Johnson, bugün başlayacak G7 Zirvesi’ne katılmak üzere zirvenin yapılacağı Fransa’nın Biarritz kentine vardı.
Zirve için Londra’dan ayrılmadan önce İngiliz basınına açıklamalarda bulunan Johnson, “Dünya liderleriyle buluşacağım toplantıda sadece İngiltere’nin stratejik çıkarlarını savunmakla kalmayacağım.” dedi.
Zirvede kilit önemde gördüğü üç hususun savunucusu olacağını belirten Johnson, bunları şöyle sıraladı:
“Son 40 yılda milyarlarca insanı zenginleştiren küresel serbest ticareti savunacağım. Biyolojik çeşitliliği, doğal yaşam alanlarının ve türlerin dünya çapında gördüğümüz tahribine son verilmesini savunacağım. En önemlisi de bu gezegenin insanlarını ileriye taşıyacak şeyi, kız çocuklarının eğitiminin iyileştirilmesini, her kız çocuğuna 12 yıllık kaliteli eğitimi savunacağım.”
TRUMP’LA KAHVALTIDA BULUŞACAK
Theresa May’den geçen ay görevi devralan Johnson, özellikle ABD Başkanı Donald Trump ile kurduğu yakın ilişkiyle dikkati çekiyor. Johnson, başbakanlık görevine geldiğinden bu yana Trump’la her hafta en az bir kez telefonda görüştü.
Katı Brexitçi tutumunu Trump’ın da desteklediği Johnson’ın G7 Zirvesi’nde ABD Başkanı ile yarın kahvaltıda bir araya gelmesi öngörülüyor. Johnson’ın küresel serbest ticaret ve çevre konularında Trump’ın diğer Avrupa ülkelerinden ayrılan çizgisinin dışında tavır alıp alamayacağı İngiliz kamuoyunda merak ediliyor.
Johnson, İngiltere’nin Brexit sonrasında imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarında önceliği ABD’ye veriyor. İki liderin yarınki görüşmesinde bu konunun da gündeme gelmesi bekleniyor.
- G7 Zirvesi, bu akşam Macron’un G7 ülkelerinin liderlerinin onuruna vereceği akşam yemeğiyle başlayacak.
ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Japonya ve Kanada’nın liderlerinin bir araya geleceği zirve pazartesi sona erecek. Zirvenin ana teması eşitsizlikle mücadele olarak belirlendi.
Liderlerin Ukrayna, Suriye, İran ve Brexit gibi konuları da görüşmesi bekleniyor.
Zirveye, Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yetkililerinin yanı sıra Güney Afrika, Burkina Faso, Mısır, Senegal, Ruanda, İspanya, Şili, Hindistan ve Avustralya’dan liderler de davet edildi.