Ne sürücüler ne de yolcular artık akıllı telefon ve televizyon gibi cihazlarda sahip oldukları ekran ve kontrol özelliklerinden mahrum kalmak istemiyor. Ama bundan daha fazlası var: geleceğin kokpitlerinde dijital ekranlar yalnızca yeni ekran ve kontrol özellikleri sunmakla kalmayıp, sürücüler ve araçları arasındaki etkileşimde de önemli bir role sahip olacak.
Tahminler, global araç içi görüntüleme sistemleri pazarının 2025 itibarıyla iki kat artarak 30 milyar dolara çıkacağını gösteriyor.
Araç Kokpitinde 3D efekt
3D ekranlar, son zamanlarda araç kokpitlerinde ön plana çıkıyor. Beyaz perdede 3D efektler, özellikle filmin eğlence değerini artırmak için kullanılıyor. Ancak araçlarda durum farklı. Bosch Araç Multimedya Sistemleri Başkanı Dr. Steffen Berns, “Ekranın alan derinliği, bir sürücü destek sistemi ya da bir trafik sıkışıklığı uyarısında, sürücülerin önemli görsel bilgileri daha hızlı kavramasını sağlıyor. Ekrandan dışarı fırlıyormuş gibi gözüken uyarılar, çok daha belirgin ve aciliyet hissi veriyor” dedi.
Ayrıca, park etme sırasında arka görüş kamerasından gelen görüntü, daha gerçekçi hale gelerek engellerin daha erken algılanmasını sağlarken; sürücüler arka çamurluk ile örneğin bir otopark duvarı arasında ne kadar mesafe kaldığı konusunda daha kesin bir fikre sahip oluyor. Sokaklarda navigasyon kullanırken; harita ekranının mekansal derinliği, hangi binanın bir sonraki dönüşü işaret ettiğini anında gösterdiği için 3D efekt belirleyici bir role de sahip oluyor.
İnovatif ve interaktif
Gözler, insanların tüm duyusal algılarının yüzde 90’ını oluşturuyor, bu yüzden bir otomobil ekranında yalnızca bilgileri göstermenin modası geçiyor.
Back-end fark yaratıyor
Ekranların boyutları büyüdükçe daha çok amaçlı ve akıllı hale geliyor; sesli ve dokunmatik kontrol özelliği de eklenince, daha fazla bilgisayar gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu, çok daha fazla sayıda kontrol ünitesi anlamına geliyor.
Önce emniyet
Araç içi ekranlar, katı emniyet standartlarına tabi tutuluyor. Özellikle sıcaklık dalgalanmaları ve titreşimler söz konusu olduğunda, bu standartlar tüketici elektroniği ürünlerinin çok daha üzerine çıkıyor. Örneğin, otomobil ekranlarının eksi 40 ila artı 120 santigrat arasındaki sıcaklıkta mükemmel bir şekilde çalışması gerekiyor ve bu durumun, aracın tüm hizmet ömrü boyunca korunması önem taşıyor. Kısmi arıza durumunda bile sürücülerin, her zaman için asgari miktarda önemli bilgilere erişebilmesi gerekiyor.