Aslı Barış:
Kaç gündür Biricik Suden’in ve Deniz Akkaya’nın son hali konuşuluyor. Buradan yola çıkarak size şu kareyi sunuyorum: Top model Emily Ratajkowski. Ne düşünüyorsunuz?
Başak Dizer Tatlıtuğ: En sevdiğim dekolte bel dekoltesidir. Bana hem maskulen, hem seksi geldiği için herhalde. Tarz olarak bu kısa tişört, yarım body’ler ile yüksek bel pantolonları, jean’leri ve şortları çok seviyorum. Fotoğrafta kasları değişik çıkmış, yoksa gayet iyi karnı var.
Ceylan Atınç:
Emily Ratajkowski’nin bu fotoğrafında asıl sorun bence pantolonun gereğinden fazla düşük bel olması… Karın kası çok seviyorum, kendim de çalışıyorum ama hafif görünümlü yani feminen duran hali bence daha estetik.
Aslı Barış: Ben de Ceylan’a katılıyorum. Tabii ki spor şart, herkes kendine bakmalı. Ama abartmadan… Terminatör gibi görünüm hoşuma gitmiyor. Hiç kadınsı değil.
Bu sıcakta ofiste ne giyilir?
Aslı Barış: Biliyorum, fazlasıyla tatil modundasınız ama benim gibi işe gidenler için bir konuyu açmak istiyorum. Hava birdenbire aşırı sıcak oldu ve bu aralar giyinmek başlı başına bir dert. Aşırı kurumsal giyim kuralları olmayan yerlerde moda nasıl yakalansın, neler giyilsin ve tabii neler giyilmesin?
Başak Dizer Tatlıtuğ: Body üzerine giyilen uzun tiril tiril etekler, kruvaze elbiseler ve sandaletler hayat kurtarıcı olabilir. Mavi ve beyaz renklerde koton kumaş pantolon ve sadece yelek ile yapılan takımlar da hem rahat hem smart-casual seçenek olabilir. Beyaz koton gömlek ve açık mavi yüksek bel jean benim en sevdiğim ofis kombini.
Ceylan Atınç: Keten takımlar, içine pamuklu atletle giyilebilen şık etekler, bol pantolonlar, düz elbiseler kurtarıcı olacaktır.
Rüküşlük çağında mıyız?
Aslı Barış: Bu aralar ödül törenlerinde dikkat ediyorum da her kostüm birbirinden kötü. Ne dersiniz, bir rüküşlük çağına mı girdik?
Başak Dizer Tatlıtuğ:
Umursamama çağı olabilir. Genelde hep aynı isimler, özellikle modeller. Ben bu kadar çok ödül törenine katılsam artık umursamam. Erkeklerin bir smokinle kurtarabileceği törenlerde kadına çok iş düşüyor. Biraz klasik olmak, garantici ve tek tip tarzda katılmak iyidir. Ne giyeceğim derdinden, yeni ve orijinal kıyafet arayışından daha önemli şeyler var hayatta.
Ceylan Atınç:
Kimsenin para harcamadığı bir dönemdeyiz, özellikle ülkemiz için konuşuyorum. Herkes bedava giyinmenin peşinde, bu yüzden pişti olmak tekrara düşmek ve rüküş olmak kaçınılmaz. Bir de stilistlerle çalışma felsefesini anlamadılar, son dakika kala hazırlanmak meziyet değil. Kimse sihirbaz değil, tarz oluşturmak zaman ve para ister.
Bir hasır hadisesi
Aslı Barış: Geçen yıl Jacquemus’nün patlattığı, bu yıl da Chanel ile zirve yapan hasır şapka trendinden bahsedelim. Bence çok şirin ama abartı mı bilemedim. Ne dersiniz, siz takar mısınız?
Başak Dizer Tatlıtuğ: Benim hasır ürünlerle aram iyi değil galiba çünkü hiç hasır şapkam yok. Kepçilerdenim.
Ceylan Atınç:
Ben hasır şapka çok seviyorum. Uzak Doğu usulü bir şapkam var mesela, büyük bir şey. Tabii ki şehirde değil ama sahillerde kullanmayı çok seviyorum. Düz ve boyundan bağlı olanlar da estetik olarak hoşuma gidiyor.
Aslı Barış:
Ben Chanel’in kep tarzı hasır modellerini beğendim. İkinizin stilini de birleştiriyor. Ancak fiyat olarak beğenir misiniz bilmem… Çünkü yaklaşık 5 bin TL civarında. Bir hasır şapka günün sonunda… Ama birilerinde göreceğimize eminim.
