Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu ülke mazlumların sığınağı olmaya devam edecek ?
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, “Dün Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan gelmişlerdi bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Lakin bu ülke ebediyen mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir. Bundan hiç telaşınız olmasın” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen ‘Uluslararası Uygunluk Ödülleri’ programına katıldı. Programda Erdoğan ile birlikte TBMM Lideri Mustafa Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, Ankara Valisi Vasip Şahin ve çok sayıda davetli yer aldı.
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ederek, “Türkiye Diyanet Vakfımız yarım asra yakın müddettir yürüttüğü çalışmalarla ülkemizde ve mazlum coğrafyalarda umudu, kardeşliği ve sevgiyi büyütmeyi sürdürüyor. Dünyayı yeterlilikle kuşatıp 7 kıtaya bahar iklimini yaşatma isteğiyle yola çıkan vakfımız, Türkiye’nin ve Türk milletinin yeterlilik sancağını yeryüzünün dört bir yanında iftihar ile dalgalandırıyor” dedi.’TEVECCÜHÜN ARTMASINI MEMNUNİYET İLE KARŞILIYORUZ’Cumhurbaşkanı Erdoğan, uygunluğu yaymayı, düzgüne ve uygunluğa olan farkındalığı artırmayı hedefleyen bu özel mükafatların Türkiye’de özel bir gereksinimi giderdiğini belirterek, “‘Dünyayı uygunluk değiştirecek’ şiarı ile çıktığımız güzellik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek, daha da serpilerek devam ediyor. Bu mükafatlar vesilesiyle yeryüzünün dört bir yanındaki yeterli yürekler ve müşfik gönüller ortasında her gün yeni köprüler kuruluyor. Mutmain bir kalp, gülen bir yüz, müteşekkir bir göz; şöyle kalpten kopup gelen bir ‘Allah razı olsun’ haricinde hiçbir karşılık beklemeden yapılan uygunluklar geleceğe dair ümitlerimizi de yeşertiyor. Güzellik mükafatlarına yönelik teveccühün yurt içinde ve yurt dışında artmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Gerçekten az evvel hem ülkemizden hem de dünyanın farklı köşelerinden içimizi ısıtan uygunluk öykülerini izledik. Her biri farklı bir takdiri hak eden bu hoş örnekler, hepsi yaşanmış toplam 500 öykü ortasından seçilmiştir. Biraz sonra mükafatlarını şahsen kendilerine takdim edeceğimiz Sıraj ve Haj kardeşimizi, Gamze Özçelik hanımefendiyi, Mimberci Ali Başkan hocamızı, Ahmet Aydemir kardeşimizi emekleri, uğraşları, fedakarlıkları ve samimiyetleri için tebrik ediyorum. Rabbim sizlerin yokluğunu ve eksikliğini bizlere hissettirmesin diyorum. Birebir biçimde kendisi ortamızda bulunamasa da gönlünün bizimle olduğunu bildiğimiz Yusuf İslam’ı tebrik ediyoruz” diye konuştu’BATILI ÜLKELER ÜZERE SIRTIMIZI DÖNMEDİK’Dünya genelinde 6 milyondan fazla kişinin hayatına mal olan salgının, insanlığın mukadderatının ortak olduğunu bir sefer daha hatırlattığını lisana getiren Erdoğan, “Yine bu salgın devrinde global sistemdeki tıkanıklıkları, adaletsizlikleri ve çarpıklıkları görme fırsatı bulduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi maske savaşına tutuştuğu, teneffüs aygıtı kıtlığı çekildiği, yaşlı bakımevlerinin adeta morglara dönüştüğü durumlara şahit olduk. Temel sıhhat hizmetlerine ulaşamadığı yahut aşıya erişemediği için hayatını kaybeden hastalanan acı çeken insanların dramlarına şahitlik ettik. Afrika, Asya yahut Latin Amerika’da yaşayan milyarlarca insanın meşakkati, dayanışma sergilenmesi halinde çözülebilecekken maalesef kederlere derman olacak hiçbir somut adım atılmadı. Başta dezavantajlı toplum kısımları olmak üzere gereksinim sahibi beşerler adeta bahtlarına terk edildi. Bu vahim tablo karşısında devlet olarak vatandaşlarımızın testten ilaca ve yataklı tedaviye kadar tüm ihtiyaçları karşılarken, Batılı ülkelerin yaptığı üzere dünyanın geri kalanına sırtımızı dönmedik. Türkiye’den talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 memleketler arası kuruluşa tıbbi ekipman takviyesi sağladık. Salgının en çok vurduğu bölgelere yönelik yurt dışından temin ettiğimiz aşılarla birlikte yerli aşımız Turkovac’ın da dağıtımına başladık. 3’üncü Türkiye-Afrika Paydaşlık Tepesi’nde taahhüt ettiğimiz toplam 15 milyon doz aşıyı Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Ülkemizde konuk ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan başka tutmadan istisnasız herkesin sıhhat hizmetlerine erişimini temin ettik. Hududumuzun çabucak ötesinde çok güç kurallarda hayata tutunma çabası veren 5 milyon Suriyeli mazluma da yardım elimizi uzattık. Milletçe omuz omuza vererek, insanları ilgisizlikten öldüğü, sıhhat çalışanlarının maske dahi bulamadığı, yaşlı insanların huzur meskenlerinde çaresiz bırakıldığı sahnelerin hiçbirini ülkemizde yaşatmadık” sözlerini kullandı.’DİYARBAKIR ANNELERİNİN HAYKIRIŞI TERÖRE VURULMUŞ EN AĞIR DARBE’İyilere hürmet ve vefa nasıl değerliyse kötülere ve zalimlere karşı haşmetli olmanın da o derece hayati kıymete sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bizler 40 yıla yakın bir müddettir bölücü terörle çaba eden terörizmin acısını çok güzel bilen bir milletiz. Uzun terörle uğraş devrimizde güvenlik güçlerimizden ve pak vatandaşlarımızdan binlerce şehit verdik. Bölücü örgüt mensupları yaklaşık 40 yıldır tam bir gözü dönmüşlükle yalnızca yaktılar, yalnızca yıktılar; baskı ve şiddetle Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler. Halkımızın kanından ve gözyaşından beslenen bu Nebbaşlar birinci günden itibaren en büyük yarayı Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla; anaların yüreklerinde açtılar. Analarından zorla kopardıkları gencecik çocukları mevte gönderirken kendi çocuklarını Avrupa’nın başkentlerine tatile yolladılar. Kütüphanelerini yaktıkları, öğretmenlerini şehit ettikleri, okullarını ateşe verdikleri mazlum Kürt çocuklarını cehalete mahkum ederken kendi evlatlarına Avrupa’nın en âlâ, en lüks, en kıymetli okullarını layık gördüler. Diyarbakır Anneleri 925 gün evvel terör örgütüne karşı çıktıkları isyan bağrıyla işte bu ikiyüzlülüğe ‘Edi Bese’ dediler. Bir avuç gözü pek ana 10 yıllardır benim Kürt kardeşlerimin sırtına kene üzere yapışan, kanını sülük üzere emen zalimlere ‘Artık yeter’ diyerek ihtar verdiler. Başlattıkları evlat nöbetiyle Diyarbakır Anneleri yalnızca endişe duvarlarını parçalamakla kalmadılar, tıpkı vakitte siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskelerini de aşağı indirdiler. Diyarbakır Annelerinin ‘Evlatlarımızı geri istiyoruz’ haykırışı teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir” dedi.’ANNELER İÇİN KILLARINI DAHİ KIPIRDATMADILAR’Terör örgütünün kirli, karanlık ve korkak yüzünün; bir avuç bayanın direnişiyle tarihte birinci sefer bu derece ayan beyan ortaya çıktığına dikkat çeken Erdoğan, “Yine bu süreçte Türkiye muhalefetiyle, medyasıyla, muharriri, sanatkarı, siyasetçisiyle kimin nerede durduğunu da görme fırsatı bulmuştur. Kandil’deki kan tüccarlarının istekli avukatlığını yapanlar, 3 günlük siyasi çıkarları için bölücü örgütün uzantılarıyla iş tutanlar, daha birinci günden itibaren Diyarbakır Annelerini itibarsızlaştırmak için çok çaba sarf ettiler. Ağızlarını her açtıklarında bize bayan haklarından, insan-yaşam hakkından, demokrasiden, özgürlüklerden dem vuranlar, Diyarbakır’daki o yüreği yanık anaların pak hareketlerine bir defa olsun takviye çıkmadılar. Bunu Batı’nın George’una, Helgası’na söylüyorum. Hani sizin insan haklarınız? Niçin sesiniz çıkmıyor? Şayet onlardan, o terör örgütü mensuplarından birisi olsaydı Diyarbakır’dan ayrılmadınız. Fakat ne yazık ki o terör örgütü mensuplarından olmayınca gelip kapılarını bile çalmadınız. Terör örgütüne ve siyasi uzantılarına reaksiyon göstermek yerine ahlaksızca devleti suçlayanlar oldu. Diyarbakır’a gidipte ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan, acılarını paylaşmaktan çekinen hatta bu yürekli anneleri izam eden, tehdit eden siyasetçi müsveddelerini de gördük. Kaldıkları otele davet ettiler. Ayaklarına gitmediler, gidemediler. Yasin Börü’nün katillerini aklamak için seferber olanlar, ciğer pareleri zorla dağa kaçırılan anneler için kıllarını dahi kıpırdatmadılar. Diyarbakır Anneleri, dünya hak çabası tarihine altın harflerle yazılan onurlu duruşlarıyla işte tüm bu riyakarlıkları da ortaya koydular” diye konuştu.’BU ÜLKEYİ TERÖR BELASINDAN KURTARACAĞIZ’Bu yılki 2’nci vefa mükafatını başlattıkları nöbetle evlatlarını terörün pençesinden kurtarmaya çalışan yiğit Diyarbakır Annelerine vereceklerini belirten Erdoğan, “Cesaretleriyle, fedakarlıklarıyla, karşılıksız sevgileriyle yolumuzu aydınlatan Diyarbakır Annelerini bir sefer daha hürmetle selamlıyorum. Anaların sabrı, dirayeti ve duasıyla inşallah bu ülkeyi terör belasından kesinlikle kurtaracağız. Çağdaş dünyada insan giderek daha fazla yalnızlaşıyor. Daha fazla içine kapanıyor. Fıtratına daha fazla yabancılaşıyor. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknolojik araçlar sundukları uydurma ve sanal mutluluklarla insanı gerçek hayattan daha çok kopartıyor. Salgın bize hem kul olarak acizliğimizi hem de hayatta maddiyat dışında peşinde koşulması gereken daha ulu gayeler olduğunu hatırlatmıştır. Sıkıntı kulluğunun şuuruna vararak insanı insan yapan kadim pahaları yine ihya edebilmektir” sözlerini kullandı.’BU ÜLKE MAZLUMLARIN SIĞINAĞI OLMAYA DEVAM EDECEK’Ardından Türkiye’deki göçmenlerle ilgili muhalefete seslenen Erdoğan, “İçinde sürüklendiğimiz bu girdaptan lakin düzgünlüğü büyüterek, merhameti yücelterek, yardımlaşmayı arttırarak, düzgünlüğün kanatlarına daha sıkı tutunarak çıkabiliriz. Güzellik ve ihsanı yalnızca vicdan barometremiz yükselince başvurduğumuz bir davranıştan çok, hayatımızın merkezine oturtmak, daima kılmak, sürdürülebilir kılmak mecburiyetindeyiz. Bunu başardığımızda hem vicdanımızın, hem hayatımızın, hem de dünyanın daha huzurlu bir yer haline geldiğini göreceğimize inanıyorum. Etrafımızda yaşanan trajediler; istiklalimiz, istikbalimiz, vatanımız, devletimiz başta olmak üzere elimizdekilerin değerini çok daha güzel bilmemiz gerektiğine işaret ediyor. Veren elin alan elden üstün olduğunu asla aklımızdan çıkarmadan tüm mazlumlara, mağdurlara, gariplere kapımızı, gönlümü açık tutmayı sürdüreceğiz. Dün Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan gelmişlerdi bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Lakin bu ülke sürekli mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir. Bundan hiç kaygınız olmasın. Bu hoş ülkemizde ana muhalefetin yanındaki ve başındakiler ne diyorlar? ‘Biz seçimi kazandığımızda bu ülkedeki mültecileri, ülkelerine göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Biz konut sahipliğine devam edeceğiz. Bundan huzursuz değiliz. ve ben sevgili milletime sesleniyorum; düşünceleriniz olabilir, vakit zaman yük de olabilir. Unutmayın bunun ecri çok büyüktür. Bu ecri hiçbir vakit bir kenara koymayın. Biz her vakit düşmüşün yanında olduk” dedi.’ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ 18 MART’TA AÇILIYOR’Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de 18 Mart’ta açacaklarını hatırlatarak, “Asya ile Avrupa’yı bağlıyoruz. Daha evvelce gün geliyordu deniz dalgalı olunca feribotlar çalışmıyordu. Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya geçiş adeta mümkün olmuyordu. Ancak artık 6 dakikada bir taraftan bir tarafa geçme imkanı buluyoruz. Bununla dünyaya bir örnek teşkil ediyoruz. Yavuz Selim Köprüsü’yle bunu yaptık, Avrasya ile denizin altından bunu yaptık. Hepsinden öte Marmaray’la bunu yaptık. Osman Gazi Köprüsü’yle bunu yaptık. Şanlıurfa ile Adıyaman ortasında Nissibi Köprüsü ile birebir biçimde bunu yaptık. 26 havalimanımız varken, artık 56 havalimanımız var” diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayette 207 üniversite bulunduğunu, artık üniversitenin olmadığı ilin bulunmadığını söyledi. Hakkari, Iğdır ve Muş’taki öğrencilerin üniversite eğitimi için Ankara ve İstanbul’a gelmeyebileceğini söyleyen Erdoğan, “Üniversiteyi artık onların ayağına götürdük. Artık hocalarımız, profesörlerimiz, doçentlerimiz oraya gidip, orada gençlerimize, yavrularımıza ilim tahsil imkanı veriyorlar. İşte siyaset anlayışımız bu. Çabucak çabucak Türkiye’nin dört bir yanında, dünyanın dört bir yanından gelen gençlerimiz oralarda ilim tahsil ediyorlar. Hamdolsun bugünlere azimle, kararlılıkla geldik. Kâfi değil, daha çok şeyleri de başaracağız” sözlerini kullandı.
Konuşmaların akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ahmet Aydemir, Ali Lider, Gamze Özçelik ve Siraj Wahhaj’a yeterlilik mükafatları verildi.
İmaj dökümü:
– Davetlilerden imaj
– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması
– Ödül takdimleri
– Genel ve ayrıntı
Haber: Şaduman UNUTMAZ-Kaan ULU-Şifa SANSAR/ANKARA,
Recep Tayyip Erdoğan, Togo Cumhuriyeti, Afganistan, Ukrayna, Aktüel, Haberler