21 Şubat 2016 tarihinde Türk Telekom Arena’da olaylı biten Galatasaray – Trabzonspor maçından sonra görevi bırakmak zorunda kalan eski FIFA kokartlı hakem Deniz Ateş Bitnel, o günün detaylarını Radyo Gol’den Burcu Eken’e anlattı.
“BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM”
Mart ayından 3 ya da 4 ay önce aldığım bir kararla hakemliği bıraktım. Alınan kararlar, yapılan davranışlar beni buna mecbur bıraktı. Galatasaray – Trabzonspor maçından sonra çocuğum okulda tehdit edildi. Rehberlik servisine kapatılmak zorunda kaldı. Süper Lig hakeminin 47 yaşında görevi bıraktığını düşünürsek önümde 9-10 yıllık bir süreç varken bırakmak zorunda kaldım. Kararı kendi hür irademle aldım fakat şartlar ve gelişmeler beni buna mecbur bıraktı.
“KUMPAS YAPILDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
16 Şubat 2016 tarihinde oynanan Gençlerbirliği 2-0 Bursaspor maçı sonrası Galatasaray – Trabzonspor maçına yüksek oranla görevlendirileceğimi tahmin ediyordum. Tahmin edemediğim şey ise ekip arkadaşlarımın değiştirilecek olduğuydu. Sürekli görev yaptığım hakem triosu böylesine zorlu bir maçta MHK’nin takdiriyle değiştirildi. O güne kadar başarılı olarak gelmemin sebebi benim değil, ekibimle birlikte iyi maç yönetmemdi. Ekibimden sadece kale arkası hakemi Murat Özcan o maça tayin edilmişti. Neden ekibim benimle yok diye sorduğumda ‘Her maça farklı kişilerle çıkmayı bilmelisin’ cevabını aldım. Böyle bir maç öncesi bu şekilde bir tasarrufa gidilmesi kötü oldu. Sonuçları da ortada. Bana kumpas yapıldığını düşünmedim, düşünmekte istemiyorum. O kadar çok bu söylenildi ve söylenmeye devam ediyor ki ben yine de iyi niyetli düşünmeye çalışıyorum.
“KART, HAKEMİN NAMUSUDUR”
Pozisyon gereği müsabakanın 86. dakikasında penaltı çaldığımda, penaltıya sebebiyet veren Cavanda üzerime doğru koşarak göğsüme fiziki müdahalede bulundu. Bende kurallar gereği müdahale eden oyuncuya kırmızı kart gösterdim. Kırmızı kartı cebime koymaya çalışırken Salih Dursun yanıma yaklaştı, elime vurdu, kartı yere düşürdü. İnsanların dediği gibi kartı yere düşürmedim. Kart, hakemin namusudur. Oyuncu, bir hakeme karşı böyle yapmamalıydı. Salih’in yapmış olduğu bir kurgudur. Kendini ön plana çıkarma çabasıdır. Türkiye’de yanlış yorumlar yapılarak böyle bir futbolcu kahraman ilan edildi, heykeli dikildi. Oyuncunun arkasında duran kişilerde yanlış kişinin arkasında duruyor. Ben art niyetli hata yapmadım. Belki durduğum açı itibariyle yanlış ve hatalı yorum yapmış olabilirim.
“UİLENBERG KADAR DESTEK OLMADILAR”
Bu olayı yaşadıktan sonra birkaç yöneticiyi haricinde bütün hakem arkadaşlarım, özellikle ve özellikle hakemliğe yeni başlamış kardeşlerim inanılmaz destek oldu. Özellikle Uilenberg çok destek oldu. Onun kadar yöneticiler destek olsaydı ben şu an Şampiyonlar Ligi finali yönetiyordum. Yine de aradan 4 yıl geçmesine rağmen ‘Lütfen hakemliğe geri dönün’ diye mesaj atan genç, kendisine idol alan arkadaşlar var.
Dönemin MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu “Müsabakanın 86. dakikasında bir takım aleyhine penaltı kararı verip 2 oyuncuyu atabilmek hele hele hakemlik onurunu zedeleyecek bir hareket yapan oyuncuyu atabilmek birazcık cesaret isterdi. Bu cesareti gösterdiğin, hakemlik onurunu koruduğun için teşekkür ederim.” dedi.
“GÜÇ SAVAŞI VARDI”
O gün sahada olan olaylardan sonra bir güç savaşı ortaya çıktı. Bugüne kadar dişiyle tırnağıyla bir yerlere gelmiş, arkasında kimse olmayan, torpili olmayan Deniz Ateş Bitnel’i tabiri caize yemek en kolayı oldu. Benim gücüm FIFA hakemi olmaya yetti, öyle kalmaya yetmedi. Beni bir basamak olarak kullanıp kendilerini kurtarma çabasında olan insanlar olduğunu düşünüyorum.