TÜRK futbolunda üst segment teknik direktör olarak kabul edilen Terim, Güneş, Denizli gibi isimlere biraz da Avcı yaklaşır gibi oldu. Son iki yıldaki performanslarıyla 44 yaşına gelmiş Erol Bulut ve Okan Buruk’un çıkışı da dikkatle izleniyor. Ama ben dünkü maçtan bu iki adama yakışır daha kaliteli bir futbol beklerdim. Ligin zirvesinde ama topla oynama oranı çok az, pas oyunu sevmeyen Alanya’nın hocası Erol Bulut da, Diego Simeone felsefesinde. Topa sahip olmanın, maçı kazanmanın tek yolu olmadığına inanıyor, güçlü ani ve amaca yönelik atakları seviyor.
Ligin en çok şut atan iki takımının mücadelesinde Başakşehir özellikle ilk 60 dakika kontrollü, defansif ve kontrataklarla sonuca gitmek isteyen oyun anlayışındaydı. Hiç kuşku yok ki Mahmut’un yokluğunun ardından İrfan Can’ın da maçın başında sakatlanıp oyundan çıkması Okan Buruk’un planlarını iyice bozdu. Hele 35’lik Robinho’nun oyuna girmesi Alanya’ya orta saha avantajını verdi.
B PLANINA GEÇEMEDi
Alanya ilk yarı iki mutlak golü kaçırırken Başakşehir gol pozisyonuna giremedi, şut atamadı. İkinci yarıya da baskıyla başlayan Alanya, rakip ceza sahasına Başakşehir’in iki katı top gönderiyor ama rakibin stoperlerinin Türkiye’nin hava toplarında en iyi isimleri Skrtel ve Epureanu olduğunu unutuyordu. Erol Bulut cepheden yerden verkaçlarla rakip defansı delecek B planına geçemedi. 60’tan sonra Başakşehir oyuna döndü, gol çıkışlarına başladı, 66’da ve 77’de Visca ile öne geçme şansını kullanamadı.
Bu arada Alanya’nın kaçırdıklarını saymıyorum. Ama bitime 1 dakika kala ikinci yarıda oyuna giren Salih Uçan’ın ve uzatmalarda Cisse’nin kaçırdığı goller maçın kaderini belirledi.
Bu maçı iki taraf da kaybedebilirdi. Lider takım oyun üstünlüğünü evinde oynamanın avantajını gole çeviremeyince sahadan 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı.