ev yapımı hamburger gibi klasik lezzetleri halen mevcut.
Bağ Arası: Şöyle kasmadan, rahat bir ortamda, bağ bahçe içinde güzel yemeklerle keyif yapayım derseniz adres belli: Bağ Arası. Evdeki tabak bardakla bahçelerinde açtıkları bu mekânı yıllar içinde büyüten İsmail ve Ümmühan Girgin, sakız ağacına sarılı kuzu ızgaralarıyla duyurmuşlardı adlarını. Eski bir ahşap evden restoran haline gelen Bağ Arası artık oldukça popüler ama ünleri haksız değil. Isırganlı ıspanak mücveri, erikli kayısılı pırasa kızartma, vişneli bamya gibi başka yerde bulamayacağınız lezzetler var.
Gözdeler
Malva: Kaya Demirer, bu yaz Susona Hotel’de açtığı Malva’nın menüsü için büyük emek harcamış. Malzemeler hep yakın çevreden ve türünün en iyileri. Restorandan izleyebileceğiniz günbatımını sakın kaçırmayın.
Loft Elia: Şef Yılmaz Öztürk, Bodrum Loft’ta açtığı yeni restoranı için sade ve özenli bir menü hazırlamış. Mürver’deki külde ahtapot, dana kuyruktan yapılmış mantı gibi lezzetler ufak dokunuşlarla farklılaştırılmış.
Amanruya: Şimdiye kadar biraz gözlerden uzak durmayı tercih eden Amanruya bu yaz restoranına dışarıdan da misafir kabul ediyor. Mutfağın başında şef Cihan Beyit var. Tabaklar doyurucu, lezzetler akılda kalıcı.
Eğlenceli ve mutfağı iyi plajlar
Frankie Beach Club: Susona Bodrum’da plaj konseptiyle açılan Frankie ‘Power Lunch’ konseptiyle Bodrum’a farklı bir anlayış getirdi. ‘Power Lunch’ta; büyük balıklar, ağır ateşte pişmiş kemikli büyük etler, deniz mahsullü paella’lar, kabuklu deniz ürünleri başrolde. Paylaşımlı tabakları da çekici.
Villa Azur: Miami’nin gözde mekânlarından Villa Azur, Metin Şen’in yönetim kurulu başkanı olduğu Dinesty Group tarafından Türkiye’ye getirildi. Kahvaltı, salata, pidelerin bulunduğu sahil menüsüyle birlikte ana menüde somon tartar, ızgara ahtapot, arancini, narenciyeli tavuk gibi spesiyalleri var.
İtsumi: 26 yıl önce altı aylığına gelip İstanbul’a yerleşen Shunichi Horikoshi’nin Itsumi’si bu yaz Bodrum’a taşındı. Cape Bodrum’da açılan restoranda yemekleri Japon şefler hazırlıyor.
Buddha Bar Beach: Mutfağın başında Furkan Kınalıkuzu var. Menüdeki robatayaki (Japon barbeküsü) tekniğiyle pişirilmiş lezzetleri tavsiye ederim. Azize Varlıer’in suşilerini de deneyin.
Zuma: Yalıkavak Marina’daki Zuma Bodrum klasiklerine girmeye aday. Başarısının ardında iyi bir mutfak ve işletmecisi
Sinan Aksoy var.