Bugünün iş dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi gelişmeye ve iş yapma şeklimizi etkilemeye devam ediyor. Aşı uygulamasının pozitif bir ortam yaratması sayesinde ofislerin kapılarını açması ve çalışanların masalarına geri dönmesiyle hayatın eski normal rutinine dönüşmesi ümit ediliyor. İş yerlerine toplu dönüş başladığında ve yeni esnek bir iş gücü ortaya çıktığında, yeni iş hareketliliği bulmacasını ele almak her zamankinden daha önemli hale gelecektir. Ancak, söz konusu bulmaca giderek daha karmaşık hale geliyor. Pandeminin ardından kuruluşların, çalışma yöntemleri, yeni teknoloji gereksinimleri ve bunları benimsemenin getirdiği zorluklar söz konusu olduğunda değişen çalışan beklentilerini yönlendirip yönetmeleri gerekecek.
Post pandemi döneminde değişen çalışan beklentileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
“Her zamanki gibi iş” kavramı geçen yıl kesinlikle tersine döndü ve bu, çalışanları mutlu ve elde tutmanın ne anlama geldiğine dair yeniden düzenlemeleri gerekli kıldı. Çalışanların ofisten uzakta ve kendi evlerinde geçirdikleri zaman, iş gücüne işyeri önceliklerini ve beklentilerini yeniden düşünme şansı verdi. Geçtiğimiz aylarda, çalışanların ofise mi dönmek, yoksa evden çalışmak mı isteyip istemediğine veya her ikisinin birleşimine ilişkin tartışmalar yaşandı. Aslında, çalışanların yarısından fazlası (%59), COVID-19 kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra bile mümkün olduğunca uzaktan çalışmaya devam etmek istediklerini belirtiyor. Esnek çalışma seçenekleri, bir süredir çoğu çalışan listesinde üst sıralarda yer alıyor ve artık bir toplum olarak uzaktan da aynı derecede etkili çalışabileceğimizi kanıtladığımıza göre, bu beklentiye göre hareket etmek çok daha kolay olacak.
Dahası, gündemin üst sıralarında yer alan sadece ev eksenli çalışma değil. Pandemi, işyeri tasarımında ve halihazırda yapılmakta olan konuma bağlı değişiklikleri de hızlandırdı. Bunu fark etmek için COVID-19’dan önce dünya çapında ortak çalışma alanlarının popülerliğine bakmamız yeterli. Yeni çalışma modelleri, işletmelerin esnek iş birlikçi ve sosyal alanlara yer açmak için masaları azaltması gerektiği anlamına geliyor. Çalışanların merkezi, şehir merkezli ofislerde olma istekleri de değişti. Şirketler ofislerin yeri ve büyüklüğü ile ilgili gerekliliklerin değiştiğinin bilincinde olarak çalışanlarının yaşadıkları yere yakın bölgesel ofisler kurmaya zorlanıyor. Pandeminin bir etkisi de şirketlerin operasyonları birkaç konum arasında bölmesi ve potansiyel olarak daha küçük ofislerden faydalanması olabilir. Son olaylar, çalışanların işyerinin sosyal haklarından yararlanma şeklini de doğal olarak değiştirdi. Ofis tabanlı avantajlar, yeni iş dünyamız için artık gereksiz bir hal aldı. Sonuç olarak, işletmelerin çalışanlarına getirdikleri değer teklifi üzerinde daha fazla çalışmaları gerekecek.
Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel
Bu beklentileri yönetmek için en önemli nokta nedir?
Bu yeni çalışma yöntemlerini etkinleştirmenin ve çalışanların beklentilerini karşılamanın merkezinde teknoloji var. Özellikle Y kuşağı çalışanları için teknoloji zaten iyi bir iş deneyiminin belirleyici bir faktörüdür. Bununla birlikte pandemi, tüm çalışanlar için başta uzaktan çalışanlar tarafından kullanılan cihazlar olmak üzere güvenilir iş yeri teknolojisinin önemini vurguladı.
Bazı işletmeler, uzaktan çalışmayı desteklemek için iş güçlerini BT kitleriyle donatmak için zorlanmış olabilir. Birçoğu toparlanma aşamalarına girdiğinden, yalnızca teknoloji tedarik seçimlerini yeniden düşünmekle kalmayacak, aynı zamanda “bir sonraki normal” de uzun vadede başarılı olmak için dijital yenilikleri geliştirmeleri gerekecek.
Dizüstü bilgisayarlar ve PC’ler bu salgının bilinmeyen destekçileri oldu ve bu yeni çalışma dünyasında da öyle olmaya devam edecek. Bu nedenle, işletmelerin hem evde çalışmayı hem de ofiste geçirilen zamanı barındıracak şekilde tasarlanmış hafif ve taşınabilir, ancak güçlü cihazlara yatırım yaptıklarından emin olmaları gerekir. Bu cihazların hareket halindeyken herhangi bir olası çarpma ya da düşmeye karşı dayanıklı olması ve aynı zamanda zahmetsiz iş birliğini mümkün kılmak ve maliyetli kesinti sürelerini önlemek için bir akıllı telefonla aynı üst düzey bağlantıya sahip olması gerekir. Bununla birlikte, işletmeler için her yerden çalışma modelini kolaylaştırmada kilit rol oynayacak olan yalnızca son kullanıcı cihazları değil. Ekip çalışmasının artık aynı fiziksel konumda olmak zorunda olmadığımız yeni bir gerçekliğe resmen girdik. Giyilebilir cihazlar gibi diğer dijital teknolojiler de iş yeri iş birliğinde önemli bir rol oynayacaktır. Örneğin akıllı gözlükler, etkileşimli uzaktan iletişimi mümkün kılarak, belge alma, iş akışı talimatları ve gerçek zamanlı veri yakalama gibi işlevlerle insanları yüz yüze getirecek. CCS Insight, giyilebilir cihazların satışlarının 2024 yılında 300 milyon adede ulaşmasının beklendiğini tahmin ederken, küresel giyilebilir cihazlar pazarı pandemi sırasında ne kadar önemli ve güçlü bir yere sahip olduğunu kanıtladı.
İşletmeler data işleme ve yönetmeyi nasıl efektif ve güvenli hale getirebilir?
Bu sorunun yanıtı oldukça basit: “Daha yeni nesil teknolojilere yatırım yapmak”. Ağları tamamen elden geçirme süreci durgunluk yaşayan işletmeler için zaman ve kaynak zorunu yaratabiliyor. Sınır Bilişim, bunu halletmek için uygun çözümler sunuyor; kullanıcıların ağ çekirdeğine gönderdikleri veriler konusunda daha seçici olması verilerin uçta işlenmesiyle bulut üzerindeki yükü azaltıyor. Bu noktada dikkat edilecek bir diğer önemli husus ise güvenlik. Ofis içinde ve dışında kurumsal ağa erişen cihazlar işletmeleri siber tehlikelere açık hale getirir. Son araştırmalara göre, web kullanıcıları tarafından bildirilen fidye yazılımı saldırılarının sayısı 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 485 arttı.
Pandeminin devam eden etkisiyle yüzleşmeye devam ederken bile, COVID-19 sonrası iş hareketliliğinin nasıl görüneceğine dair konuşmalar çoktan başladı. İş dünyası sonsuza dek değişti ve bununla birlikte yeni çalışma yolları ve işletmelerin uyum sağlamaları için yeni çalışan beklentileri durmadan değişiyor. Mobiliteyi “sonraki normal” olarak doğru bir şekilde uygulayabilmek, yeni nesil teknolojiyi içermesi açısından zaman ve yatırım gerektiriyor.
Biz de Dynabook olarak geliştirdiğimiz tüm çalışmalarımız ve teknolojilerimizle bu dönüşümlerin merkezinde olmayı hedefliyoruz. Çalışkan ekiplerimiz, nihai güvenliği sağlamak, pazar ve tüketici ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak onların en güncel teknolojiye sahip olduklarından emin olmak için yenilikçi ve vizyoner ürünler yaratmak konusunda ellerinden gelenin en iyisini yapıyor.