Haber : EDDA SÖNMEZ – Kamera: ADEM KARABAYIR
Kelam müellifi, bestekar ve yorumcu Bülent Ortaçgil, müzik hayatındaki 50. yılını kutluyor. Usta sanatçı, 12 yıl ortadan sonra çıkardığı, yeni ve birinci yapıtlarının yer aldığı “Elli Buçuk” isimli albümünü müzikseverlerle buluşturdu. Ortaçgil, ” Türkiye‘de en keyifli 10 tane adam varsa bir tanesi benim. Zira kendi yazdığım müziklerimi yaşadım. Türkiye‘de hangi insan sevdiği mesleği yapıp da para kazanıyor” dedi.
Bülent Ortaçgil‘in, 50. sanat yılı için yeni ve birinci müziklerinden oluşan “Elli Buçuk” isimli albümü bugün Ada Müzik etiketiyle çıktı. Bülent Ortaçgil’in Elli Buçuk isimli ikili albümünde, “Elli”, “Hangisi Hayat”, “Göründüğü Gibi”, “Olmuyor Blues” ve “Ak Kuşlar Kara Kuşlar” isimli yapıtlarının yanı sıra 1969’da kaydedilen müzikleri da bulunuyor.
“Olmalı mı, Olmamalı mı”, “Benimle Oynar mısın”, “Sensiz Olmaz”, “Yüzünü Dökme Küçük Kız” isimli unutulmayan yapıtlara imza atan kelam muharriri, bestekar ve yorumcu Bülent Ortaçgil, ikili albüme ait ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
“KOŞULLAR ZORLUYOR DİYE PES EDECEK HALİMİZ YOK”
Ferdî tarihiyle birlikte geçen 50 yılı değerlendirirken müzikleri üzere Türkiye‘nin de çok değiştiğini, adeta istikamet değiştirdiğini, ülkenin her manada berbata gittiğini belirten sanatçı, “İktisat çok zorluyor insanları. Lakin şartlar zorluyor diye pes edecek halimiz yok. Buyurun, seçim olacak, oy vereceğiz. O vakit her şey muhakkak olacak. Değiştirmek elimizde yani” bildirisi verdi.
Bugün müzik marketlerde yerini alan “Elli Buçuk” isimli albümünün 50 yıllık sanat hayatının bir özeti olduğunu anlatan Bülent Ortaçgil, yeni albümüne, 50 yıllık müzik serüvenine ait şunları söyledi:
“MÜZİKAL MESLEĞİMİN MÜZİK GELİŞİMİNİ BELGELEMEK İSTİYORUM: Sayısal olarak 50 yılı aşmış durumdayım aslında. Buçuk oradan geliyor. Birebir vakitte bu ikili bir albüm. Bir adedini ‘Elli’ ismi altında yayınlıyoruz. Bu ‘Elli’, son yazdığım müzikler. Dört tane yeni, bir tane de eski bir müziğin yeni kaydını içeriyor. Oburu ise 1969 yılında, yani tam 53 yıl evvel beni kaydeden İzmir Radyosu’nda olan 9 şarkılık birinci örnekler diyeyim. Yani o da ‘Buçuk’ geçiyor. Yani müzikal mesleğimin en başı ile şu andaki görünen en sonu ortasındaki o yıllardaki müzik gelişmesini belgelemek emelindeyim.
YALNIZCA ALBÜM DEĞİL, KONSER VE STANTLAR DE OLACAK: Zira 50 yıl kutlamaları içinde yalnızca bu albüm değil birtakım konserler, stant vesaire üzere faaliyetlerde bulunacağım bu yıl içinde. Onun başlangıcı bu albüm, ‘Elli Buçuk’ oldu. Hepsinde memnundum lakin şöyle bir şey var; bir insanın müzikal mesleği başlandığı vakit o birinci heves, birinci heyecanlar, acemilik, toyluk, gençlik, onun örneğini işte ‘Buçuk’ta yakalamak mümkün. Öbürü ise ortadan geçen 50 yıl sonra bu sefer artık düşündüklerim, şimdiki müzik anlayışım, şimdiki müzik, kurgum onu da belgelenmiş oldum. Artık beni sevenler, beni takip edenler bu 50 yıllık ortalarda neyin değiştiğini, ne kadar değiştiğini görmüş olacaklar bende.
50 YILDA TÜRKİYE DEĞİŞTİ, TÜRKİYE’NİN İSTİKAMETİ BİLE DEĞİŞTİ: 50 yılda Türkiye değişti yahu, yalnızca benim müziklerim değil. Türkiye değişti, Türkiye’de her şey değişti. Türkiye’nin tarafı bile değişti. Neler olmadı ki neler, 50 yılda. Yani benim açımdan soruyorsan şayet, 50 yılda ben çeşitli aralıklarla müzikler yazdım, yayınladım. Değişen, hani sözel dünyamdaki beni takip eden beşerler çok büyük değişiklikler hissetmiyorlardır fakat müzik açısından olağan ki daha öğrendikçe, daha fazla müziği tanıdıkça daha değişik şeyler yayınladım, yani yaptım. Türkiye ile paralel bu şeyler. 50 yıl öncesi dediğim, yani 1969 yılında bir kez ben profesyonel müzisyen değildim zati, ancak onlar birinci kayıt örnekleri. Bunun manası şu: Ben profesyonel olarak aşağı üst 1980 sonunda, yani 1990 başında filan çalmaya başladım. Ondan evvelki bütün her şey, benim amatör tutkum ve müzik zevkim ve hobimle ilintili bir müzik hayatı. O nedenle profesyonel olup da müzik piyasasını ya da Türkiye’yi görmek farklı, amatör olarak görmek farklı. O nedenle çok şey değişti, nereden başlayıp nereyi sorduğuna bağlı. 50 yılda ne değişti, ne değişmedi? Lakin Türkiye’de, daha evvelce Türkiye öbür olduğu için ya da 1968’den sonra beşerler kendilerini diğer hissettikleri için yazılan şeyler farklı, işte talepler farklı, bugün çok daha farklı. Lakin bütün bunlar doğal şeyler. Ortadan 50 yıl geçmiş, yarım asır.
HAYATIMIZI NEREDEYSE SİYASET YÖNETİYOR: Siyasetin her şeye tesiri var. Hayatımızı neredeyse siyaset yönetiyor. Fakat siyasetin de kalitesi değerli değil mi sizce? 50 yıl evvel siyaset daha mı kaliteliydi? Evet, bence o denli. 50 yıl evvel, ‘Gece saat 01: 00’e kadar müzik çalacaksınız’ diyen yoktu. Artık var. Siyasetin bu türlü bir tesiri küçümsenecek bir tesir mi?
ARTIK MÜZİK DEDİĞİNİZ, SIFIR BİRLERLE HAVADA UÇUŞAN NÜMERİKLERDEN İBARET: 50 yıl evvel bir kez müziğin kullandığı formatlar değişikti. Kaset vardı, CD vardı, sonra plak vardı. Artık müzik dediğiniz sıfır birlerle havada uçuşan nümeriklerden (sayısal analiz) ibaret. O telefondan bu telefona işte Spotify, bilmem o, şu, bu, filan. Müziği yalnızca birtakım yerlerde duyuyorsunuz, elinize almıyorsunuz. Evvelce o denli değil doğal ki ancak bütün bunlar teknoloji ile o teknolojinin değiştirdiği dünya ile paralel olarak değişen şeyler.
SEVENLERİM NEREDEN BAŞLADIĞIMI, NEREYE GİTTİĞİMİ GÖRECEKLER: Sevenlerimi en son müziklerim bekliyor. En son yazılan; bu 50 yıllık hayatımı düşünürlerse, hani aralığı düşünürlerse başlangıç noktasıyla en son noktasını kıyaslama bahtı düşüyor sevenlerime. Bu da bence bir mesleğin başlangıcı ve sonlarına hakikat gitmekte olan bir müzik hayatını kıymetlendirmek için en sağlam destek yani. Onlar nereden başladığımı, nereye gittiğimi görecekler.
İSTANBUL’DA 25 HAZİRAN’DA AÇIK HAVADA KUTLAMA KONSERİM OLACAK: Söylediğim üzere, bu 50 yıl kutlamaları bir mühlet içinde konserlerle devam edecek. Buna, 50 yılda ahbaplarım olan, birlikte çaldığım beşerler katılacak. Programları el verdikleri sürece katılacaklar. Kaç kentte yapılacak kesin bilmiyorum fakat İstanbul’da 25 Haziran’da Açık Hava’da bir konser olacak. Bu bir kutlama konseri olacak. Bir sürü müzisyen kardeşim, arkadaşım gelip benimle birlikte müzik söyleyecek. Sevenler de o denli bir gecenin keyfine varacaklar. Katılacak olan şahısların isimleri belirli değil. Zira müzisyen arkadaşlarımın da programları olabilir, o tarihi fiyat tutmaz. Fakat önerdiğimiz 15-20 kişilik bir liste var. Şöyle bir şey de olabilir yani; İstanbul’daki biri katılır, İzmir’dekine bir oburu katılır. Ankara’dakine oburu gelir. Onlar şu anda aşikâr değil. Ancak aşikâr bir takım var. O takıma değişik beşerler, ‘ben de geleceğim’ diye de katılabilir. Onu şimdiden bilmiyorum lakin yani konserlerin içeriği o denli bir şey.
TÜRKİYE’DE EN KEYİFLİ 10 TANE ADAM VARSA BİR TANESİ BENİM: Hayatı manalandıran şey müzik idi benim için, mühendislik değil. Lakin şartlar, Türkiye’nin şartları, benim özel durumum, bütün bunlar hangi mesleği seçmek için biraz geç yaşta karar vermeme neden oldu. Pişman değilim mühendisliği bırakıp müziği seçtiğim için. Türkiye’de en keyifli 10 tane adam varsa bir tanesi benim. Zira kendi yazdığım müziklerimi yaşadım. Türkiye’de hangi insan sevdiği mesleği yapıp da para kazanıyor. Türkiye’de bu türlü şey çok az. O nedenle çok memnunum. Zira bu müzikler, işte daima bundan 50 yıl evvel hiç kimsenin umurunda olmayabilir lakin bu halde beni yaşatıyor, keyifle yaşatıyor. Beni beşerler dinliyor, seviyor, sevmiyor; bütün bunlar, mühendislikte bulacağım manadan daha hoş benim için. O nedenle çok memnun bir insan sayılırım.
LİSEDE TİYATRONUN BÜYÜSÜNE KAPILDIM: Lisede neredeyse amatör bir tiyatrocuydum. Lisedeki oyunlarda oynadım ve tiyatronun büyüsüne kapıldım. Yani o sahneye, kulise, o heyecana, o canlılığa… Lakin bizim okuldaki birtakım arkadaşlarım tiyatroyu seçtiği halde ben kendimi o kadar kâfi görmediğim için seçmedim. Tiyatro benim için orada kaldı. Lisedeki hobilerimden biri olarak kaldı. Bir rolden ödül de aldım lakin öteki rolden tahminen de atarlardı beni.
BİR HAFTADA KAYIT YAPTIK: Çalıştığım arkadaşlarım, şimdiye kadar çaldığım bütün kardeşlerim, bu albümde bir ucundan yakaladılar. Konserleri çaldığımız kümemiz birinci kere bu türlü bir kayıt yaptı. Onların içinde Baki Duyarlar var, klavye çalıyor. Cem Aksel, yıllardır benimle çalıyor. Erdal Akyol da yıllardır benimle çalıyor. Barlas Özemek var. Bu çekirdeğe Erkan da katıldı. Akın Eldes te katıldı. Bu türlü bir takım ile çaldık. ve canlıya yakın çaldık, bir haftada kayıt yaptık.
MESLEK HAYATIMDA AŞAĞI ÜST 120’YE YAKIN MÜZİK KELAMI YAZDIM ANCAK BU ALBÜMDE FAVORİ MÜZİĞİM ‘ELLİ’ MÜZİĞİ: Bu albümde bir tane müzik var, onun ismi ‘Elli’ esasen. O Elli müziği şöyle bir müzik, şimdiye kadar bütün müzikal mesleğimde aşağı üst 120’e yakın, tahminen birazcık daha fazla müzik yazdım. Bu yazdığım müziklerin isimlerinden bir tekst oluşturdum. O nedenle bu esprili bir şey ancak kimin için esprili? Beni takip edenler için esprili. Zira benimle, o müzikte da söylüyorum, benimle herkes oynamadı Türkiye’de. Lakin 50 yıldır birlikte oynadığımız bir sürü müziksever var. Onlar keyif alacak, espriyi anlayacak. Bütün tekst, müzik isimleri, şimdiye kadar yazdığım. Bu beni heyecanlandırdı ve onunla başladı Elli albümünü kaydetmek. O nedenle şimdilik favorim o. Lakin üç ay sonra oburunu severim.
BU MESLEKTE KENDİN ÜZERE OLMAYINCA BAŞARILI OLAMIYORSUN: Bu meslekte gençler kendileri üzere olsunlar. Kendileri üzere olmakta her vakit fayda var. Zira diğer insanları oynamaya ya da taklit etmeye başlayınca bu işler yürümüyor. Kendileri üzere olunca da yürümeyebilir. Zira onu yalnızca kaideler belirliyor. Şartlar var, etraftaki iktisat var, her şey var. Bu işte kimisi çok uğraşıyor. Kimisi para kazanınca çok keyifli oluyor, kimisi 40 yıl dinlenildiği vakit başarılı oluyor. Lakin insan kendisi üzere olmayınca bu meslekte başaramıyor.
TÜRKİYE HER MANADA BERBATA GİDİYOR, DEĞİŞTİRMEK ELİMİZDE: Yalnızca şunu söyleyeyim; Türkiye’ye berbata gidiyor, her manada berbata gidiyor. ve bunu değiştirecek olanda bizleriz. İktisat çok zorluyor insanları. Ancak zorluyor diye pes edecek halimiz yok. Buyurun, seçim olacak, oy vereceğiz. O vakit her şey belirli olacak. Değiştirmek elimizde yani. Hayat çok çok güç. Türkiye’de bu kadar da sıkıntı olmamıştı güya, benim hatırladığım. Kolay gelsin herkese ne diyeyim.”
Bülent Ortaçgil’in ‘Elli Buçuk’ albümünün tanıtım konseri 23 Mayıs Pazartesi akşamı IF Performance Hall Beşiktaş Sahnesi’nde yapılacak.
