Bulgurlu, burada yaptığı konuşmada, piyasaların vakit içerisinde kendilerini dengelediğini belirterek, Türkiye’de muhtaçlık duyulan şeylerden bir tanesinin sürdürülebilirlik olduğunu lisana getirdi.
AB’nin Yeşil Muahede ile liderlik gösterdiğini kaydeden Bulgurlu, “Bizim üzere işletmeler ise kendilerini süratli bir biçimde adapte etmeyi başardılar ve bu sayede rekabet edebilme güçlerini devam ettirdiler ve pazardaki yerlerini aldılar.” tabirini kullandı.
Bulgurlu, Arçelik’in AB içerisinde de üretim yaptığını söz ederek, şöyle konuştu:
“AB pazarındaki dijitalleşmeye baktığımızda olağan ki hayatımızın her alanında Kovd-19’la birlikte bunun hızlandığını görüyoruz. Hayat artık ileride farklı bir yola gidecek ve dijitalleşme bilhassa imalat sistemleri, kullanılan eserler vesaire çok daha süratli bir halde değişecek. Bu da olağan ki şöyle bir sıkıntıya yol açtı, bu alandaki düzenlemeler değişimin suratının gerisinde kaldı. Artık yeni yeni yakalamaya çalışıyoruz.”
AB’de çok kapsamlı bir dijital dönüşümün gündeminin olduğunu vurgulayan Bulgurlu, kelamlarını şu halde sürdürdü:
“Kapsamlı bir dijital dönüşüm gündemi bulunmakta ve bilhassa sürdürülebilirliğe, marifetlere, KOBİ’lere odaklanıyor. Bu düzenleyici çalışmalar, iş ve istihdam yaratmak, hünerlerin uygunlaştırılması, yeni işletmeler için ekosistemin oluşturulması için de kullanılabilir. Türkiye merkezli bir şirket olarak bizler en başından itibaren bu sürece dahil olduk. DigitalEurope’un bir üyesi olduk mesela ve aktif bir biçimde lobicilik faaliyetlerimizi Avrupa Kurulu nezdinde sürdürdük. Sanayimizle ilgili olarak fakat şunu söylemek istiyorum. Yeşil Anlaşma’da da belirtildiği üzere AB global emisyonların yalnızca yüzde 8’inden sorumlu ancak sürdürülebilirlik açısından tüm dünyaya olağanüstü bir örnek oldu.”
“AB’nin teknoloji bölümünün düzenlenmesi alanında ne yaptığını yakından izlemek durumundasınız”
BusinessEurope Dijital İktisat Misyon Gücü Lider Yardımcısı, The Information Technology Industry Council (ITI) Lideri ve IBM Avrupa Kamu Bağlantılarından Sorumlu Lider Yardımcısı Liam Benham da AB’nin dijital siyaset yapımıyla ilgili olarak kendisini global bir düzenleyici makam olarak gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“AB aslında kendisini bu türlü görmekte haklı. Kaliforniya’da, Hindistan’da, İstanbul’da, nerede olursanız olun, AB’nin teknoloji dalının düzenlenmesi alanında ne yaptığını son derece yakından izlemek durumundasınız. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi şahsî dataların korunmasıyla ilgili bizim mevzuat çalışmamız. Zannediyorum AB’nin her işletmesinde ve dünyanın pek çok yerinde idare şuralarında, şahsî dataların korunmasıyla ilgili genel kanun dediğimiz vakit herkes neden bahsettiğimizi biliyor.”
Yeni düzenleyici çerçeve içerisinde yapay zekanın da ele alındığını belirten Benham, kelamlarını şu formda sürdürdü:
“Bunun çok önemli düzenleyici uygulamalara alışılmış olacağını göreceğiz. AB çok radikal tedbirler üzerinde de çalışıyor şu anda, dijital platformların sahip olduğu çok güçle ilgili olarak. Birebir vakitte daha fazla sorumluluk ortaya koymak istiyor, birtakım platformlar için Dijital Hizmetler Yasası ismi altında. Çok uzun bir listemiz var aslında AB’nin üzerinde çalıştığı bahislerle ilgili olarak, hizmet sunucularla ilgili olarak, siber güvenlik kurallarıyla ilgili olarak işletmelere mesela yeni yükümlülükler getirildi, getiriliyor. Ağ Bilgisi Güvenlik Yasası, Siber Güvenlik Yasası, başka düzenlemeler ve mevzuatlar, direktifler var. Yapılan çalışmalarla ilgili olarak uzun bir listemiz var.”
Benham, AB’nin kelam konusu alanda gerçekleştirdiği çalışmaların başka ülkeler için örnek teşkil edeceğine dikkati çekerek, “Bu çalışmalar aslında dünyanın geri kalanı için de bir altyapı oluşturacak. Büyük teknoloji şirketleri IBM ve öbürleri mesela bu düzenlemeleri global uygulamalara da taşıyacak. Şahsî verilen korunmasıyla ilgili kanunla ilgili bu bu türlü olacak.” dedi.
“AB dijitalde ilerleme kaydetmek istiyor”
DigitalEurope’un Altyapı, Saklılık ve Güvenlikten Sorumlu Direktörü Alberto Di Felice ise programda yaptığı konuşmada, Avrupa’da dijitalleşmeyi daha fazla görmek istediklerini belirterek, şöyle konuştu:
“2 yıl evvel yeni komisyon bizim Avrupa için performans göstergelerimizi ortaya koymuştu, ne görmek istiyoruz çıktı olarak bunu ortaya koymuştu. Daha dijital bir Avrupa görmek istediğimiz belirlenmişti. Ekonomik sonuçlara dijital dönüşüm aracılığıyla daha çabuk ulaşabileceğimiz bir Avrupa görmek istiyoruz, gerek sıhhat gerek öteki hizmet alanları olsun dijitalleşmeyi daha fazla görmek istiyoruz.”
Salgınla bir kadro şeylerin değiştiğine dikkati çeken lakin AB’deki dijitalleşme ivmesinin değişmediğini söz eden Felice, şunları kaydetti:
“Tam bilakis yasama teşebbüslerinin de ötesinde artık açıkça bizler yatırımlar açısından bu işareti görüyoruz. AB dijitalde ilerleme kaydetmek istiyor. Salgın 750 milyar avroluk bir toparlanma paketinin ortaya konulmasını gündeme getirdi. Tarihimizde birinci sefer çok açık ve net amacımız var önümüzde. Yüzde 20’lik bir kısmı bu ayrılan kurtarma paketinin dijitale gidecek, bu çok kıymetli. Bu fonlar aslında bu stratejiye bağlı olarak Avrupa için dijital bir dönüşümü öngören bir stratejiye bağlı olarak ortaya konuldu.”