Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, ABD’nin telekomünikasyon şirketleri Huawei ve Zhongxing’i (ZTE) ulusal güvenliğe tehdit olarak belirlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“ABD herhangi bir kanıt sunmadan, yersiz suçlamalarla, devlet gücünü istismar ederek, belirli devlet ve şirketlere baskı uyguluyor.” ifadelerini kullanan Cao, ABD’nin bu tür “zorbaca hareketlerle” kendi piyasa ve ekonomik ilkeleriyle çeliştiğini savundu.
ABD’li operatörlerin Huawei ve ZTE’den ekipman alımının yasaklanmasının ABD’nin internet güvenliğini iyileştirmeyeceğini ileri süren Cao Licien, bu adımın ABD’nin kırsal ve az gelişmiş bölgelerinde internet hizmetlerine ciddi zarar vereceğini savundu.
Diğer yandan Cao, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın Hong Kong’da yürürlüğe giren Hong Kong Ulusal Güvenlik Kanunu konusunda tepkilerine ilişkin ise “Birkaç Batılı ülkenin Çin karşıtı hareketleri başarısızlığa mahkum.” ifadesini kullandı.
Bu ülkelerin insan hakları karnelerinin pek parlak olmadığını savunan Sözcü Cao, söz konusu ülkeleri, insan hakları konusunu siyasileştirmeyi, çifte standart uygulamayı ve insan hakları bahanesiyle diğer ülkelerin iç işlerine karışmayı bırakmaya çağırdı.
ABD Federal İletişim Komisyonu, dün Çin’in teknoloji devi şirketleri Huawei ve ZTE’nin ulusal güvenliğe tehdit olarak belirlendiğini açıklamıştı.
ABD, Çin’in teknoloji şirketi Huawei’yi, ulusal güvenliğe aykırı faaliyetlerde bulunma riski oluşturduğu gerekçesiyle teknoloji ihracatına kısıtlama getirdiği kişi, şirket, devlet ve diğer tüzel kişilikleri içeren Varlık Listesi’ne 2019’da almıştı.
Hong Kong’da yürürlüğe giren yeni güvenlik kanunu
Devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri yasaklayan ilgili yasa, dün Çin hükümetinin onayı sonrasında yerel saatle 23.00’te Hong Kong yerel hükümetinin resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Temel özellikleriyle protestoların sona ermesini hedef alan yasa nedeniyle bölgede muhalif grupların sembol isimleri, üyeleri bulunduğu aktivist gruplardan çekildiklerini açıklamıştı.
Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, Ulusal Güvenlik Yasası’na ilişkin yaptığı açıklamada, yasanın “ulusal güvenliği tehdit eden çok küçük bir azınlığı cezalandıracağını” açıklamıştı.
Yasa ile Çin medyası tarafından Hong Kong’un “vatan hainleri” olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş adamları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılırken, bu kapsamda yasaklanan suçları irtikap edenlere 3 yıldan müebbete kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor.
Yasa kapsamında merkezi hükümeti doğrudan bağlı bir ulusal güvenlik komisyonunun Hong Kong’da kurulması ve Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam’in bu komisyona başkanlık etmesini gerektiriyor.
Ayrıca Lam’e ulusal güvenlik yasasını ilgilendiren vakalara bakacak hakimlerin atanması yetkisini de veriyor. Bölgede yargı bağımsızlığı tartışmalarını tetikleyen bu yetkiyle birlikte bazı “özel” vakaların davalarının Çin anakarasında görülmesinin önü açıldı.