FERHAT AKGÜN
CHP Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç, Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye seslendi. Öztunç, “Dolar aldı başını gidiyor. Nerede senin bu gözlerindeki ışıltı? 27 Aralık’ta, ‘bir uyuyun altı ay sonra uyanın; Türkiye‘nin nasıl değiştiğini göreceksiniz’ demiş. Altı aya bir ay kaldı dolmasına Nebati, daha gördüğümüz bir şey yok. Hala uyuyor musun yoksa? Gözlerindeki ışıltı sönmek üzere Sayın Nebati. Ekonomiyi çok makûs yönetiyorsun ey Nebati. Senden evvelkiler de öyleydi; sen de öylesin. Latife üzere bakan aslında. Türkiye Cumhuriyeti‘nin Maliye Bakanlığı koltuğuna bu türlü bir adam yakışmıyor arkadaşlar. Sahiden yakışmıyor. Stand-up’çı sanki” diye konuştu.
CHP Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç, CHP Tekirdağ Vilayet Başkanlığı’nda bugün basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, CHP Tekirdağ Milletvekilleri İlhami Özcan Aygun, Candan Yüceer, CHP Vilayet Lideri Şener Zeynel Saygın, CHP Bayan Kolları Lideri Nurten Yontar ve parti üyeleri de katıldı.
Öztunç şöyle konuştu:
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE AK PARTİ ÇİFTÇİYİ SEVMİYOR, TARIMI ÖNEMSEMİYOR”
“AK Parti hükümetlerinin 2002 yılından bugüne kadar çiftçilere vermediği bedel, çiftçileri önemsememesi, bugün çiftçinin büyük kahırlar yaşamasının en büyük sebeplerinden birisidir. Mazot fiyatları artıyor, gübre artıyor, tohum, girdi artıyor. Hepsine artırım geliyor ancak bakıyorsunuz, ürettiğini satarken ziyan ediyor çiftçi. Girdilere artırım; tarlaya, traktöre haciz geliyor maalesef. Geçmişte Trakya Türkiye‘nin ayçiçek ve buğday ambarıydı, bugün o özelliğini yitirdi. Son Ukrayna ve Rusya savaşıyla birlikte ayçiçek yağıyla ilgili yaşananları hepimiz biliyoruz. Geçmişte Trakya’nın ayçiçeği, Türkiye‘nin ayçiçeği gereksinimini giderirken, maalesef bu AK Parti hükümetleri yüzünden ayçiçeği, buğdayı Ukrayna’dan, Kazakistan’dan, Rusya’dan ithal eder hale geldik. Bu şunu gösteriyor: Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti çiftçiyi sevmiyor, tarımı önemsemiyor. Bizim çiftçimiz üretip para kazanacağına yabancı çiftçi para kazansın diyor. Yabancı çiftçi para kazanırken, benim yandaşım da aracılık yapsın diyor; Türkiye‘de tarımı bitiriyor. Ukrayna’dan, Rusya’dan buğdayı, ayçiçek yağını ithal ettiriyor. İthal eden kendi beşli çetesi… Beşli çete komisyonculuk yapıyor, para kazanıyor. Tarımın durumu maalesef bu biçimde.
“TAYYİP ERDOĞAN KAMPANYA YAPIYOR; VATANDAŞLIĞI SATIYOR”
İktisat çok makus, para bitti; kasada para kalmadı. 128 milyar doları buharlaştırdılar; devletin tüm kaynaklarını bitirdiler. Cumhuriyetin tüm kazanımları, fabrikalar, SEKA’sı, demir çelikler, İNHİSAR, pek çok fabrika özelleştirildi, satıldı, peşkeş çekildi. Ege ve Akdeniz kıyılarındaki yerler, hazine yerleri kıyı bantlarında bulunan kıymetli topraklar, koylar, ormanlar satıldı; kalmadı elde bir şey. Artık sıra geldi vatandaşlığı satmaya… Cumhurbaşkanı bir kararname yayınladı. ‘400 bin dolar parası olan gelip Türkiye‘de bir konut alırsa vatandaşlık alacak’ dedi. Yetmedi, kampanyayı büyüttü. Artık dün itibariyle diyor ki Erdoğan, ‘Cebinde 500 bin dolar olan varsa gelsin ferdî emeklilik sistemine girsin, 500 bin doları yatırsın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun’ diyor. Kampanyalarla vatandaşlığı satmaya başladı para gelsin diye. Hani marketler kampanya yapar ya, üç alana bir ücretsiz üzere ya da yüzde şu kadar indirim der ya marketler Tayyip Erdoğan’da kampanya yapıyor; vatandaşlığı satıyor. Ver parayı al vatandaşlığı, ver 500 bin doları al vatandaşlığı… Türkiye‘nin prestijini Suudi Arabistan Elçiliği’ne gömmüşlerdi. Artık Türkiye‘nin prestijini vatandaşlığı satarak tekrar öteki bir noktaya getiriyorlar. Satacak diğer bir şey kalmadı. Prestij satmaya başladı. Tayyip Erdoğan ve AK Parti Türkiye‘ye büyük ziyan veriyor. 20 yıldır devleti yönettiğini zannediyorlar, yönetemiyorlar ve Türkiye‘nin prestijine maalesef çok büyük ziyan veriyorlar.
“HALA UYUYOR MUSUN YOKSA? GÖZLERİNDEKİ IŞILTI SÖNMEK ÜZERE SAYIN NEBATİ”
Tüm bunlar olurken bir bakanımız var biliyorsunuz, Maliye Bakanı: Sayın Nebati. Doların kaç lira olduğunu görüyor musun? Ne oldu Sayın Nebati gözlerdeki ışıltı? Dolar aldı başını gidiyor. Nerede senin bu gözlerindeki ışıltı? Demiş ki, 27 Aralık’ta söylemiş bunu, ‘Bir uyuyun altı ay sonra uyanan Türkiye‘de çok farklı bir noktada olacağız’ demiş. Yani demiş ki, 27 Aralık’ta, ‘bir uyuyun altı ay sonra uyanın; Türkiye‘nin nasıl değiştiğini göreceksiniz’ demiş. Altı aya bir ay kaldı dolmasına Nebati, daha gördüğümüz bir şey yok. Hala uyuyor musun yoksa? Gözlerindeki ışıltı sönmek üzere Sayın Nebati. Ekonomiyi çok berbat yönetiyorsun ey Nebati. Senden evvelkiler de öyleydi; sen de öylesin. Latife üzere bakan aslında. Türkiye Cumhuriyeti’nin Maliye Bakanlığı koltuğuna bu türlü bir adam yakışmıyor arkadaşlar. Sahiden yakışmıyor. Stand-up’çı güya. ya Maliye Bakanı mısın stand-up’çı mısın? Ocak ayında pik yapacak ondan sonra enflasyon düşecek diyordu. Enflasyon hiç düşmüyor; daima artıyor. Bir söyledikleri, bir söylediğin tutmuyor bunların.
“KAFTANCIOĞLU KARARI, TÜREL DEĞİL, SİYASİ BİR KARAR OLMUŞTUR”
Bunlar ekonomiyi bu hale getirirken Türkiye‘de yargı aracılığıyla demokrasiye de müdahale ediyorlar. Seyahat kararı, gerisinden Canan Kaftancıoğlu kararı bunun göstergesi. Canan Kaftancıoğlu’yla ilgili verilen karar hiçbir biçimde türel değildir, vicdani değildir; siyasi bir karardır. Şayet beş yıl, altı yıl, sekiz yıl, on yıl evvel attığı tweetler yüzünden bir insan ceza alıyorsa, AK Parti’nin yarısı FETÖ’den, yarısı PKK’dan ceza almak zorunda. Tahlil sürecinde attığınız tweetler ortada. Ey AK Partililer, FETÖ’yle kol kolayken istedikleri her şeyi verdiğiniz vakit, ağlaştığınız zamanki tweetleriniz ortada. Eski tweetlerden ceza alınacak olsa, sizin yarınızın FETÖ’den yarınızın da PKK’dan içeride olması gerekiyor. Türel değil, siyasi bir karar olmuştur. CHP olarak biz vilayet liderimize sahip çıkıyoruz, sahip çıkmaya da devam edeceğiz. Zira büyük bir demokrasi gayreti veriyoruz. Seçimlere giderken bu demokrasi gayretimizde hiçbir formda geri adım atmayacağız. Korkmak yok, yılmak yok, asla pes etmek yok… Türkiye‘yi o eski günlerine, o büyük Türkiye‘nin o hoş günlerine tekrar getireceğiz. Demokrasiyi tekrar yeşerteceğiz; yine yaşatacağız Anadolu’da, Trakya’da, Türkiye Cumhuriyeti’nde.
SADAT YORUMU: “UYARIYORUZ: DEMOKRASİYE KARŞI YANLIŞ BİR DAVRANIŞ İÇERİSİNE GİRMEYİN”
Bunu yaparken birileri öbür müdahaleler yapmak istiyor olabilir. Birileri bir grup yasa dışı faaliyetlerde bulunmak istiyor olabilir. Birileri birtakım şirketler üzerinden yasa dışı çalışmalar içerisinde olabilir. İşte, dün biz milletvekillerimiz, Tekirdağ’dan iki vekilimizi de bizimle beraberdi. Genel liderimiz ile birlikte SADAT isimli kuruluşa gittik, şirkete gittik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a danışmanlık yapmış, kuruluş hedefinde ne ararsanız var? Çok çeşitli argümanlar var. ‘Bir gidelim bakalım; kim bunları? Bir görelim’ dedik. Kapı duvar, gittik kapı açılmadı. Açsalardı, bir çay ikram etselerdi, anlatsalardı bize ya. ‘Şu, şu şu gayeyle kurulmuştur, şunları yapıyor, bunları yapıyor. İşte çalışma alanımız bu’ diye anlatsalardı bize. Meşru olsa anlatırlardı; yasa dışı oldukları için kapıyı açamadılar fakat uyarıyoruz: Demokrasiye karşı yanlış bir davranış içerisine girmeyin.
“SEÇİM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ. NEYE MAL OLURSA OLSUN SEÇİM GÜVENLİĞİ SAĞLANACAKTIR”
Seçimlerde yapılacak en ufak bir kusur Türkiye demokrasisini diğer noktalara getirir. Biz buna müsaade vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu partisi CHP’dir. CHP demokrasiyi Türkiye’ye getirmiştir ve hiçbir halde biz demokrasimize ziyan getirecek bir davranış içerisinde olmayız, olanlara da müsaade vermeyiz. Bir defa daha uyarıyoruz, ben Tekirdağ’dan uyarıyorum, dün genel liderimiz İstanbul Beylikdüzü’nden uyardı. Sanatın merkezinden uyardı. Yüze yakın milletvekilimizle gittik. Bu bir ihtardır. Aklınızı başınıza alın, sakın demokrasiye ziyan verecek bir işin içerisine girmeyin. Seçim güvenliğini sağlayacağız. Neye mal olursa olsun seçim güvenliği sağlanacaktır, aksi olamaz.
“TÜRK SİNEMALARINDA VARDIR YA, BİR TÜRLÜ BULUŞAMAYAN AŞIKLAR… ONUN ÜZERE OLDU. YİRMİ YIL OLDU ARKADAŞ”
Tekirdağ’da iken hazır kısaca Ergene sıkıntısına de değinmek gerekiyor. Yirmi yıldır Ergene’yi temizleyecek beyefendiler. Türk sinemalarında vardır ya, bir türlü buluşamayan aşıklar… Onun üzere oldu. Yirmi yıl oldu arkadaş. Her seçime giderken Ergene temizlenecek. En son vilayet kongresinde Tayyip Beyefendi telefonla manzaralı bağlandı buraya. Ergene pak akıyor değil mi, dedi. Evet, pak akıyor dediler. Ergene’nin nasıl aktığı ortada. Daha dün, Ergene’den akan o kirli sular Marmara ile buluştu. Geçen yıl müsilaj sorunu vardı; bu yıl olmayacak mı zannediyorlar? Bu yıl tekrar müsilaj sorunu olacak. Ergene bu türlü aktıkça müsilaj sorunu olmaya devam edecek. Ergene’nin temizlenmesi gerekiyor lakin beyefendilere nazaran, Tayyip Erdoğan’a nazaran pak.
“TBMM LİDERİ SAYIN MUSTAFA ŞENTOP’A DAVETTE BULUNUYORUZ”
Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na davette bulunuyorum. Daha evvel Ergene’de bulunmuştum. Artık burada bulunuyoruz. AK Parti Tekirdağ milletvekillerine davet yapalım, onlar daima buradalar. TBMM Lideri Sayın Mustafa Şentop’a memleketinden davette bulunuyoruz. Şayet Ergene pak akıyor diyorsanız, buyurun gelin; ben hazırım. CHP’nin genel lider yardımcısı olarak Ergene’yi bir arada girelim, bir yüzelim arkadaş, var mısınız? Gelemezler. Zira onlar da biliyorlar ergenin pak olmadığını lakin lafa gelince pak diyorlar. Zira bunların hayatı palavra. Bunların hayatı aldatmaca üzerine kurulmuş. CHP iktidarında az kaldı. CHP iktidarında Trakya’ya ne yapacaksınız diye sorduklarında en değerli yapacağımız işlerden birisi Ergene’nin paklığı olacaktır. Bunu sağlayacağız. Öbür dermanı yok. Bunu sağlamak zorundayız.”
