Zanzibar’ın merkezi Stone Town’a yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta bulunan ve geçmişte ‘köle pazarı’, ‘köle hapishanesi’ ve ‘karantina merkezi’ olarak kullanılan Changuu Adası, bugün müze, otel, restoran ve kafe olarak turistlere ve yerli halka hizmet veriyor. Devlet-özel sektör ortaklığıyla işletilen, yaklaşık 800 metre uzunluğa ve 230 metre genişliğe sahip ada, Zanzibar turizminin en önemli merkezlerinden birisi haline gelmiş durumda. Dünyada dev kaplumbağaların yaşadığı birkaç adadan biri olan Changuu Adası’na, turistler ve yerli halk yerel Svahili dilinde ‘dhow’ adı verilen ahşap kayıklarla ulaşarak dev kaplumbağaları görme fırsatı buluyor. Yaklaşık 50 dolar karşılığında adaya gelen turistler, giriş için 4 dolara denk gelen 10 bin şiling, Tanzanya vatandaşları ise 5 bin Şiling ödüyor.
Ada önce hapishane sonra karantina merkezi oldu
Yerleşimin bulunmadığı Changuu Adası, Zanzibar Sultanı Macid bin Zaid tarafından 1860 yılında köle tüccarlarına satıldı. Köle tüccarları ise bir hapishane inşa etmek isteyen İngiliz general Lloyd Mathews’e 1893’te adayı sattı. İngiliz generalin inşa ettiği yapılar, önce kölelerin tutulduğu hapishane daha sonrasında ise hastane ve karantina merkezi olarak kullanıldı. Afrika’nın birçok ülkesine yayılan sarı humma hastalığı nedeniyle karantina merkezine dönüştürülen ada, Zanzibar’a gelenlerin ve Zanzibar’dan çıkanların sağlık muayenelerinin yapıldığı yer oldu. Bir zamanlar insanların köle olarak alınıp satıldığı, bugün ise müze ve otel olarak kullanılan adadaki binaların duvarları, adeta yaşanan acıların izlerini taşıyor. Hapishane koğuşu olarak kullanılan odalarda, o günlerde kölelerin bağlandığı zincirlerin halkalarını halen görmek mümkün.
Adaya dev kaplumbağaları İngiliz Valisi gönderdi
İngilizlerin Şeyseller Adası Valisi, Zanzibar Sultanı’na 1919 yılında hediye olarak 4 dev Aldabra kaplumbağası gönderdi. Hızla üreyen kaplumbağaların sayısı, 1950 yılına gelindiğinde 200’e kadar ulaştı. Yaklaşık 120 santimetre uzunluğa ve 250 kilogram ağırlığa ulaşabildiği bilinen Aldabra kaplumbağalarının 200 yıla kadar yaşayabildiği biliniyor. Yaşı kabuğundan tespit edilen Aldabra kaplumbağalarından adada yaşayanlarının en yaşlısı 194 yaşında, en küçüğü ise henüz birkaç günlük.
Adadaki doğal parkta yaşamlarını sürdüren kaplumbağalar, genellikle sebze ve lahana yapraklarıyla besleniyor. Turistler ve yerli halk, elleriyle beslediği kaplumbağalarla fotoğraf çektiriyor ve bu anları cep telefonlarının kamerasıyla görüntülüyor. Beyaz kumlu plajların ve okyanusun keyfini daha uzun yaşamak isteyen turistler, adadaki otelde konaklayabiliyor. Kent merkezinde kalanlar ise geldikleri kayıklarla yaklaşık 40 dakikada şehre ulaşabiliyor.