İngiliz kamu yayın kuruluşu BBC’nin haberine göre, Al Maktum’un (69) 6 eşinden biri olan Prenses Haya (45), Londra’da kocasına karşı dava açtı.
Prenses Haya’nın İngiliz Yüksek Mahkemesinde açtığı ve bugün görüşmeye başlanan davada “zorla evlilikten korunma” talep ettiği bildirildi.
Haya’nın ayrıca ülkeyi birlikte terk ettiği çocuklarının vesayetini de istediği kaydedildi.
Prensen Haya’nın, mahkemeden başka talepleri de bulunduğu ancak detaylarının öğrenilemediği belirtildi.
AL MAKTUM’UN “YAYIM YASAĞI” TALEBİNE RED
Buna karşılık Al Maktum’un da mahkemeden dava hakkında “yayım yasağı” istediği ancak hakimin bu talebi reddettiği bildirildi.
İngiltere’de zorla evlendirilmeye karşı veya zorla evlendirilmiş olmak nedeniyle açılan davalarda mahkeme, “Zorla evlilikten korunma emri” çıkartabiliyor. Bu emri ihlal eden kişi, 5 yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor.
ÖNCE ALMANYA, SONRA İNGİLTERE’YE KAÇTI
Haya, önceki aylarda iltica başvurusunda bulunmak için kaçtığı Almanya’dan sonra Londra’ya geçmiş ve burada saklanmaya başlamıştı.
Ürdün kökenli ve İngiltere eğitimli Haya’nın, kentin merkezindeki Kensington Sarayı Bahçeleri bölgesinde 85 milyon (605 milyon TL) sterlin değerindeki bir evde yaşadığı belirtiliyor.
Haya’nın kocasından kaçmasının arkasında, “Emir’in BAE’den kaçmaya çalışırken yakalanan kızı Latifa’nın yaşadıklarının arka planını öğrenmesinin bulunduğu” iddia edilmişti.
Prensesin “yakın çevresine” dayandırılan haberlere göre, Latifa’nın geri getirilişine ilişkin yeni bilgilere ulaşan Haya, kendisini güvende hissetmediği ülkeden kaçma kararı aldı. Haya’nın, Londra’da BAE tarafından “kaçırılma korkusu” içinde yaşadığı iddia edilmişti.
DİPLOMATİK KRİZ ÇIKABİLİR
Haya’nın açtığı davanın İngiltere ile BAE arasında diplomatik krize yol açabileceği belirtiliyor.
Ürdün Kralı Abdullah’ın da üvey kız kardeşi Haya’nın, bu ülkeyle BAE arasında sorun çıkarması ihtimali bulunuyor.
Al Maktum’un Instagram hesabından paylaştığı kendisine ait şiirde, “bir kadının ihanetine uğradığı” anlamına gelen mısralar yer alması da Haya’nın kaçışına gönderme olarak yorumlanmıştı.
Al Maktum’un kızı Latifa, bir Fransızın yardımıyla geçen yıl ülkeyi deniz yoluyla terk etmeye çalışırken, Hindistan açıklarında yakalanmış ve geri götürülmüştü. Dünya çapında pek çok insan hakları savunucusu, Latifa’nın kendi iradesine aykırı ülkeye götürüldüğünü ve bunun bir “kaçırılma” olduğunu iddia etmişti.