Proje yönetiminin bir meslek değil bir yetkinlik olduğunu söyleyen Özbilen, “Proje Yönetimi herkeste olması gereken bir yetkinlik. Proje Yönetimi Danışmanlığı dediğiniz zaman onun içerisine program eğitimleri de giriyor. Birçok şirket proje yapıyor ama konu projenin yönetimine gelince sıkıntı oluyor. Proje yöneticisinin rakamlarla sürece hâkim olması gerekiyor. Ancak o zaman projeyi yönetiyor diyebiliriz”. “Bir projenin başarıyla tamamlandı denilebilmesi için ise; o projeyi isteyen kişinin sonuçlardan memnun olması gerekir. Bu durumda o proje başarı ile tamamlanmış demektir” dedi.
Bir yerde çalışırken, bir yerden para gelirken startup kurulmamalı
Startup kuracaklara önerilerde bulunan Özbilen, startuplarda fikirden çok kişilerin önemli olduğunu vurgulayarak, “Girişimcilere önerim var. Odaklanmak çok önemli. Bir yerde çalışırken, bir yerden para gelirken olmuyor. Tek yöne gidilmesi çok önemli. Öyle olmayınca fikir ne kadar dâhiyane de olsa maalesef ilerlemiyor, duruyor. Startup’larda en az 3 yılda hedefin ortaya çıkması lazım. 3 yılda en azından bir uç veriyorsa ne âlâ ama olmuyorsa mutlaka iyi gitmeyen, değişmesi gereken bir şeyler var demektir.” diye ekledi.
Startup önce ekip, sonra fikir işi
“Bir Startup’a yatırım yaparken önemli şeylerden bir tanesi arkasındaki ekip. O işe gönül koymuşlar mı koymamışlar mı ona bakılması gerekir. Diğer bir noktada ekip birbiriyle ne kadar uyumlu bunu gözlemlemek gerekir. Çok yakın çalışıyor ve birbirlerine güveniyorlarsa, değer yargılarını aynı şekilde paylaşıyorlarsa o iyi bir ekiptir. O proje düşünülebilir bir projedir. Fikir çok iyi ama ekip iyi bir özellik taşımıyorsa o yatırım batar, takım dağılır. İnsan faktörü çok önemli. Fikir orta düzeyde bir fikir olur ama ekip çok iyiyse o fikir geliştirilir çok daha iyi hale getirilir. Ortak aklı ve insan ilişkilerini çok önemsiyorum.” dedi.
Özbilen, COVİD-19, Dijital Dönüşüm ve globalleşme ile ilgili de önemli açıklamalarda bulundu:
Globalleşmekten korkmayın
“Globalleşmekten ne kast edildiği önemli. Globalleşme zor bir şey değil. Korkmamak gerekiyor. Yurtdışına açılmakta çok korkulacak bir şey yok. Girişim başarılı olabilir, olmaya da bilir bunu öngörmesi gerekir. Girişimcinin çok iyi bir networke sahip olması gerekir. Günümüzdeki teknolojiler buna imkân veriyor. Bugüne kadar 60’dan fazla ülkede bu eğitimleri verip, çalışmalar yaptım. Networkün çok önemli olduğunu gözlemledim.”
Dijital Dönüşümün 3 farklı ekolü var
“Dijital Dönüşümün 3 farklı ekolü var. Biri Amerikan Ekolü, ikincisi Avrupa Ekolü, bir de Uzakdoğu tarafı var. Dijital dönüşüm için kurumlara önce ne yapmak istediklerini sormalı. Örneğin süreci otomatik hale mi getirmek istiyor? Önce sürecini yalınlaştır diyoruz. Yönetimin dijital dönüşümden ne anladığı/beklediği sorulmalı. Yapmak istedikleriyle yaptıkları arasındaki bağ kurulamıyorsa zararlı olabilir. Dijital dönüşüm denildiğinde yönetime önce “Ne yapmak istiyorsunuz?” sorusu sorulmalı.”
COVID -19 dünyanın altından halıyı çekiverdi
“Pandemi süreci ciddi anlamda bir şeyleri etkiledi. COVİD-19 önemli değişikliklere sebep olacak. Corona tüm dünyanın altından halıyı çekiverdi. Birçok değişiklik olacak, geriye izleri ve yarattığı alışkanlıklar kalacaktır. Mesela İstanbul’da bazı plazaları öğrenci yurduna ya da hastaneye çevirme planları var. Artık ofis alanı olarak çalışmayabilecekler.”
Değişim ve dönüşüm devam edecek
Özbilen son olarak sözlerini şu şekilde tamamladı: “Şirketlerdeki dijitalleşmeyi COVİD-19 tetikledi. Beklenen dönüşümü gerçekleştirmeye başladı. Bundan sonra da değişim ve dönüşüm devam edecek. Kurumlar uyum sağlamak için içlerine döndü. Bu konuda ben kötümser değil iyimserim. Bir şeylerin değişmesi iyidir. Harekette bereket vardır.