Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), AB Komisyonu’na gönderdiği yazıda, AB’nin Türkiye ile imzalanan serbest ticaret anlaşmaları ve Gümrük Birliği’ne rağmen uyguladığı bu yaptırımların adil olmadığına dikkat çekti. Türkiye’nin AB’ye ihracatının son 2 yılda yüzde 34 azaldığı vurgulanarak, yaptırımların kaldırılması istendi. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, Almanya’nın da aralarında bulunduğu 12 ülke ekonomi bakanının AB Komisyonu’na yaptırımların uzatılması için başvurduğunu belirterek, “Bizler de Mart ayında yapılan çelik ortak komitesi hazırlık toplantısında uzatmanın hakkaniyete, adil ve serbest ticaret anlayışına uygun olmadığını söyledik. TÇÜD olarak da görüşlerimizi komisyona yazılı olarak bildirdik” dedi.
YOK SAYILIYOR
AB’nin kota ve ek vergileri sonrasında son 2 yılda Türkiye’nin çelik ihracatının yüzde 34, 2021’in ilk iki ayında ise yüzde 20 azaldığını söyleyen Yayan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hala neyi koruyorlar? İhracatın sıfırlanması mı isteniyor? Güya aramızda bir serbest ticaret anlaşması (STA), Gümrük Birliği gibi serbest ticaret ortamının oluşturulmasını hedefleyen anlaşmalar var. Ama bunlar yok sayılıyor. Türkiye, aralarında STA olmayan Rusya, Fas, Mısır gibi diğer ülkelerle bir tutuluyor. Sağduyunun hakim olacağını ve uzatılmama yönünde bir karar çıkacağını ümit ediyoruz. Avrupalı çelik tüketicileri de bu uzatmaya karşı. Çünkü özellikle otomotiv, beyaz eşya üretiminde kullanılan yassı çelik ürünlerini bulmakta zorluk çekiyorlar. Böyle olunca da üretim maliyetleri dünya fiyatlarından kopuk bir şekilde artıyor.”
DOLAYLI YARDIM
Koruma tedbirleri sebebiyle AB içinde çelik fiyatlarında 100 ila 200 seviyesinde artış yaşandığını, ABD’de 500 dolara kadar çıktığının altını çizen Yayan, “Çünkü ABD ithalatı sınırlandığında, iç talebi dengelemek için fiyat artışı yapılıyor. Amerikalı ve Avrupalı üreticiler fırsatçılık yapıyorlar. Aslında ABD ve AB yönetimleri bu durumu gördükleri halde sektörlerine fon yaratmak ve ayakta kalmalarını sağlamak için dolaylı bir devlet yardımı olarak bu uygulamayı sürdürüyorlar. Çünkü Amerikalı ve Avrupalı çelik üreticilerinin bir bölümü objektif koşullarda ayakta kalabilecek durumda değiller. Oysa OECD toplantılarında kamu kuruluşu niteliğindeki çelik üreticilerine ve etkin olmayan çelik kapasitelerine devlet yardımı yapılmamasını savunurlarken, kendi ülkelerinde dolaylı teşvikler veriyorlar” dedi.