Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti küme toplantısında açıklamalarda bulundu
“NATO bir güvenlik oluşumudur, bir güvenlik teşkilatıdır hasebiyle bu güvenlik teşkilatını güvenlikten mahrum hale getirmeye biz “evet” diyemeyiz”
“Hem PKK/YPG terör örgütüne her türlü takviyesi verip hem de bizden NATO üyeliği için takviye istemek en hafif tabiriyle tutarsızlıktır”
“Bizim NATO’daki müttefiklerimizden tek beklentimiz, Türkiye’nin de kendi sonlarını muhafaza, kendi güvenliğini ve istikrarını güçlendirmedeki legal gayretlerine birebir hüsnüniyetle yaklaşmalarıydı”
“Kılıçdaroğlu’nun halktan götürülen paralarla yapıldığı bühtanıyla tanım ettiği yeni havalimanımız, milletin cebinden tek kuruş çıkmadan inşa edilmekle kalmamış, milletin cebine para aktaran bir kaynak haline gelmiştir”
“Eğer sahiden Atatürk hassasiyetleri olsaydı, havalimanı tabelasından evvel kendilerine “Mustafa Kemal’in itleri” diyenlerden hesap sorarlardı”
“2023’te bunların yüzlerindeki maskeleri düşürerek, defterlerini dürecek ve hepsini de siyaset arşivinin tozlu raflarına havale edeceğiz”
“Hep söylediğimiz üzere, Cumhuriyet bizim birinci değil son devletimizdir”
“CHP ve şürekası daima o denli mevzularla, o denli zırva savlarla, o denli palavralarla karşımıza çıkıyorlar ki, muhatap alıp yanıt vermeyi zül addediyoruz”
“Bu sürecin şanı da erdemi de gururu da milletimize aittir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ulusal gayretin yürütülmesinde ve zafere ulaştırılmasında emeği olan herkesi rahmetle yad ediyorum. Cumhuriyet bizim birinci değil son devletimizdir. Kıbrıs başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda öbür devletler de kurduk”
” Kadim dünyanın dört bir yanında karar süren devlet kurma geleneğini devam ettiriyoruz. Bunu yönetecek siyasi iradenin de ona nazaran teşekkül etmesi gerekiyor”
ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO’ya başvuran Finlandiya ve İsveç’i teröre verdikleri dayanak üzerinden eleştirerek “NATO’yu güvenlikten mahrum hale getirmeye evet diyemeyiz” dedi. Atatürk Havalimanı tartışmasına ait de konuşan Erdoğan,” 29 Mayıs’ı da istersen sen de gel Bay Kemal. Atatürk Havalimanı’nda kutlayacağız. Biz orada 29 Mayıs İstanbul’un fethini kutlayacağız. O gün ağacı dikeceğiz ve bahçenin temelini atacağız” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin Gurup Toplantısında konuştu. Erdoğan,” AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak eser ve hizmet siyasetiyle yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz, ülkemizi amaçlarına ulaştıracağız” dedi.
Geçtiğimiz günlerde hizmete alınan dev projelerle ilgili konuşan Erdoğan,” Dünyada deniz üzerinde beş tane havalimanı var ikisi bizim ülkemizde. Her ne kadar birtakım gafiller bu havalimanına bile kulp takmaya kalktıysa da biz açılış merasiminde milletimizin heyecanını, mutluğunu, şükran hislerini gördük. O gün 70 bin kişinin katıldığı bu türlü bir açılış hamdolsun bizler için ayrıyeten gurur verici oldu Ülkemizin Karadeniz kıyısındaki son kentleri olan Rize ve Artvin’in ekonomik ve toplumsal potansiyelini en üst düzeyde kullanmasına imkan sağlayacak bu havalimanının iyi olmasını diliyorum. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi kalkınma atılımlarının gayesi 2023 ‘ü Cumhuriyetin doruğu değil daha büyük atılımlar için yeni bir başlangıç haline dönüştürmektir. Ülkemiz için, milletimiz için, bizim için 2023 bizim için bir final değil büyük ve güçlü Türkiye gayesi için yeni milat, yeni bir başlangıç olacaktır” dedi.
2023 seçimlerinin değerli bir dönüm noktası olduğunu söz eden Erdoğan şunları kaydetti;
Dünyayı etkileyen global meselelerin bir mani olmadığını söz eden Erdoğan,” Dünya ile birlikte bizi de etkileyen sınamalar karşısında bu duruşumuzu bozmayacağız. Bunları yaptığımız sürece milletimizin dayanağı daima yanımızda olmayı sürdürecektir. CHP ve şürekası daima o denli mevzularla, o denli zırva tezlerle, o denli palavralarla karşımıza çıkıyorlar ki, muhatap alıp yanıt vermeyi zül addediyoruz. Buna karşın milletimize olan hürmetimiz sebebiyle birtakım konuları açıklamamız gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yargıtay’ın Canan Kaftancıoğlu kararı ve Kılıçdaroğlu’nun SADAT’a gitmesi ne yönelik
Bu şirketle ilgili medyada palavra haberler çıkmıştı. 2018 yılında hala CHP ittifakı içinde yer alan bir siyasi parti genel lideri hanımefendi ülkemizin çeşitli yerlerinde silahlı eğitim kampları argümanını bir gazetede lisana getirmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış bu iftiranın palavradan ve ithamdan ibaret olduğunu dokümanlarla ortaya koymuştur. CHP başındaki zat ortada bunu gerektirecek rastgele bir sebep yokken SADAT şirketi önünde baskın yapar üzere emsal zırvaları sıralamıştır. Biz bu hareketin günahsız bir gündem oluşturma uğraşı değil Türkiye’nin bölegelesindeki çatışmalarda üstlendiği arabulucu rolüne ve sonları dışında yürüttüğünü ayrıntılı operasyonlarına verilmiş bir karşılık olduğunu pek biliyoruz. Bu çıkışın suflesinin nereden geldiğini, neyi amaçladığını, niye artık yapıldığını çok düzgün biliyoruz. Cevaben bir sefer daha diyorum ki, başaramayacaksınız” dedi.
Erdoğan,” SADAT Yöneticileriyle, kendileriyle yakından uzaktan hiçbir alakam olmadığı halde bunu adeta bizim şu anda kullandığımız bir adeta darbeci bir kuruluş, oluşum olduğunu söyleyecek kadar bu lider terbiyesizleşiyor. Bay Kemal ne dersen de sen sabahtan akşama palavrayla yatıyorsun, palavrayla kalkıyorsun, hiçbir vakit senin dürüstlüğüne şahit olmadım. Bu palavraların tekrar tutmayacak. Darbecilere yaptıramadığınız, terör örgütlerine gördüremediğiniz sinsi, siyasi ekonomik çelmelerle sonuca ulaştıramadığını işi Bay Kemal üzere karikatür tip vasıtasıyla hiç elde edemezsiniz. Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durmasından, kendi maksatlarına yürümesinden, kendi tesir alanını oluşturmasından rahatsız olmak yerine, oturun bizimle birlikte nasıl çalışacağınızın hesabını yapın. İnanın sizin için böylesi hem daha kolay hem daha hakikat. Karşımızdakilerin ülkemizin ve milletimiz hayrına hiçbir adım atmayacaklarını elbette farkındayız.
Biz insanlığımızı, hüsni niyetimizi diplomatik nezaketimizi gösterelim de varsın onlar kendi bildikleri yoldan yürüsünler. Evvel Allah’ın dediği olur ulusal irade nasıl tecelli ediyorsa sonuç o denli çıkar. Karşımızdaki habis zihniyet boş durmuyor” açıklamasında bulundu.
Atatürk Havalimanı tartışmalarına da değinen Erdoğan,” Şimdi alanda tartışması bitmeden bu kere da Atatürk Havalimanı’nda inşa edeceğimiz bin bir palavra ve iftira ile saldırmaya başladılar. Bunu o denli alçakça, o denli sinsice, o denli makûs niyetli halde yapıyorlar ki. Bu senaryo onların kalibresini de çapını da fersah fersah aşar. İstanbul Havalimanı inşaatı başladığından beri, kendi bölgesel ve global ulaşım ve ticaret merkezi pozisyonlarının sarsılacağından telaş edenlerin kuruladığı bir palavra rüzgarı daima estiriliyor.
“Atatürk Havalimanı’na yapacağımız millet bahçesine çevrecilik ismine karşı çıkmaları ise tam bir garabet örneği”
“Meselenin Atatürk değil, ülkenin ve milletin kazanımları olduğu izaha gereksinim duymayacak kadar açıktır.” diyen Erdoğan,” Türkiye’nin havayolu ulaşımındaki ve ticaret maksatlarını karşılamada yetersiz kalan Atatürk havalimanının faaliyetlerine devamı bölgedeki tesirleriyle de sürdürülemez hale gelmiştir. Dünyanın pek çok yerinde yapıldığı üzere bu sorunun tahliline gittik. Bundan bile rahatsız oldular. Bunu bile kabullenemediler. Yalnızca kargo kısmı Atatürk Havalimanı kadar olan İstanbul Havalimanı ülkemizin kalkınma tarihine en kıymetli kazanımlarından biri olarak geçmiştir. Dünyanın birinci 3 havalimanından bir tanesi. Bu gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü de nefesi de yetmeyecektir. Atatürk Havalimanı’nın bir pisti hem orada inşa edilen hastaneye hizmet vermek hem de muhtaçlık duyulduğunda kullanılmak üzere faaliyette tutulmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun halktan götürülen paralarla yapıldığı bühtanıyla tanım ettiği yeni havalimanımız, milletin cebinden tek kuruş çıkmadan inşa edilmekle kalmamış, milletin cebine para aktaran bir kaynak haline gelmiştir. Pozisyonu, kapasitesi, teknolojisi, altyapısı ve başka özellikleriyle dünyanın en itibarlı havalimanları ortasına giren bu yapıtı itibarsızlaştırma gayretleri beyhudedir. Atatürk Havalimanı’na yapacağımız millet bahçesine çevrecilik ismine karşı çıkmaları ise tam bir garabet örneğidir” dedi.
Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan,” Bir milyon 250 bin ağaç diktik. Ağaca hasret olan İstanbul’u yeşillendirelim diye. Kalkıyorsun bizimle yeşilde müsabakaya kalkışıyorsun. Bay Kemal ne sen ne senin buradaki yandaşların bu tıp işleri başaramazsınız. Buradan sesleniyorum Şu anda Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere bugüne kadar kaç tane millet bahçesi yaptınız bize bunu ispatlayın. Bu hizmete itiraz edenin bırakınız çevreciliğini siyasetçiliğini, insanlığından kuşku etmek lazım. Bu zat Atatürk Havalimanı’na yapılacak Millet Bahçesini o denli bir sahiplenmişti ki. Bu projeyi telefonunu dinleyerek kendisinden çaldığımızı argüman edecek kadar ileri gitmişti. ya Bay Kemal, Bizim o adar boş vaktimiz yok. İşimiz gücümüz yok Bay Kemal dinleyeceğiz. Sen git işine bak. Artık dikilecek ağaçları, yürüyüş yoluyla, yaşlı bakımevleriyle ülkemizin gurur olacak bu projeye karşı çıkmakla kalmıyor. Buranın yabancılara satılacağı teziyle milletimizi galeyana getirmeye çalışıyor. Burada konutlar yapılacakmış Palavra bak. 2013 ‘te bana yanılmıyorsam bana bir televizyon programında soruldu. Burada bu türlü bir şey mümkün olamaz. Dedim. Bunlar için Almanı, ABD’lisi Fransız’ı, değil yalnızca Orta Asyalısı, Afrikalısı yabancıdır. Hakikaten, bu zatın, Bosna Hersek direnişinin efsanevi önderi ve kumandanı Aliya İzzetbegoviç hakkında söylediği kelamlar onun hangi kriterlere nazaran ayrım yaptığını söylüyor. Aliya biliyorsunuz son devir İslam dünyasının en öneli mütefekkirlerinden biriydi. Aliya’nın karargahını mağara diyerek değersizleştirmeye çalışan bu zata en hoş yanıtı Boşnak kardeşlerimiz sandıkta vereceğine inanıyorum.
Bay Kemal, sen mağarada yaşayanlarla siyasi paydaşlık yapıyorsun, onlarla sen yoluna devam et. İştirakini sürdürdüğün o mağaradakilerin hali ortada ancak tavsiye ediyoruz. Gel bir an evvel o mağaradakilerden kurtul. Yoksa durumun güzel değil. Tarihe altın harflerle yazılan Boşnak direnişinde hayatlarını kaybeden şehitleri rahmetle yad ediyorum. Merhum Aliya’nın gayretinden bir habersizlere karşın biz bıraktığı emanete sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Kompleksi bunların ruhlarına o denli sinmiştir ki bizim medeniyet ve tarih dünyamıza ilişkin her şeyden nefret ederken geçmişi sömürü ve kanla dolu Batıya kayıtsız koşulsuz hayranlık beslerler. Bu zat herhalde tarihindeki birinci Arapça bildirisini Türkiye’nin çıkarı için değil Körfez sermayesini tehdit için attı. Tüm dünya körfez sermayesin için gece gündüz çalışır didinir bunlar ülkemizden kaçırmak için gece gündüz çalışır. Herkesi tehdit ederek ülkeye yapılan yatırımları engellemenin ismi siyaset değil ihanettir. Bunların kederi ne ülkenin kalkınması, ne ülkenin refahıdır, ne ülkenin geleceğidir Bunlar yalnızca dışarıda hazırlanan projelerde kendilerine verilen misyonu yapar. Son vazifenin ismi anlaşılan o ki misyon havalimanıdır. Ülkenin her kazanımın a balta vurmayı milletin kazanımlarıyla ve milletle ve milletin bedelleriyle hengame etmeyi başlarındaki ve kalplerindeki tek parti faşizmini siyaset sana bu güruhu zavallılığı ile baş başa bırakıyoruz” dedi.
Erdoğan İstanbul’un fethinin Atatürk Havalimanı’nda kutlanacağını söyleyerek,” Dikili tek bir ağaçları, önünde durup iftiharla burada benim imzam var diyebilecekleri hiç bir yapıtı, hiçbir hizmetleri olmayanların yıkmakla, nefret lisanıyla, tehditle devraldıkları faşist siyasete veriyoruz. Varsın onlar hizmet diye biraz komik olacak fakat musluk açmaya devam etsinler. Biz İstanbul’la birlikte ülkemizin tamamına eserlerimizle, vizyon projemizle mührümüzü vurmayı sürdüreceğiz. 29 Mayıs’ı da istersen sen de gel Bay Kemal. Atatürk Havalimanı’nda kutlayacağız. Sen bu türlü 700 kişiyi filan topla oraya götür orada maniler kurmaya çalış, boşuna uğraşıyorsun. Biz orada 29 Mayıs İstanbul’un fethini kutlayacağız. O gün ağacı dikeceğiz ve bahçenin temelini atacağız.
Bölgemizde yaşanan gelişmeler, ülke gündeminde kopartılan fırtınalar yakından bağlantılıdır. Son günlerde yaşanan Sur, yeli sığınmacılar tartışması da bu kirli planın kesimidir. Ülkemizdeki her kesitten insanın ortak hayallerini, beklentilerini, taleplerini karşılama başarısı gösterebilmemizin, dünyada umudun ve temsilcisi haline dönüşebilmemizin gerisindeki vizyon budur. Ülkemizin içinde attığımız her adım üzere sonlarımız dışındaki her siyasetimizi bu anlayışla belirtiyor ve uyguluyoruz. Balkanlar’dan Afrika’ya kadar her yerde olduğu üzere Suriye, Libya, Doğu Akdeniz’de Ukrayna’da yaşanan bu krizlerde daima bu yaklaşımla hareket ettik. Dünya, salgın krizinin akabinde Rusya ve Ukrayna savaşının yol açtığı tehditlerin çerçevesinde geçiyor. Ekonomik külfetler gelişmiş ülkeler başta olmak üzere herkesi karar karar düşündürüyor. 2. Dünya Savaşı akabinde insanlığın yine Rusya ve Ukrayna ortasında cereyan eden bu savaşta Ukrayna topraklarındaki savaşın vitrinini oluşturduğu büyük çatışmanın eşiğine gelmiş olması güvenlik tehdidini tekrar ön plana çıkardı” dedi.
NATO doğu sonunu güçlendirmek için çeşitli arayışlar içinde olduğunu söyleyen Erdoğan,” Bu genişlemeye yönelik çeşitli adımlar atılıyor. Bizim NATO’daki müttefiklerimizden tek beklentimiz, Türkiye’nin de kendi sonlarını müdafaa, kendi güvenliğini ve istikrarını güçlendirmedeki legal eforlarına birebir hüsnüniyetle yaklaşmalarıydı. NATO’daki müttefiklerimizden bizim hassasiyetlerimizi anlamalarını, saygıyı göstermelerini ve dayanak vermelerini bekliyoruz. Türkiye’nin kendi sonlarını muhafazadaki uğraşlarını anlamalarını bekliyoruz. Siz bize teröristleri vermeyeceksiniz, sonra bizden NATO’ya girmek için dayanak bekleyeceksiniz. PKK’ya dayanak verip üyelik için takviye istemek tutarsızlıktır. Bize teröristleri iade etmeyen ülkelerin NATO üyeliğine “evet” diyemeyiz. NATO’nun genişlemesi, bizim için hassasiyetlerimize gösterilecek hürmet oranında manalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Siz teröristleri bize vermeyeceksiniz lakin bizden kalkıp NATO üyeliğini isteyeceksiniz. NATO bir güvenlik oluşumudur, güvenlik teşkilatıdır münasebetiyle bu güvenlik teşkilatını güvenlikten mahrum hale getirmeye biz ‘evet’ diyemeyiz” dedi.
“Pazartesi günü gelmek istiyorlarmış, boşuna yorulmasınlar”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO adımına yönelik konuşan Erdoğan, “Pazartesi günü gelmek istiyorlarmış, boşuna yorulmasınlar dedim, terör örgütleri hala İsveç’te yürüyor. Bu yürüyüşler hala devam ediyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Tek gayemiz ülkemizi istikrarsız hale getirmeye yönelik aksiyonları kaynağında kesmektir. Yüzbinlerce Avro’yu bunlara veriyorlar terör örgütü daha çok palazlansın diye. Binlerce TIR, terör örgütlerine gönderilmedi mi? Gönderildi. Bunlar NATO’dan ortağımızdı” değerlendirmesinde bulundu.