İyi ki varsınız. Her gün sizin gününüz olsun!
1. “Acımadı” dese de canı yandı.
2. Onu ağlattın… Hem de çok!
Sana hamile olduğunu öğrendiğinde ağladı. Seni doğururken ağladı. Seni ilk defa kucaklarken ağladı. Mutluluktan ağladı. Korkudan ağladı. Endişelenip ağladı. Ağladı çünkü sen onun bir parçasıydın. Senin üzüntünü de mutluluğunu da, en az senin kadar hissetti. Sen farkında olsan da olmasan da, hem mutluluğu hem hüznü paylaştınız.
3. Aslında kalan o yemeği ya da son pasta dilimini yemek istemişti.
İstemişti ama senin kocaman gözlerle bakıp yutkunduğunu görünce, senin ondan çok daha mutlu olacağını anladı. Kalan son pasta dilimini/ yemeği “Zaten yemeyecektim.” dedi. Sen de inandın.
4. Mükemmel olmadığının farkında. Unutmadan; hiç kimse mükemmel değil.
Anneler hatalarını, kusurlarını hepimizden daha iyi biliyor. Kendilerini hepimizden daha acımasızca eleştiriyorlar. Özellikle konu çocuklarıysa…
O, konu sen olduğunda hiçbir hata yapmayan, mükemmel anne olmak istedi. Fakat insan olduğu için hatalar yaptı. Muhtemelen hala kendini affetmek için çaba gösteriyor hatta mümkün olmasa da zamanı geri almak ve olanı biteni değiştirmek istiyor.
Bu yüzden sen iyisi mi annenin elinden gelenin en iyisini yaptığını ve senin için en mükemmel anne olduğunu unutma.
5. İçinde her zaman bir korku/ endişe vardı, hala var.
Sana hamile kaldığı andan itibaren seni korumak için tüm gücünü kullandı. Aslında belgesellerde gördüğün o vahşi yaşamdaki annelerden farkı yok.
Sen ilk adımlarını atarken onun kalbi duracak gibi oldu. Eve sağ salim vardığını görene kadar hop oturup hop kalktı. Belki seni balkonlarda bekledi. Sabahın köründe yalnızca seni uğurlamak için yatağından kalktı. Ateşin varsa bütün gece başında bekledi. Sabah evden aç karınla çıktıysan bunu senden çok dert etti. İlacını içtin mi, sıkı giyindin mi, paran var mı… Bunlar sadece en çok sözü edilenler, yazarak bitiremeyeceğimiz kadar çok daha fazlası var.
6. Aksini söylese de onun kalbini kırdın, hem de birçok kez.
Ona istemeden kötü bir söz söyledin, sözünü tutmadın, sesini yükselttin… Önemli değil dedi ama önemliydi. Çünkü sen önemlisin. Kalp kırıklığı geçiyor ama sen yine de daha dikkatli ol.
7. Sen uyurken seni izliyordu.
Sen uyu diye dualar etmiş, ninniler söylemiş olabilir. Ancak sen uyuyunca da bütün yorgunluğuna rağmen dünyanın en güzel yüzünü, yani seni seyrediyordu. Yorgun gözleriyle seni seyrederken de hep imkansız sandığı o kocaman sevgiyi tecrübe etti.
8. Seni 9 aydan daha uzun süre taşıdı.
Yemek yerken, ev temizlerken, uyurken… Seni hep taşıdı. Çünkü tek yolu buydu. Hem de hep yanında ol istedi tabii. Onun kollarındayken hep sevildiğini hissettin.
9. Yine olsa yine yapardı.
Anne olmak bir insanın yapabileceği en zor şeylerden ve kimi zaman sınırların zorlanmasını gerektiriyor. Ağlıyorsun, üzülüyorsun, deneyip yanılıp sonra öğreniyorsun… Ama bir kalbin sahip olabileceği en büyük sevgiyi de anne olarak tecrübe ediyorsun.
Tüm anneler dünyanın en büyük sevgisinin çekilen acılara, uykusuz gecelere ve saymakla bitiremeyeceğimiz tüm emeklere değdiğini bilir. Tam da bu yüzden yine olsa yine yapardı diyoruz.
10. Sen her ağladığında o senden daha fazla üzüldü.
Senin gözyaşlarıyla dolu üzgün suratından daha hüzünlü bir sahne, hıçkırıklarından daha üzücü bir ses yok onun için. Hatta şöyle dersek abartmış olmayız: Sen ağladığında annenin kalbi binlerce parçaya bölünüyor.
11. Seni her zaman ilk sıraya koydu.
Bazen yemek yemeden, duş almadan hatta uyumadan hayatını sürdürdü. Çünkü sen ondan da önemliydin. Kimi zaman tüm gününü senin ihtiyaçlarını karşılamaya ayırdı ve günün sonunda kendisi için enerjisi bile kalmadı. Ertesi gün uyanıp yine aynısını yapmak için ise hazırdı. Hala hazır. Çünkü sen onun için fark edebileceğinden çok daha mühimsin.
BONUS! Annen onu ne kadar çok sevdiğini daha çok duymayı hak ediyor.
Hemen yanındaysa ne mutlu sana ama yoksa belki bir telefon, belki bir dua…