Halbuki Türkiye için stratejik sektör halinde gelen bilişim ve teknolojiye verilecek eğitim, yatırım ve mevzuat destekleri, gerek milli sanayimizin büyümesi gerekse yakın geleceğin dijital toplumuna adaptasyon için hayati önemde. Yüksek teknolojiye dayalı dijital ekonomiye geçişin ancak özel sektör, kamu ve tüm toplum kesimlerinin sahiplenmesiyle mümkün olduğunu biliyoruz. Dijital dönüşümde dünyanın gerisinde kalmamak için genel olarak yapılması gerekenleri dört maddede toparlayabiliriz.
Seferberlik
Uzman Posta’nın Kurucu Genel Müdürü Gökalp Çakıcı’ya göre dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmişlik, bir seferlik bir proje değil, sonu olmayan, sürekli yenilenmesi, desteklenmesi ve iyileştirilmesi gereken bir olgu. Türkiye, son yıllarda özellikle e-devlet ve elektronik bankacılık alanlarında iyi bir noktaya geldi ancak bu yeterli değil. Dijital dönüşüm hızla hem endüstriyel hem de toplumsal bir öncelik olarak tanımlanıp ulusal bir seferberliğe konu edilmelidir. Hızla altyapı, Ar-Ge, kamu ve özel sektör işbirliği gibi başlıklarda destekler ve teşvik edici mevzuatla milli dönüşüm süreci hızlandırılmalıdır.
ArGe ve patent için özel ve kamusal destek
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojilerinin toplam özel sektör katma değeri, istihdamı ve yatırımları içerisindeki payı OECD ülkelerinin oldukça altında kalıyor. Bu sektörde katma değeri oranını artırmak, inovatif, yaratıcı ve talep görebilecek bilişim ürünleri üretmekle mümkün. Bunun temini için hayata geçirilebilecek önlemler arasında yeni teknoloji girişimlerinin (startups) maliyetlerinin uzunca bir süre kredi ve vergi muafiyeti gibi yollarla düşürülmesi, bilişim alanında yetişmiş kişilerin istihdamına teşvikler sağanması, kamu ve özel kuruluşlardaki Ar-Ge faaliyetlerine hedefli ve denetimli destekler verilmesi, yurt içinde teknoloji patent başvurularının artması sağlanarak yurt dışına da taşınabilmeleri için destek ve rehberlik sağlanması sayılabilir.
Eğitimde içerik ve erişim odaklı revizyon
Dijital dönüşümün en büyük sermayesi eğitimli, kültürlü, evrensel düşünme yetisine sahip insandır. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu bilim ve teknolojide büyük potansiyel taşıyor. Genç nüfusa dijital değişimi sürükleyecek donanım kazandırmak için bilişim okuryazarlığı başta olmak üzere, teknoloji, bilim ve kültürün hemen her alanında eğitim olanakları sağlamalı, bu olanaklara geniş kesimlerin erişimini destekleyerek kolaylaştırmalıyız.
Dijital eşitsizliğin azaltılması
Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu her ne kadar teknolojik gelişmelere çok açık olsa da, adaptasyonda gelir ve sınıf bazında büyük dengesizlikler göze çarpıyor. Özellikle dijital dönüşümde en az büyük şirketler kadar önemli bir role sahip olan KOBİ’lerin bu süreçte geri kaldığı bir gerçek. Bunun yanı sıra kadın ve erkek, yaşlı ve genç, eğitimli ve eğitimsiz bireyler arasında da bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımında büyük bir eşitsizlik var. Bu sınıfsal farkların giderilmesi için yurttaşların teknoloji kullanımının teşvik edilmesi şart. Örneğin bugün iyi bir noktada olan e-devlet hizmetlerinin kapsamının genişletilerek nasıl kullanılacağının öğretilmesi, yaşlı ve dezavantajlı gruplara dijital dönüşümle ilgili eğitimler verilmesi, teknoloji ve bilişim alanında eğitim şansı olmayan gençlere meslek ve beceri edindirme kursları yoluyla temel kazandırılması ve dezavantajlı bölgelerde teknoloji kullanımına yönelik seminerler verilmesi gibi yöntemler uygulanabilir.