Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, CGTN kanalına yaptığı açıklamada, Tayvan sorununun Çin-ABD ilişkilerinin esasını oluşturduğunu ve Çin’in Tayvan ile yeniden birleşmesi sürecini engelleyecek herhangi bir girişimin başarılı olmayacağını belirtti.
Öte yandan Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Vu, kısıtlama kararının kaldırılmasını memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’nin Tayvan’la ilişkilerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdıklarını duyurmuştu.
Tayvan’ın dinamik ve müttefik bir ülke olduğunu ancak bugüne kadar ABD-Çin ilişkilerini dengeleyebilmek amacıyla kendi kendilerine bazı sınırlandırmalar getirdiklerini belirten Pompeo, “Bugün kendi kendimize getirdiğimiz tüm kısıtlamaları kaldırıyorum.” ifadesini kullanmıştı.
Pompeo, ABD’nin dünyanın birçok yerinde “resmi olmayan” müttefiklerle ilişkilerini sürdürdüğünü ve Tayvan’ın artık bir istisna sayılmayacağını, ayrıca ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Kelly Craft’ın kısa süre içerisinde Tayvan’ı ziyaret edeceğini açıklamıştı.
Çin devlet medyası, ABD’nin Tayvan’la ilişkilerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdıklarını açıklayan Pompeo’yu hedef almıştı.
Çin resmi haber ajansı Xinhua’daki haberde, kısıtlamaların kaldırılmasının, Pompeo’nun, “sadece haksız çatışmaları körüklemekle ilgilendiğini ve dünya barışıyla hiçbir ilgisi olmadığını” kanıtladığı iddia edilmişti.
ÇİN TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zıdong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971 yılına kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Çin’i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.