Kelimenin adı; ‘Flygsam’. Başında, İngilizcede ‘uçmak’ anlamına gelen ‘fly’ var. İsveççe bir kelime olan flygsam’ın anlamı ‘Utanç verici uçuş’. Flygsam takipçileri, kısa uçuşlarda gökyüzünün daha da kirlenmemesi için trenle seyahat ediyor. Her uçuşun karbon salınımını hesaplıyor. Bu eğilim yeni değil ama 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in geçen nisan ayındaki Londra seyahati ile tekrar gündeme geldi. Okulda yaptığı iklim değişikliği eylemleriyle dikkat çeken Thunberg, Stockholm’deki evinden çıkıp tüm seyahati boyunca yalnızca trenleri kullandı. 2015’ten bu yana uçağa binmeyen Thunberg’in bu yaklaşımı Avrupa’da giderek daha fazla taraftar buluyor.
Geçmişte sektör, havayollarının gökyüzünde oluşan kirliliğin sadece yüzde 2.5’lik bölümünü oluşturduğunu söyler, suçu önlem almayan ülkelere atardı. Ama son Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliği’nin (IATA) Seul’deki genel kurulunda konu bir kez daha masaya yatırıldı. Sunumların yarısı çevre üzerineydi. Bu konuda ciddi hedefleri var. 1990’daki emisyon oranı, geçen 30 yılda yarı yarıya indirildi. 2050’de ise havayolları bugünün yarısı kadar hava kirletmeyi hedefliyor.Yeni nesil uçaklar, havayı yüzde 25 oranında daha az kirletiyor. Şirketler, ciddi oranda bioyakıt kullanıyor. Avrupa’nın ilk biyoyakıt üretim ‘çiftliği’ gelecek yıl açılacak. Havacılık ise geleceğini elektrik motorlarında arıyor. 2021 yılında havayolu uçağı için üretilmiş ilk elektrik motoru, RJ100 uçaklarında denenmeye başlayacak. 2020’lerin sonunda elektrik motorlu uçaklar göklerdeki yerini alacak. Uçak biletlerine yeni vergilerin eklenmesi bekleniyor. Ek vergiler çevreci teknolojiler geliştiren şirketlere aktarılacak.
Hangisi daha çevreci?
Avrupa içinde iki saatlik uçak yolculuklarında 1.3 ton emisyon oluşurken, bu oran trende 123 kilogram. Aynı yolu aracınızla gittiğinizde ise 362 kilogramlık emisyon ortaya çıkıyor. Ancak iki saatlik uçak yolculuğunu trenle 9 saat 42 dakikada, aracınızla ise 14 saatte alıyorsunuz. Fiyat olaraksa tren, uçağın yüzde 25-30 aşağısında.