CES 2020 yaklaşırken inovasyon ödülleri de açıklanmaya başlandı. Bosch, Tüketici Teknolojisi Derneği (CTA) tarafından düzenlenen ve 28 kategoriyi kapsayan CES İnovasyon Ödüllerinde, en yüksek skoru iki kez elde etti ve üç kez Onur Ödülü aldı. Bosch’un otomobillere yönelik 3D ekranı ve Araç Multimedya Sistemleri Bölümü, En İyi İnovasyon ödülünün sahibi oldu. Her iki inovasyon, aynı zamanda Onur Ödülü kazanırken, Bosch’un üçüncü Onur Ödülü sağlık alanında geldi.
3D ekran – Araç kokpitinde üçüncü boyut: Yeni Bosch 3D ekran, görüntüler ve uyarı sinyalleri için gerçekçi bir üç boyutlu efekt oluşturmak üzere pasif 3D teknolojisi kullanıyor. Bu özellik, sürücünün dikkat dağınıklığını azaltarak görsel bilgilerin, geleneksel ekranlara oranla daha hızlı kavranmasını sağlıyor. Ayrıca, uzaysal derinliğe sahip bu ekran sistemi, göz takibi veya 3D gözlükler gibi ek özellikler olmadan da eksiksiz bir şekilde çalışıyor.
SoundSee – ISS için akıllı kulaklar (yapay zeka içerir): Neredeyse bir beslenme çantası büyüklüğünde olan Bosch SoundSee, gelişmiş yapay zeka ile donatıldı. SoundSee şimdiden yörüngede ve kısa bir süre içerisinde Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) kurulacak. NASA’nın uçan otonom Astrobee robotu üzerinde yer alan SoundSee, uzayda ortam sesini yakalamak için entegre mikrofonlar kullanıyor ve ardından yapay zeka odaklı analizlerle sesi çözümlüyor. Yapay zeka kullanan SoundSee, potansiyel anomalileri tespit etmek ve bakım çalışması gerektiğinde bunu bildirmek için ses verilerini analiz edebiliyor. 2020 yılının başında, SoundSee tarafından yakalanan ses verileri, Pittsburgh, PA’da bulunan Bosch Araştırma Merkezi’nde kurulan NASA yer kontrol tesisine iletilecek. SoundSee, NASA araştırma iş birliğinin bir parçası olarak Astrobotic ile birlikte geliştirildi.
Light Drive akıllı gözlükler – Bilgiler her zaman gözünüzün önünde: Bosch Sensortec, normal bir gözlüğü akıllı hale getiren dünyadaki ilk çözüm olan Light Drive akıllı gözlükleri sunuyor. Entegre projeksiyon sistemi MEMS aynaları, optik öğeler, sensörler ve bir akıllı yazılım bağlantısından oluşuyor. Light Drive akıllı gözlükler, piyasada mevcut çözümlerden üçte bir oranında daha ince ve sadece 10 gram ağırlığında. Gözlüğü takan kişinin görüş alanına yansıyan görüntüler güneş ışığında bile kristal netliğinde yansıyor. Kullanıcının akıllı telefon ve saatinden yansıyan görüntüler; navigasyon bilgisinden SMS mesajlarına, takvim girişlerinden işletim mesajlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Araç içi takip sistemi – Araçtaki herkes için emniyet, konfor ve rahatlık (yapay zeka içerir): Göz kapağı hareketlerine, bakış yönüne ve oturma pozisyona dayanan bu araç iç mekan takibi sistemi, sürücünün uykusu geldiğinde veya sürücü akıllı telefonuna baktığında bunu algılıyor ve sürücüyü kritik durumlara karşı uyarıyor. Ayrıca, içeride kaç kişi bulunduğunu ve nerede oturduklarını tespit etmek için iç mekanı izliyor. Böylece, acil bir durumda hava yastıkları gibi emniyet sistemlerinin devreye girmesini optimize etmeyi mümkün kılıyor. Üstelik sistem, araç içerisindeki kişilerin konforunu ve rahatlığını artırıyor. Örneğin; koltuk pozisyonu gibi kayıtlı kişisel ayarları otomatik olarak etkinleştiriyor. Araçların otobanlar gibi yolculuğun belirli bölümlerinde kısmi otonom sürüş modunda olacağı gelecekte, sürücü takip sistemi vazgeçilmez bir partner olacak. Kamera, sürücünün direksiyonu güvenli bir şekilde devralmasını sağlayacak.
Bosch IoT Shuttle – Mobilitenin geleceği: Gelecekte, mobilite servis sağlayıcılarıister karayolu taşımacılığı ister yolcu taşımacılığı için olsun talep üzerine araç çağırma hizmeti sunmak üzere servis araçlarını daha fazla kullanacak. Bosch, CES’te otomobil üreticilerine ve mobilite servis sağlayacılarına servis araçlarının elektrifikasyonu, otomasyonu, bağlanabilirliği ve kişiselleştirilmesi konularında sunduğu çözümleri sergilemek üzere şirketin IoT Shuttle teknolojisini kullanıyor. Bosch, kullanıcılara filo araçlarını ne şekilde işletecekleri, yönetecekleri, yeniden şarj edecekleri ve bakımını sağlayabilecekleriyle ilgili esneklik sağlayan ve her yolculuğu emniyetli hale getiren sorunsuz ağa bağlı mobilite servisleri sunarak donanımsal ürünlerin ötesine geçiyor.
Akıllı ön kamera: Bilgisayar görüşü ve yapay zeka ile gördüğü şeyi anlar (yapay zeka içerir): Bu kamera, nesneleri tespit eder, bunları araçlar, yayalar veya bisikletler gibi sınıflar halinde kategorilendirir ve hareketlerini ölçer. Kamera yol işaretlerinin bulunmadığı durumlarda bile şerit ve çimenlik veya yol kenarı yapıları arasındaki ayrımı yapabilmek için, gördüklerini yorumlama kabiliyetine de sahiptir. Tıkalı şehir içi trafiğinde bile kamera; kısmen belirsiz veya geçiş yapan araçları, yayaları ve bisikletlileri de hızlı ve güvenilir bir şekilde algılayarak sınıflandırabiliyor. Bu özellik, aracın bir uyarı veya acil durum frenini tetiklemesini sağlıyor. Bosch’un teknik uzmanlık bilgisine dayanan bu kamera zekası, Japon Renesas şirketi tarafından üretilen ve V3H olarak bilinen bir yongaya entegre edilerek geliştirildi. Bu teknoloji aynı zamanda mevcut sürücü destek sistemlerini iyileştiriyor ve uygulama menzillerini de artırıyor. Örneğin; akıllı ön kamera araçların çeşitli türlerdeki hayvanlara çarpmasını önlemek için otomatik acil fren sistemlerini de iyileştirebiliyor.
Radar sensörleri – Karmaşık sürüş durumları için çevre sensörleri: Bosch radar sensörlerinin en son nesli, kötü hava şartları ya da zayıf ışık koşullarında bile aracın çevresini daha iyi yakalıyor. Yüksek algılama menzili, geniş diyafram açıklığı ve yüksek açısal çözünürlük, otomatik acil durum freni sistemlerinin daha güvenilir bir şekilde tepki verebileceği anlamına geliyor.
Tamamen otonom vale park servisi: Bosch ve Daimler tarafından ortaklaşa sağlanan bu gelişme, Almanya’da günlük kullanım için resmi olarak onaylanan ilk SAE Seviye 4 sistem olma özelliği taşıyor. Otopark altyapısının sensörlerini ve iletişim teknolojisini Bosch sağlıyor. 2021’in sonu itibarıyla, yaklaşık bir düzine kadar daha otoparkın otonom vale park hizmetiyle donatılması bekleniyor. Bosch, bu konuda otopark işletmecileri ve önemli gayrimenkul projelerinin geliştiricileri ile birlikte çalışıyor.
Araç bilgisayarı – Yeni nesil elektronik mimarisi: Ağa bağlı, otonom ve elektrikli mobilitenin geleceğine ilişkin anahtarlardan biri de araçların elektronik mimarisidir. Yeni, yüksek performanslı araç kontrol ünitelerinin araçları gelecekte çok daha güçlü hale getirecek olmasının yanı sıra ECU sayısı azaltılarak aracın ağırlığı ve ayrıca parçalar ve sistemler arasındaki etkileşimin karmaşıklığı da azaltılıyor. Bosch araç bilgisayarları, 2020 yılının başından itibaren bilgisayar gücünü 1.000 kat artıracak. Şirket halen otonom sürüş, güç aktarma mekanizması ve bilgi eğlence sistemleri ile sürücü destek sistemleri işlevlerinin birleştirilmesi için bu türden bilgisayarlar üzerinde çalışıyor.
Perfectly keyless – Otomobil anahtarı yerine akıllı telefon: Gelecekte, Perfectly keyless araç ve akıllı telefon arasında iletişim için sadece Bluetooth değil, daha şimdiden bazı akıllı telefonlarda mevcut yeni bir iletişim teknolojisi olan ultra geniş bant (UWB) da kullanacak. UWB, birkaç santimetrelik sapma ile akıllı telefonların bulunmasını sağlıyor. Diğer yandan araç ile olan iletişimi oldukça güvenli hale getiriyor. Akıllı telefonlar ve araçlar arasında veri iletimini standart hale getirmek için iş ortaklarıyla birlikte çalışmalarını sürdüren Bosch, CES’de, Perfectly keyless’in ilk kez UWB kullandığı bir demo aracı sergiliyor.
Yakıt hücresi sistemi – Uzun mesafe için e-mobilite: Yenilenebilir enerji kullanılarak üretilen hidrojen yakıtı ile desteklenen mobil yakıt hücreli araçlar karbon emisyonsuz olarak daha uzun mesafeler kat edip, daha kısa yakıt dolum süreleri sunabiliyor. Bosch, İsveçli Powercell şirketi ile birlikte yakıt hücresi kümelerinin ticarileştirilmesi için çalışıyor. Hidrojeni elektrik enerjisine dönüştüren yakıt hücresi kümelerine ek olarak Bosch, tüm temel sistem bileşenlerini üretime hazır aşamaya gelecek şekilde geliştiriyor.
Yürür şasiler – Elektromobilite platformu: Elektrikli güç aktarım mekanizmaları, direksiyon sistemleri, frenler… Bosch, elektromobilitenin tüm temel taşlarını kendi portföyünde barındırıyor. Şasi ve otomotiv teknolojisi uzmanı Benteler ile gerçekleştirilen geliştirme ortaklığının bir parçası olarak şirket, elektrikli araçlara yönelik tüm Bosch ürünlerinin nasıl birbirine entegre edilebildiğini sergiliyor. Diğer ürünlerin yanı sıra yürür şasiler, Bosch’un bu gereksinimleri karşılaması için ürünleri stratejik olarak geliştirmesine yardımcı oluyor.
E-aks – Yüksek performanslı elektrikli araçlar için SiC teknolojisi: Bosch, elektrikli güç aktarım mekanizmalarının verimliliğini ve güç yoğunluğunu daha da fazla artırmak üzere yeni teknolojik çözümler içeren Performans e-aksını sergiliyor. Yeni sürüş ünitesi, WLTP test döngüsünde aracın menzilini yüzde 6’ya kadar artırarak yüzde 96’ya varan oranda iyileştirilmiş sistem verimliliği sağlıyor. Kilogram başına 3 kilovat güç ile güç yoğunluğu, önceki e-aksa oranla yüzde 50 daha yüksek durumda. Bu iyileştirmeler, güç elektroniğinde silikon karbür (SiC) yarı iletkenlerin öncü kullanımı ve elektrik motoru, güç elektroniği ve şanzımanda yerden tasarruf sağlayan düzenlemeyle sağlandı.
Ağa bağlı bisiklet kullanımı – Bisiklet deneyimi 2.0’ı sağlayan çözümler: Kiox yerleşik bilgisayar, sürüş boyunca hız, nabız ve sürücünün kendi performansı gibi egzersiz verilerini kaydediyor. Sürüş sona erdiğinde, eBike Connect akıllı telefon uygulaması veya online portal üzerinden kullanıcılar verileri değerlendirebiliyor. Kiox ayrıca hırsızlığa karşı dijital koruma sağlayan Lock isimli yeni bir premium işlev de sunuyor. Bu arada yeni SmartphoneHub, e-bisikletlilerin navigasyon ve fitness takibinden Apple Health, Google Fit ve komoot gibi üçüncü şahıs servisler ve uygulamalara bağlantıya kadar birçok işlev sunan COBI.Bike uygulaması sayesinde sürüş sırasında geniş kapsamlı bağlanabilirliğin keyfini sürüyor.
Home Connect – Herkes için genişletilmiş bir platform: Bosch, evlere yönelik Nesnelerin İnterneti (IoT) servislerinin kapsamını genişletiyor. Bosch’un ve halihazırda yaklaşık 40 tanesiyle iş birliği yapılan diğer markaların ev aletleriyle ilişkili her konuda bir açık IoT platformu olan Home Connect’in hizmet alanı, mutfaktan evin geri kalanına doğru genişliyor. 2020 yılının ortasından itibaren Home Connect, farklı üreticilerin aydınlatma, ısıtma, güvenlik ve eğlence gibi ağa bağlı cihazları için de kontrol hizmeti sunacak. Bosch iş birliği yaptığı şirket sayısını, evleri çok daha konforlu, rahat ve verimli hale getirmek için iki katına çıkartmayı hedefliyor.
Uygulama Mağazası – Her şey tek bir çatı altında: IoT bağlanabilirliği, özellikle de söz konusu güvenlik teknolojisi olduğunda önemli bir role sahip. Bosch’un yan kuruluşu olan Security and Safety Things, ticari binalarda video ve görüntü uygulamaları için cihazların, yazılımların ve verilerin koordine edilmesini mümkün olabildiğinde verimli hale getirmek üzere kendi IoT platformunu geliştirdi. Bu platform sayesinde, bir uygulamanın hedef doğrultusunda çalıştığını test etmek veya sistemleri hayata geçirmek zaman almıyor. Ağa bağlı yaşam ve mobilite alanındaki örnek uygulamalar CES’te sergilenecek.
Spexor – Her an, her yerde güvenlik hissi: Bu kompakt mobil alarm cihazı, güvenliğin en önemli olduğu yerlere yerleştirilebiliyor. Spexor, evde, otomobilde, karavanda veya kulübede güvenilir bir şekilde nöbet tutar ve izinsiz girişleri anında bildirir. Cihazda ses, hareket ve hava basıncı sensörleri ve GPS bulunuyor. Cihaz izinsiz giren birini algıladığında, kullanıcının akıllı telefonuna Wi-Fi veya düşük güç geniş alan ağı (LPWA) IoT kablosuz teknoloji standardı aracılığıyla bir uyarı gönderiyor.