Alanında uzman 20 katılımcı ile 16-17 Kasım’da dört oturum halinde gerçekleştirilen çalıştayda, ‘Çocuklar için üretilen içerikler nasıl bir kuşağı hedefliyor?’, ‘Nasıl bir yeni kuşakla karşı karşıyayız?’, ‘Onlar için doğru içerikler üretiyor muyuz?’, ‘Ürettiğimiz bu içerikler çocukların kişisel gelişimini ve üretkenliğini nasıl etkiliyor?’ konuları konuşuldu.
‘DOĞRU İÇERİĞİ TESPİT EDEBİLECEK SÜZGEÇLERLE DONANMAK ÖNEMLİ’
Toplantıda konuşan Dernek Başkanı Sinan Akkol, bu tür çalıştaylara Türkiye’nin büyük bir ihtiyaç duyduğunu, çocuk içerikleri konusunda ciddi vurdumduymazlıklarla karşılaştıklarını söyledi. Akkol, özellikle çocuk kitapları, dijital içerik üreticileri, Youtuberlar ve yayıncılar konusunda her kafadan bir sesin çıktığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Biz dernek olarak sınırlandırma mercii olarak yola çıkmadık. Yanlış yerine doğru içeriği insanlara bildirmeyi amaçlıyoruz. İnternet sitemiz ‘çocukiciniçerik.com’ ve aplikasyonlarımız bu amaçla kuruldu. Doğru içeriği eğitimcilere, ebeveynlere ve insanlara yaymayı istiyoruz. Çalıştay dernek misyonu açısından en önemli adımlarından biri. Koronavirüs salgını nedeniyle çalıştayı çevrimiçi toplantılar şeklinde planladık. Tarihsel süreç boyunca içerik mecralarının ilk önce olumsuz yanları ön plana çıkarıldı, yeni medyayla bu daha da hızlandı. İçeriğe hızlı erişebilmek doğru kullanımı sağlandığı takdirde toplumlara çok büyük atılım sağlayabilir. Önemli olan doğru içeriği tespit edebilecek süzgeçlerle donanmak. Biz bütün emeğimizi bu alana odaklamış durumdayız.”
‘ÇOCUKLARIN İYİ İÇERİKLERİ GÖRMELERİ LAZIM’
Çocuk İçin İçerik Derneği Danışma Kurulu Üyesi ve İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belma Tuğrul ise dünya genelinde yanlış içeriklerin sürekli meydana çıkacağını, bunu kasıtlı olarak yapanların da bulunabileceğini belirtti. Tuğrul, çocukların çok çabuk yanlışa yönlendirilecek bir alanda olduğunu belirterek, “Bir çocuk gelişimcisi olarak söyleyebilirim ki, asıl önemli olan evlerimizde bizim çocuklarımıza neyin doğru ya da yanlış olduğunu, neyin kendisine, arkadaşına yakın veya uzak, çevresine iyi ya da kötü geleceğini bilebileceği düşünme becerisini kazandırmaktır. Biz çocuklarımızı bu manada zararlı içeriklerden sürekli koruyamayız. Bu hep olacak. Birinci olarak çocuğumuz bu zararlı içerikleri üretenlerden olmasın. İkinci olarak da bunlarla karşılaştığı zaman da kendisini koruyabilsin. Doğru pedagojik rehberliğin yanı sıra anne, baba ve öğretmenlerin duyarlılıkları çocuklar için çok önemli. Basın mensuplarının da bu konudaki uyarıcı çalışmaları topluma ulaştırması gerekiyor. Çocuklar, gazeteleri ve televizyon programlarını gördüğünde, nerede çarpıcı içerik varsa o gözlerinin önüne geliyor. O yüzden çocukların kısacık sürede en güzel mesajı alabilecekleri durumda olmaları gerekiyor. Bu bir seferberlik gibi. Kötüler hep olacak. Çocukların kötülerden kendilerini nasıl koruyacaklarını onlara öğretmek gerekiyor. Bu yüzden de iyi içerikleri görmeleri lazım” dedi.
‘ÇOCUKLARI DİJİTAL BAKICILARDAN UZAK TUTMAK GEREKİR’
Toplantıda çalıştayın sonuç bildirgesi, Prof. Dr. Tuğrul tarafından okundu. Bildirgede yer alanlar şöyle:
“Çocukların algısı çevresindeki her uyarana açık, aldıkları bilgileri analiz etme ve çıkarımda bulunma noktasında rehberliğe gereksinim duyuyorlar. Çocukları mümkün olduğunca dijital bakıcılardan uzak tutmak geriyor, iki yaş ve altı için ekran önerilmiyor. ‘Güvenli içerik kadar, içeriğe güvenli erişim ortamının’ da çok önemli, Z kuşağı ‘dijital çağ jenerasyonu’. Z kuşağı bilgiye çabuk ulaşım sağladığı için okumayı sevmiyor. Z kuşağı, televizyonda ilgilendikleri bir içerik varsa, istemedikleri kısımları atlayarak hızlıca Youtube’dan izlemeyi tercih ediyor. Onların kralları YouTuberlar ve diğer sosyal mecra fenomenleri. İçeriği kendileri üretip, kendileri tüketiyor. Beğeni ve performansa dayalı bir yaşam tarzları var. Kimlikler artık yerini profillere bırakmış durumda.
ÖRNEK FENOMENLER YETİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR
Çocuklara dijital dünyanın tanıtılması aileler tarafından yapılmalı. Olumlu örnek olacak fenomenlerin yetiştirilmesi son derece önemli. Çocuklara rehberlik edebilmek için, çocukların hayatına dair alanlarda çocuklara özel tasarımlar yapmalıyız. Çocukların yaptığı etkinlikleri, tükettikleri içerikleri onlara uygun hale getirmeliyiz. Örneğin, şu an Türkiye’de çocuklar için özel tasarlanmış dizilerin üretimi çok sınırlı. Dizi izlemek istediklerinde yetişkinler için üretilen içerikleri izlemek durumdalar. Yetişkinler için tasarlanan içerikleri tüketen çocuklar ise birdenbire büyümek zorunda kalıyorlar. Her televizyon kanalının çocuklar için belirli sürelerde içerik üretmesi gerekiyor. Çocuklara kendi rol modellerini göstermek, kendi gelenekleri ve kendi aile kültürüyle barışık çocuklar yetiştirmek açısından da bu oldukça önemli. Çocuklar içerik üretimine dahil edilmeli. Dahil edilirlerse, bu içeriklerin yer aldığı platformların kendilerine ait olduğu hissettirilerek katılımları sağlanır ve üretkenlikleri artırılabilir. Çocuklara özel içerikleri, kitapları, gazeteleri, dergileri, dizileri, programları artırmalıyız. Bu projeler devlet tarafından desteklendiği takdirde, bu alanlara özel metin yazarları, yönetmenler, çizerler yetişecektir. Bu alanda profesyonelleşmemiz için bolca üretime ihtiyacımız var.”